Yeni yıl geldi, tarih atarken 2015 yerine 2014 yazma alışkanlığımızdan da kurtulduk ama ben maalesef bloğumu geçtiğimiz yılda bırakmışım, öylece kalmış :) Bir ses vermezsem 2016′ ya kadar öylece kalakalmasından korktum, bir panikle yazmaya başladım hemen :)) Öncelikle yeni yılın hepimize gönlümüzden geçenlerin kat be kat fazlasını vermesini dileyerek önce sağlık, sonra huzur ve mutluluk yanıbaşımızdan hiç eksilmesin diyorum… Yeni yıla yine evde bir koşturmaca ile girdim ben :) Şu küçücük evde eşyalarımı nereye koyacağımı bilemeyip beş yıldan uzun süredir oradan oraya hobi köşemle beraber dolaşıyorum :)) Yine aldığım ani bir kararla, taşındığım salondan tekrar küçük odaya geçmeye yeltenmiş bulunsam da, o odayı derleyip toplamak umduğum kadar kolay olmadı. Bir aydır neredeyse her haftasonu yavaş yavaş eşya topluyorum, kolilerin içine yerleştiriyorum desem yalan olmaz. Hani her topladığımdan sonra da arkama bakıp ne kadar kaldığını görmek istediğimde sanki hiçbir şey yapmamışım gibi bir manzara ile karşılaşmak da beni nasıl mutlu ediyor,…
Yılbaşı Kafası
Aslında geçtiğimiz ay bu yazının başlığını atmıştım :) O zaman ortada ne içerik vardı, ne de fotoğraflar… Başlık benim taslaklarımda dururken sevgili Işıkcan Instagram’ da “Hadi yılbaşı heyecanı başlasın” deyince o zaman oyunun adı da neden “Yılbaşı Kafası” olmasın dedim; seve seve kabul etti o da :) Ben yazıyı yazana kadar başlık halka mal oldu ama olsun, çok da iyi oldu :) Mevzuu bahis yılbaşı olunca içim kıpır kıpır olur benim… Beni uzun zamandır tanıyanlar yeni yıl coşkusunu çok erken yaşamaya başladığımı ve durup durup bir şeyler çıkardığımı bilir. Fotoğraf çekmeyi de çok sevince kendisine ödev verilmiş öğrenciler gibi hazırlanır dururum :) Eşim bu aralar bizim evi lunaparka benzetse de ben halimden oldukça memnunum. Gerçi her ne kadar sağda solda yanıp sönen ışıklara, aldığım onca ufak tefek aksesuara ara sıra laf etse de onun da bu durumdan hoşnut olduğunu düşünüyorum ya da düşünmek istiyorum :) Küçükken de böyleydim ben gerçi…
Yeni Yıl Geliyoooorr : )
Yeni yıl süslemelerine iki ay önceden başladım, evet – benden beklendiği üzere :) Zaten son dakika süslemeye başlayınca tadı çıkmıyor, önceden yapmak lazım bu süsleme işlerini; ki hem doyasıya oynayalım hem de fotoğraf çekebilelim ^_^ Yalnız her geçen sene süsleme olayının kapsamını genişletiyorum; ilerleyen yıllarda halim ne olacak diye de düşünmeden edemiyorum bu yüzden :) Kumaşla kapladığım eski mini ütü masamın renkleri yeni yıl konseptine uyunca salonda bir köşeye koydum onu, üzerini incik-cıncık süslerle doldurmaya başladım. Eski yıllardan kalan süsler, yeni almaya başladıklarım, kullanım amacını değiştirip farklı bir amaca hizmet etmeye başlayanlar derken ortam şenlenmeye başladı bile :) Şu kardan adam iki yıl kadar önce bir arkadaşın hediye kutusunun süsüydü mesela.. Silikonla yapıştırmışlar. Pazar akşamı dolanıp dururken evde bir bakayım dedim şu valizin içinde ne var; karşıma çıkınca bu kutu, kardan adam da sevimli sevimli bakınca ordan bana, söktüm onu kutunun üstünden, baktım altı da delikti hafiften, gittim Ikea’ nın…
Yeni Bir Yıl
Günler öncesinden yeni yıl heyecanı ile dolup taşarken, şimdi o ışıltılı çam ağacının, yeni yıl süslerinin kaldırılacak olması hüzünlendiriyor beni… O yüzden, sanırım bir süre daha “Hoşgeldin Yeni Yıl” konseptinden kurtulamayacak bu ev :)) Hem daha bugün 2012′ nin ilk günü, değil mi? *-* Kaç yıl üst üste hep akrabalarla, arkadaşlarla beraber olduğumuz senenin son gününü bu kez eşimle baş başa geçirdik… “Kimse çağırmadı bizi” dermişim :p :)) Dışarıda yemek yedikten sonra eve geçerken atıştırmalık birşeyler aldık ve yılbaşı gecesinde ne yerseniz, sıfır kalori olduğunu öğrenince :)) tüm zararlı yiyeceklere izin vererek; kâh televizyon, kâh bilgisayar karşısında, tabii ki yılbaşı ışıkları eşliğinde karşıladık yeni yılı *-* Hatta sene boyunca ışığım hiç sönmesin diye başıma şu ışık saçan fiyonklu tacımı taktım tam da yeni yıla girdiğimiz esnada – neye inanırsan o olur, değil mi? ;) Ev hâli ile “Merhaba” dediğimiz bu senenin güzellikler getirmesi dileği ile ilk günü bitirdik bile… Şimdi,…
Esiyor İçimde Aralık Rüzgârı…
Henüz Kasım ayındayız ama ben ruhen Aralık ayında hissediyorum kendimi… Biliyorum, biraz erken başladı esintiler bu kez :) “Vitrinler de bir süslenemedi, gitti” nidalarında internette bakındığım yılbaşı dekorasyon fikirleri ile avutuyorum kendimi bu aralar… Sonra da hayallere dalıyorum :) Pek severim Aralık ayını zaten; hatta yılın en sevdiğim ayı desem diğer aylar gücenmez bana, değil mi? :) Kim içinde kendi doğumgünü olan ayı favorisi yapmaz ki zaten ;) Hem kış mevsiminde doğum günü çocuğu olmanın havası da bir farklı; tüm yeni yıl süslemeleri sanki benim için yapılıyor gibi her sene :)) Alınacaklar, yapılacaklar… Yine bir sürü şey çıkardım kendime; hepsine yetişebileceğim de yok ya neyse :) Maksat ruhum doysun yeni yılın coşkusuna… Seviyorum ben yeni yılın renklerini, süslemelerini, o havayı solumayı *-* Hediye almaya-vermeye bir vesile çıktığı için bile sevebilirim bu günü :) Hem yeni bir başlangıç, yeni ümitler, yeni dilekler, moral-motivasyon oluyor… Eh, hayatı da zaten böyle “detaylar” yaşanılası…