Bu yazı, bu başlık altında daha önce yazdığım yazının devamı olması niteliği taşıdığından; yazının ilk bölümünü kaçıran arkadaşlarımın öncelikle buradan ana fikri kapmaları şiddetle tavsiye olunur :) İnsanın aldığı kararları uygulayabilmesi için bazen yazması gerekiyor sanırım. İlk yazımı yazdığımda bilerek ve isteyerek kendimi baskı altına almıştım, yoksa bu işin içinden çıkabileceğimi düşünmüyordum… Bir bahaneydi belki de ama hayırlı bir şeye vesile olacaksa tüm bahaneler böyle sudan olsun, değil mi? :) “Yolu yarıladım” diyeyim öncelikle… İlk yazımı yazdığım günden bu güne aldığım tablet dışında ve birkaç ekstrem şey dışında kredi kartlarına elimi sürmedim. İlk başlarda zor bir süreçti, ne yalan söyleyeyim; çünkü şartlar insanı öyle bir hâle getiriyor ki hiç farkında olmadan kredi kartlarına bağımlı bir hayatımız oluyor. Zaman geçtikçe bu döngü iyiden iyiye kısırlaşıyor ve hesaptaki parayı göremeden, ona dokunamadan geçiyor ömrümüz… Tabii bu esnada cüzdanınızda olan kredi kartına bankalar tarafından sağlanan avantajlar da gözünüzü boyamıyor değil :) Taksit insanın…
Kredi Kartsız Hayat
Öyle bir hayat var mıydı? Google Amca’ ya sordum; o bile tanımadı :) Yook, yoook; bu kez sen bile anlamadın benim ne kastettiğimi; yılların deneyimlisi, anahtar kelimeler hükümdarı seni… Eh, sen de haklısın be Google Amca; kimse sormazsa sana kredi kartsız hayatın ne olduğunu, sen de nereden bileceksin, değil mi? :) İlk kredi kartım bundan altı-yedi yıl önce geçti elime. Bir süre çantamda anlamsızca gezdikten sonra (keşke hep o anlamsızlığını korusaydı) her para sıkıntısı çektiğimde imdadıma yetişti, sonra anlam bulmaya başladı tabii… İstediklerimi rahatlıkla aldığımı görünce zaman zaman renk renk kıyafetlerin arasında göz kırptı bana, bir alacaksam iki alabileceğimi fısıldadı kulağıma… Hoş geldi önce… Bazen ipin ucunu kaçırdım, sonra hemen topladım. Sonra bankalar yollarımı aşındırmaya başladı. “İstemiyorum” dedikçe daha çok rahatsız ettiler. Hatta bazen öyle oldu ki; bir şirkette işe mi başladım, “Aaa, maaşınız bizim bankamıza yatıyor” diyerek alnıma silah dayayarak verdiler resmen kredi kartlarını. Almayanı dövüyorlardı yani, o derece…