Gece gece bunu demeseydim iyi olacaktı aslında :) Zira uykusu gelmiş gözlerimi kendine getirmek için soğuk suyla buluşturdum biraz önce. Kısa bir süre için toparlandıklarını düşünüyorum ama göz kapaklarımın ağırlaştıklarını da hissediyorum. Hem cevaplamam gereken e-mail’ ler, siparişler var ilgilenmem gereken, hem de anne adayı olan eşimin kuzenine birkaç gün içerisinde hazır etmeliyim dediğim lohusa hediyeleri… Ama tabii, her zamanki gibi boş vakit çerçevesinde önceliğimi acelesi olmayan bir şeye verdim ki; diğer işler biraz daha sıkışınca daha heyecanlı oluyor, tadından yenmiyor o zaman :)) Aman canım, yazmak istediysem yazayım, sonra ses çıkaramıyorum burada uzunca bir süre, vicdanım rahatsız oluyor. Hazır ilham perileri gelmişken küstürmeyelim, değil mi? Gerçi orda kaç kişi kaldı beni okuyan artık, ondan emin değilim. Ben yazamayınca bir bakar, iki bakar, hala yeni yazı yazmamış bu kız, artık gelmezler sayfama diyorum; hala Google arama moturu dışında tesadüfen buraya gelmeyip düzenli olarak beni takip edenler varsa oralarda, selam ve…
Şahsına Münhasır Bir İnsanım Ben : )
Geçenlerde bloğuma böyle bir başlık atıp bir şeyler karalamış, taslaklara kaydetmiştim. Benim de bir huyum var; o yazıyı taze taze yayınlamadıysam ya sonradan yayınlayasım gelmiyor ya da yazı yayınlansa bile içerik yazıyı yayınladığım gün büyük bir değişime uğruyor :) Bir ara burayı düzenli olarak güncel tuttuğum zamanlarda taslaklara böyle başlıklar atardım, ama içeriği yayınlayacağım gün yazardım ki; çünkü yazıyı yazdıysam cepte tutamam, sabırsızım, hemen yayınlayıveririm :)) Şahsına münhasır bir insanım demiştim zaten. Bu öğlen de cep telefonumla şu fotoğrafı çekince dur dedim, bloğumda da paylaşayım ben bunu. Gerçi buraya telefonla çektiğim bir fotoğrafı eklediğim için pek huzurlu olduğumu söyleyemeyeceğim. Canon’ umu özledim çok ben aslen ama yapacak bir şey yok. Fotoğraf çekmeye vaktim yok diye, yazı da yazmamazlık etmeyeyim, değil mi? :)) Ayy, içinizi şişirdim sanırım. Zor bir insanım ben. Ufak şeylere takarım. Telefonla fotoğraf çektiysem Instagram’ da, fotoğraf makinemle çektiysem bloğumda yayınlamalıyım. Kim koyduysa bu kuralı? :)) Aslında herkesin…
Instagram’ dan Seçmeler – 2
Madem pek yazamıyorum bu aralar, ama Instagram’ dan eksik kalmıyorum; o zaman yeni bir seçmeler yazımla sessizliğimi bozayım istedim :) Gerçi Demetoloji’ yi bilen ve Instagram’ da takip etmeyen var mıdır hala, bilmiyorum ama attım başlığı, gitti bir kere *.* Artık ikinci baskı oluyorsa da kusura bakmayın. Hem zaten bloğun yeri ayrı, burda yazmak bambaşka; bu fotoğrafları daha önce görmüş olsanız da siz gelir, yine yazımı okursunuz, değil mi? Okursunuz, okursunuz :) Gelelim, bu aralar neler yaptığıma; – Kendimi biraz alışverişe kaptırmışım sanki :) Ne yapalım, öyle güzel mutfak eşyalarına denk geldim ki bu ara; almamaktan alıkoyamadım kendimi. Ben mutfak eşyalarımı bundan 10 sene önce almıştım, daha doğrusu ben de değil, annem almıştı. Evlenirken bile eski evimden mutfak eşyalarımı getirip üstüne yaptığım birkaç eklemeyle sonlandırmıştım mutfak için çeyiz alışverişimi. O yüzden, hak ettim ben bu cici şeyleri – hemen de kılıfını bulurum :) – Koton’ da gördüğüm Flamingo desenli üst…
Ramazan Gelmişse…
Ramazan ayına girmemizin bloğum için de yeri çok ayrı, biliyor muydunuz siz? :) 2009 yılında Ramazan’ ın ilk günü başlamıştım blog yazmaya ben; +++ Uzuuun zaman sonra blog sayfamı oluşturup ilk yazımı yazmaya başladığım için kendimi tebrik etmek istiyorum öncelikle… Umarım Ramazan’ın ilk günü, attığım bu adım için de hayırlara vesile olur :) +++ diye başlamışım yazmaya… Nasıl içten dilediysem, o gün bugündür bloğum hep hayatımın bir köşesinde. Aramıza zaman zaman mesafeler girse de, her zaman yazmaya fırsat bulamasam da, bazen canım istemese de, hele ki son bir yıldır burayı pek de güncel tutamasam da blogsuz bir hayat düşünemiyorum ben artık :) Son beş yıl içerisinde öyle çok şey öğrendim ki ben burda, öyle güzel insanlar tanıdım ki; şu bilgisayar başında harcadığım vaktin karşılığını fazla fazla aldım :) İlk yıllarda Blogger’ da yazardım, sonra şu blog yasaklarının olduğu dönemde radikal bir kararla kendi alan adıma taşındım. Pek bir sancılı dönemdi.…
Kahve Bahane
Bu kahve fincanını annem almıştı 10 yıl kadar önce. O zaman İzmir’ deydim, ailemle beraber yaşıyordum. Bir gün elinde iki çeşit fincan takımıyla gelmişti eve annem, YKM’ den almış. “Biri sana, biri bana” demişti, “İstediğini seç”. Hemen pembeye gitmişti elim… İstanbul’ a taşınırken de annem kahve fincanlarımı göndermişti. O kadar çok fincan takımı da hediye geldi evlendikten sonra, ben gördüm züccaciyelerde değişik modeller – hatta aldım; ama anne hediyesi olduğundan mı bilmem, bu fincanların yeri ayrı benim için. O kadar çok kullandım ki; yıkanmaktan renkleri soldu, iki tanesi elimden kaydı, düştü, kulpları kırıldı – yine de yerine başka fincanları koyamadım :) Beni tanıyanlar bilir, ben eskiden günde 2-3 fincan Türk kahvesi tüketmeden duramazdım, kahvaltıdan ya da yemekten sonra yarım saat içerisinde kahve içememem büyük eksiklikti benim için :) Tam anlamıyla bir kahve tiryakisi, bağımlıydım. Kahve içemediğimde agresif olduğum, hatta başımın ağrıdığı bile görülmüştür :)) Son bir yıldır Türk kahvesi ile,…
Instagram’ dan Seçmeler
Bir süredir yaz(a)mıyorum; bir ay olmuş hatta – blog’ da verdiğim en uzun ara diyebiliriz. Pek geçerli bir sebebi yok yazmamamın aslında – biraz isteksizlik biraz da Instagram paylaşımlarının doyurucu olması sanırım… Yokluğumda yaptıklarımdan seçmeler yaptım hesap üzerinden. Fotoğraflar cep telefonuyla çekildiği için görüntü kalitesi süper olmayabilir ama arayı kapatmak adına yeterli sanki :) Hadi, numara numara gidelim; 1 – Yeni çiçekli ayakkabılarım – ayağımdan çıkarmıyorum bu aralar :) Flo’ dan almıştım, koca hediyesi aslen :) 2 – İpteki çamaşırlar çalışmasının erkek versiyonu :) Yastık oldu, bitti bile… 3 – Yeşil mercimek salatası; çok mu çok sevdiğim… Hem doyurucu hem lezzetli hem de sağlıklı; daha ne olsun ^_^ 4 – Bir ara işlemişim bu çalışmaları minik minik. Sonra bir köşeye koymuş, unutmuşum; bulunca da fotoğraflarını çekmeden edemedim :) 5 – Cafissimo sarısı :) Tchibo’ nun fotoğraf yarışmasına katılayım dedim ben de; gerçi yarışma bahane, maksat fotoğraf çekecek birşeyler olsun :)…
Yeni Hafta; Adaptasyon : )
Pazartesi, sendrom – mendrom yaşamadığım, tam zamanlı mesaiye tabi tutulmadığım, sabah erkenden kalkma zorunluluğum olmasa bile kendimle verdiğim mücadeleyi kazanıp 08.30 civarı yataktan kalktığım (bravo bana!)… ilk günümdü :) Biraz yadırgamadım desem yalan olur. Sanki üzerimi giyinip yola çıkmam, trafikte beklemem, yolda sigara içip dumanı ile beni rahatsız eden insanlara sinir olmam gerekiyormuş gibi hissettim tüm gün :)) Havanın üzerime çöken kasvetini de es geçmeyeyim tabii.. Günüm SGK’ da halledilecek bazı işler, kargo anlaşmamın Anadolu Yakası’ ndan Avrupa Yakası’ na taşınma işlemleri gibi bir takım prosedürlerle geçti, gitti aslında. Tam olarak da geçmedi, hoş; bir haftamı alacak gibi gözüküyor. Malum bu tarz işler ne yazık ki çok yavaş ilerliyor; git-gel yapmak, sormak, soruşturmak, takip etmek gerekiyor. Bir süre uğraşıp duracağım… Nerdeyse bir ay oldu; diktiğim bir yığın yüzük yastığı var; hiçbirini fotoğraflayamadım hala. Hadi benim zamanım var artık dedim, onda da hava bozdu. Bu arada, bugün öğleden sonra babetlerime kavuştum.…
Geri Sayım Başladı : )
Mart ayı geldiyse benim için geri sayım da başlamış demektir :) Hatırlarsanız çalıştığım işyerinden istifa ettiğimi yazmıştım şurada. İstifa ettiğim gün itibariyle 8. haftama giriyorum ve Mart ayının 7′ si de bir aksilik olmazsa işyerinde son günüm… 8 Mart Cumartesi Dünya Kadınlar Günü’ nde de yeni hayatıma girecek olan tüm sürprizlere merhaba diyorum :) Bundan daha hoş bir tesadüf de varsa ki; o da Demetoloji adı ile ilk yayına başlamam da 2011 yılının 8 Mart’ ı :) Bakın, o gün yazdığım yazı da burada :) Geçen yıl 10 Aralık’ ta (doğumgünümde) dükkan sitesini yayına almış, bu yıl 10 Ocak’ ta (evlilik yıldönümümüzde) istifamı vermiştim. Aslında istifayı uzun süredir düşünüyordum ama o güne özellikle planlamamıştım; ofis ortamında bardağı taşıran son bir damlaydı sadece o güne denk gelen… Ben herhalde istifa dilekçemi verdiğim gün ayrılırım düşüncesi ile insan kaynaklarına durumu bildirdiğimde şirket tarafından 8 hafta ihbar süremi doldurmam talep edildi. Son işgünümü…