tatil

7 Yazılar Ana sayfaya dön

Evde Tek Başına

Gün boyu evde olmak benim için üç öğün Türk kahvesi içebilme keyfi, bazen de yanında fıstıklı çikolata ile bol torpilli dakikalar demektir :) Beş gün kadar kafamı dinledikten sonra yarın tekrar işbaşı yapıyor olmak, bir yandan günlerden Pazartesi gibi gelirken bana, diğer yandan Perşembe sendromu yaşamama sebebiyet veriyor :) Uykumu alıp dinlendiğim; iki yeni elbise aldığım; rengârenk keçelerime kavuştuğum; mutfakta normalden fazla vakit geçirirken yoğurt, nane, salatalık, dereotu ve ceviz karışımından uyduruk ama lezzetli bir tat keşfettiğim; örgü makarası ve dikiş makinesi arasında gel-git yaşadığım; vakit bolluğundan nereye konacağımı bilemediğim; evden dışarı çıkacağım diye diye koca beş günün tamamını neredeyse pijamalarla geçirdiğim, mümkün mertebe bilgisayarı açmamaya özen gösterdiğim, başlarken gözümde büyüttüğüm tatil sürecininin biterken aslında yine çok kısa olduğuna kanaat getirdiğim, kendimle başbaşa olsam da sıkılmaya pek vakit bulamadığım bir süreçti… Tekrarını artık kısmetse şehir dışında yaza yapacağım ümidi ile artık normal rutinime dönme zamanı diyorum – Eh, ne de…

Gün, Benim Günüm – dü :)

Hava güneşliydi; soğuk olsa da yağmur olmaması bugün için isteyebileceğim şeylerden ilki idi. Üşüyen kulaklarımı kapatan tüylü kulaklığımla idare edebilirdim pekâla :) Hem hava soğuk ya da sıcak ne fark eder; kim istemez ki öğlene kadar çalışsın, günün kalanı kendine ait olsun *-* Her zaman yapılamaz; ama bazen yapılabilir :) O gün bugün olabilir; doğum gününden bir gün önce insanın kendi kendine verdiği hediyeden de sayılabilir *-* Biraz dolaşmak, işleri halletmek, ucundan Kadıköy Pazarı’ na bakınmak (her ne kadar bu kez beni pek tatmin etmese de), eve erken gelmek, yemek yapmak, saat 18.00 gibi akşam yemeği yiyebilmek… Basit, sıradan, kimilerinin her zaman yapabildiği ama rutin çerçevede tadını artık anlayamadığı, çalışan bir bayan için de bulunmaz Hint kumaşı adeta… Arada denenmeli, kendini yenilemeli, doğum günü bahanesi ile kendini azıcık şımartmalı :)

Eylül Gelmiş, Tatil Bitmiş…

Farkında olmadan ne uzun ara vermişim öyle… Halbuki niyetim, sadece sizlerin tatilden dönüşünü beklemekti uslu bir kız çocuğu gibi :) İnsan ara verince birşeylere; tekrar nasıl toparlayacağını bilemiyor sanırım. “Hmmm, nerede kalmıştım, ne anlatıyordum?” derken bir bakıyorsun biraz daha zaman geçmiş… Derken soru işaretleri arasına kısılıp kalmışsın, bir el uzatan var mı diye bakınırken işte o atalet denilen şey yapışmış yakana… Hani biri itse de gitsek modundasın. Olsun, olur arada, hep öyle gitmeyecek ya… Vardır bir çıkış yolu mutlaka – o da atmak kendini denize; tıpkı benim şimdi yaptığım gibi :) – Denize atmak, burada mecazi bir anlatım içermektedir; yoksa ben kiiiim, kendini denize atmak kim? :))) … Saat olmuş yine gecenin bir yarısı; yine işe gitmeme saatler kala uykudan çalıyorum… Kendime eziyet etmeyi çok seviyorum sanırım :) Tatilde dolu dolu zamanım vardı yazacak, bir yandan bir sürü ama bir sürü şeyler anlatmak, tatil dönüşü sizleri yazı yağmuruna tutmak istedim,…

Gökkuşağı Rengindeyim

Ekim ayında çalıştığım şirkette senem dolduğunda ancak bir haftalık tatile çıkabileceğime öyle adapte etmiştim ki kendimi; hiç beklemediğim anda bonus gibi kucağıma düşen bu 9 *dokuz* günlük tatil beni ne kadar bahtiyar etti, tahmin edersiniz… Bugün tesadüfi olarak karşıma çıkan bu fotoğraftaki gibiyim ben de aynen; gökkuşağı rengindeyim :) Uzak diyarlara tatil yapmaya gidemesem de, İstanbul sınırları içerisinde tatilimi sonlandıracak olsam da hiiiç sorun değil, “Evim, evim, güzel evim” diyorum :) Bu tatilde bol bol dinlenmek, uyumak, kitap okumak, dergileri kurcalamak, fotoğraf çekmek, gezmek-tozmak, hobisel mevzuların derinliklerine inmek istiyorum. Ve tatilim çabucak bitmesin, böyle dolu dolu geçsin, size anlatacak birsürü hikâyem biriksin, e tabii ki herkesin tatili süperden de süper geçsin istiyorum *-* Resim: Kaynak {http://www.flickr.com/photos/pinksherbet/4399141743/}

Cuma Neşesi

Bir haftasonu daha geldi, çattı. En sevdiğim gün bugün. Tatil henüz başlamamış, bir dakikası bile harcanmamış; planlar-programlar, yapılacaklar listesine dahil edilenler,… Yüreğim pır pır; uykuya doyacağım, kes, yap, boz oyunları oynayacağım, evimin huzuru içerisinde geçireceğim mutlu saatlerin habercisi şu dakikalar… Sizin de öyle değil mi? :) Ne diyelim; tadı damağınızda kalacak keyifli bir haftasonu geçirmeniz dileklerimle… Bol bol dinlenin, enerjinizi depolayın. Bilirim, Pazartesi sabahı o enerjiden bir gram kalmaz; ama siz yine de depolayın :)) Deniz kaçamağı yapacakların güneşi, tatilini evde değerlendireceklerin de ilhamı bol olsun ;) Ne yapsam ki diye düşünenler; belki de siz dün gece uyurken tam da burada paylaştığım bir yazıdır sizi ateşlemesi gereken ;) Not: Fotoğrafın hikayesi birkaç saat sonra burada olsun… Aslında akşam yayınlayacaktım ama dayanamadım :))

Denemeler Kurbanı 19 Mayıs :)

Bir 19 Mayıs tatilinden herkese merhaba! Yorgun olduğum için yine öğleye kadar uyurum diye tahmin ediyordum ama öyle olmadı; 09.00′ da açıldı gözlerim :) Benim garezim haftasonlarına imiş; bunu da anlamış oldum :)) Blogger okuma sütununda benden zaman zaman denemeler gören ve ses 1,2,3 tarzında yorumlar bırakan arkadaşlarım; hepinize çok teşekkür ederim *-* Problem mi olduğunu sormuşsunuz. Aslında uzun zamandan beri var diyeyim. Wordpress’ e taşındığım günden beri blogumun güncellemelerinin görülememesi ile ilgili geri bildirimler alıyordum. Oldu derken, olmadığını duymak; hele hele bazılarının güncellemeleri alıp bazılarının ise alamaması iyice kafamı karıştırıyordu. Birşey bende askıda kalmamalı; gece-gündüz çalışırım üzerinde o konuyu netleştirmek için. O nedenledir ki; bozuk bir plak gibi arada “Deneme, deneme” diye çizip durdum :)) İçinizden bana saydırmadınız inşallah! :D Vallahi tek amacım şu sorunu çözebilmekti. Beni izlediğini sanıp üstüne hiç yazmadığımı düşünen insanlardan mesajlar almak yeterince üzdü zaten beni :/ Ha, sadete gelelim; çözdüm mü peki sorunu? Hala…

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Gezinme