Tam başlığı attım, yazmaya başlayacağım – eşim belirdi arkamda; “Kime yazıyorsun?” dedi, şöyle bir baktım yüzüne bu soru karşısında, sanki blog yazdığımdan bi’ habermiş gibi… Bir de beni okuduğunu söylüyor :) Hatta dediğine göre arada gelip farklı bir isimle bayanmış gibi bana yorum da bırakıyormuş ama anlayamamışım, söylemeyecekmiş de kim olduğunu.. Hoş, inanasım gelmedi kendisine şahsen; şaka yapmayı çok sever, bloğumun müdavimi olduğunu da hiç sanmıyorum, ne yalan söyleyeyim :)) Neyse.. Bak ne yazacaktım, neler yazdırdı bana… Bir Pazar kahvesi ile mutlu haftalar dileyeyim dedim herkese.. İçemedim gerçi; adı Pazar kahvesi – soğuttum kahveyi fotoğrafını çekerken – her zamanki gibi. Ben aynı karenin defalarca fotoğrafını çekmekten, sağından – solundan, altından – üstünden elimde kamera dolanmaktan vazgeçemedim daha. Bazen nasıl oluyorsa tek bir kare çekiyorum, içime siniyor.. Bazen onlarca çekiyorum, gidip ilk çektiğimi beğeniyorum.. Bazen hiçbir çektiğimi beğenmiyorum gerçi! Bir de milimetrik oynamalarla hangisinin daha iyi – daha net – göze…