Bundan 3-4 ay kadar önce Joker çocuk mağazasına gitmiş; eşimin kuzeninin doğacak ikizleri için hediyelik bir şeyler almıştım. Söz konusu, çocuklara kıyafet almak olunca zaten, elim çok daha fazla parçaya gider benim ve ilk bakışta aşk yaşadığım tüm giysileri almaya çalışırım nerdeyse, kendimi frenlemem hiç kolay değildir :) Bu kadar eli kolu dolu kasaya gidince de kasiyer bayan çocuğum olduğunu düşündü sanırım ve bana bir Joker kart vermeyi önerdi. Önce “Ne gerek var!” diye düşündüm içimden, sonra “Amaaan, al gitsin, köşede dursun, ilerde lazım olur” dedim :) Ne işe yaradığını da bilmiyorum ayrıca :)) Neyse.. Bayan olur sinyalini alınca bana sorular sormaya başladı. “Çocuğunuz var mı? Adı ne?” gibi sorulardan işini görecek bir cevap bulamayınca, yakınlarımdan birinin çocuğu olup olmadığını sordu bu kez. O konuda boş değildim neyse ki, yoksa çocuk mağazasında ne işim var, değil mi diye soracağım ama ben alakasız şeyler alma konusunda ün yapmış bir insan olduğumdan,…
Bir Kitap Okudum, Hayatım Değişti : )
Aslında bir kitap değil, ben üç kitap okudum; aynı yazarın üçyüz kitabı olsa onları da okurdum – bu kadar da iddialıyım yani :) Aykut Oğut’ u duymayan kaldı mı hâlâ içinizde? Şu sıralar eşi ile soru-cevap şeklinde hazırladığı yeni kitabı raflarda… “Kitabın Adı: Bu Egoları Şişirsek de mi Saklasak?” Duyanlar duymayanlara iletsin lütfen ;) Ben onu iki sene önce tanıdım kitabıyla… Geç kaldığımı düşünmüyorum; çünkü zaten doğru olarak nitelendirebileceğim daha uygun bir zaman olamazdı. Tam zamanıydı kısaca! Torpil kelimesi beni kendine çekmişti kitabın kapağında… Zaten kişisel gelişim kategorisi kitapçılarda özel ilgi alanımdır benim. “Eh, konuya bu kadar ilgiliyken, evrenden torpilim var ve ben bunu hala bilmiyorsam, yazık bana!” deyip kitabı satın almıştım :) Üç günde bitirmiştim kitabı yanlış hatırlamıyorsam ve kitabın kapağını kapattığımda kendime yeni bir gerçeklik yaratmaya, deli işi bir adım atarak iki ay önce başladığım işyerinden ayrılmaya karar vermiştim, hem de başka bir iş bulmadan! Nasıl, kredi kartı…
Beklemediğim Bir Şey Oldu :)
Hani ben geçenlerde evrenden bana bir güzellik yapmasını istemiştim, sonra başıma türlü türlü aksilikler gelmişti. Ben de bunu evrenin mesajımı yanlış yorumlamasına bağlamıştım :) Meğer öyle değilmiş; evren siparişi hazırlıyormuş tam da o esnada. Pazartesi günü yaşadıklarımının siparişimle uzaktan yakından bir alakası yokmuş. Benim siparişim biraz gecikmiş sadece. Ah ne mutlu etti evren beniii… *** Pazar günü Twitter’ da yazdıklarımı yineliyorum; “Bir güzellik istiyorum evren senden yarın. Şaşırt beni, beklemediğim birşey yap. Olamaz mı yani?” *** Beklemediğim birşey istemiştim. Ve yazarken de inanın hiçbir maddi beklenti içerisinde değildim. Hoş bir sürprizdi sadece olmasını istediğim. Şeklini filan çizmedim. Birşey olsun dedim; yüzümü gülümsetsin, içimi ısıtsın, “Vay bee, hayatta bunlar da oluyormuş” dedirtsin bana… Dedirtti. Evet, bugün dedirtti. Beklemediğim bir şey oldu, arkadaşlar. Hem de hiç beklemediğim birşey :) Hani bir yazı yazmıştım ben evvel zaman içinde :) Çok da geçmedi aslında üstünden; daha kitap en çok satanlar listesinde tırmanışta *-* Aykut…
Aykut Oğut | Benim Kitabım; Okundu, Bitti…
Pazartesi günü aldığım bu enfes kişisel gelişim kitabı Çarşamba günü okunmuş kitapların arasına katılıp çoook öncelerden alınan ve okunmayı bekleyen onca kitabı kıskançlıktan çatlattı adeta… Evet, Aykut Oğut’ un aynalı kitabından bahsediyorum. İsimsiz olarak çıkarılan bu kitap kapak tasarımı ile benden zaten tam not almışken içeriği ile bir on puanı daha hak etti. Bir önceki kitabını (Evrenden Torpilim Var) okuduğum için gayet yüksek beklentilerle sayfalarını çevirmeye başlamıştım; ki hayallerim de suya düşmedi neyse ki… İlk etapta kitabın fiyatını yüksek bulup satın alma sürecini uzatsam da, internetten daha ucuza kitabı bulsam da fazla bekleyemeden kendimi tekrar kitapçıda buldum :) İyi ki de beklememişim; çünkü gerçekten verdiğiniz parayı hak ediyor – kolay kolay bu cümleyi kullanmam ;) Hani o sıkıcı kişisel gelişim kitapları var ya; onları unutun bir kere. Yazar adeta sizinle konuşuyor, sohbet ediyor. Hele hele sayfa aralarına serpiştirilen Necati-Ayten diyaloglarını sizin de çok seveceğinize eminim. İlk kitabı okumadıysanız, tavsiyem öncelikle…