İki poşet kurutulmuş lavanta çiçeği aylardır hobi odasının kapısında asılı bekliyor. Hayır, maksat gözümün önünde dursunlar da ben artık şu lavanta keselerini dikeyim :) Yok, elim gitmedi bir türlü… Oysa öyle hayallerle almıştım ki ben o kurutulmuş çiçekleri; kalpli, kenarları fırfırlı, belki kare, belki daire bir sürü lavanta kesesi dikecektim; kimini dolabıma asacak, kimine çekmecelerimde yer açacak; bir kısmını da eşe-dosta hediye edecektim cici bici kutular içinde… Sen misin orda gözüme gözüme batıp duran?! Bir akşam öyle boş bir bakışmamızla elimde 3 adet soda şişesiyle döndüm yanlarına, “Korkmayın” dedim, “Canınız yanmayacak” :)) Başladım kuru çiçekleri şişelere doldurmaya… O esnada ortaya çıkan “mis” kokunun tavan yapması beni benden almadı değil hani – boğazımda hafif bir yanma :) Sahi yaa, sonbahar peçete halkalarından artan keçe yapraklarım da vardı… Şişelerin göbek kısımlarından bir keçe şerit, üzerlerine atınca yaprakları… Ağız kısmına da minik birer fisto parçasını uydurdum mu… Fiyonklarını da atarız işte böyle.. Oldu…