Güneşin yüzünü bir gösterip kaçtığı, bahar geliyor derken bir yandan sevinip bir yandan da eldivenimizi, atkımızı yanıbaşımızdan ayırmadığımız günlerdeyiz… Bloglara erişim yasağı ile felaket habercisi olarak başlayan bu ay depremler, nükleer sızıntı haberleri, vs. derken iyice karamsarlaştırdı hepimizi… Hatta öyle ki baharın gelişini bile unutturdu bana son yaşanılanlar… Bloglar ha açıldı, ha açılacak derken bitecek sanırım bu ay… O kadar yavaş işliyor ki erişim yasağının kaldırılması kararı biraz daha geç onaylansa herhalde biz senelerce bloglarımıza giremeyecek, birbirimizden bi’ haber hayatlarımızı sürdürecekmişiz! Sanırım Mart ayı blogumun en verimsiz dönemine isabet ediyor şu şartlar altında. Blogumu taşıma işlemleri, yeni sanal ortama adaptasyon, bol araştırma, yeni bilişsel konuların özümsenmesi derken sekteye uğradı tüm paylaşım serüvenim. Tabii bunda Amerikalı gelinlerin de katkısı büyük ki; sevimli babetleri başlarının tacı yaptılar :) Gerçekten içime sine sine üzerlerinde çalıştığım bu babetlerin çok da geç olmadan umduğum ilgiyi görmesi beni inanılmaz mutlu etti, kaç gündür evde bayram havası…