Üsküdar’ da keşfettiğim kumaşçıya yeni gelmiş bu kumaş… “İstanbul” yazısını görür görmez poşetini açtırıp inceledim, inceledikçe mest oldum… Kahve tonlarında olanını mı alsam, yoksa kara kalem gibi gözükeni mi derken elim kahve olana gitti, açtırınca da artık siyah renge dönemedim – hay benim şu kararsız hallerim! Diğer kumaşlardan azıcık daha pahalıydı bu parça – metresi 2 TL kadar :) Olsun, yarım metre alacaktım zaten; 5 TL yerine 6 TL vermiştim bu güzel desenli kumaşa, çok muydu yani? *-* Hem 6 TL’ ye çanta satıyorlar mıydı?! Üstelik çantayı diktikten sonra yarım metreden de bir sürü kumaşım artmıştı bol İstanbul manzaralı… O da artık ne olurdu bilinmez ama, iki yüzü birbirinden farklı, bu çevir – çevir – kullan şeklinde diktiğim poşet çanta Kız Kulesi’ yle, İstiklal Caddesi’ yle pek bir sevdirdi kendini bana :))
Plaj Çantası Diktim
Mini boyundan cesaret alıp büyük boyunu dikmem an meselesiydi derken araya soğukluk girmeden bir tane de kendime çanta dikiverdim :) Şöyle bir tatil beldesinde güneş içimi ısıtır, dalgaların sesi kulaklarımı okşarken; başımda şapkam, gözümde gözlüğümle, asarım koluma çantamı, içine kitabımı, dergimi atar, keyif yaparım dedim *-* Artık birkaç tane de yazlık elbise dikebilirsem eğer, değmeyin keyfime :))
Kırkyama Yastığım
Elime geçen her kumaş küçük ve eşit ebatlarda kesilir, kesme matı ve bıçağına yürekten teşekkür edilir, yeni bir parmak faciasına yol açmamak için o sabırsız yanım frenlenir, 16 adet kumaş parçası hazır olduğunda kendi aralarında 4′ lü olarak eşleştirilir, ardından makinede dikilir, tüm parçalar birleşirken kumaşların denk gelmesi için maksimum çaba sarfedilir ve diktiğim, belki de dikebileceğim en parçalı dikiş olarak ortaya çıkan sonuç yeni bir yastığın ön yüzü olarak boy gösterir. Ehh, o zaman okuyucudan bir alkış da hak edilir :)))
Çantamı Astım Koluma…
Mini boy kızlara özel bir kol çantası tasarladım :) Henüz takacak birileri yok ama olsun, köşede dursun… Maksat artık kumaşlar değerlensin, kırkyama konusunda bir adım daha ilerlensin, çantaya sap yapılabildiği test edilip onaylandıktan sonra bir adet büyük boy plaj çantası dikme hayalleri ile kollar sıvansın :)
Acemi Dikişçi Bildiriyor :)
İsmek kurslarına kayıtların başladığını duyduğum an yine şansımı denemek istedim. (İstanbul dışından olan arkadaşlarım, “İsmek de ne ola ki?” diye düşünüyorsanız; sizi buradan alayım) Yine diyorum; çünkü bu benim için bir Eylül ayı klasiği oldu. Sanırım istisnasız senede bir gün İsmek’ i arıyor ve şöyle diyorum; – Haftasonu dikiş ya da takı tasarım kursunuz var mı? Aldığım cevap da her daim kocaman bir “HAYIR” oluyor; suratıma tokat gibi yapıştırıyorlar beni aralarına almak istemediklerini. Ne olurdu; çalışan ama hobisel mevzulardan da geride kalmak istemeyen benim gibilerini de azıcık düşünseydiniz! Tamam, biliyorum; sizin amacınız ev hanımlarına bir iş, bir meşguliyet kazandırmak; bu kurslar o nedenle haftaiçleri oluyor, anladığım kadarı ile. Tebrik ediyorum… Tebrik ediyorum da ben şimdi bu kelebekli kumaşları nasıl keseceğim korkmadan, nasıl dikeceğim; onu bilmiyorum :) Amacım terzi olmak değil zaten, sadece kendime birkaç parça giysi dikebilmek istiyorum; çok görmeyin bunu bana *-* Tamam, pembe kelebekli kumaşım da el kadar…
Kot Pantolon Paçasından Bilekliğe Dönüşüm
Yine geçtiğimiz haftasonu üzerinde çalıştığım eski giysilerimden biri; Bu seferki dönüşüm projesinin başrol oyuncusu; uzun gelen beyaz kot pantolonum (şu sıcak yaz günlerinde kurtarıcı bir renk olan beyaz hele hele pantolon giymek istediğimizde en çok rağbet gören seçenek olmalı) Vakti geldi de geçiyor diyerek makas hazır elimdeyken ucundan pantolonuma da dokundurdum *-* Başarısız olmadığımı görmek ayrı bir keyiflendirdi beni. Tam o esnada, paçalardan arta kalan kot parçaları aklıma cin bir fikir getirdi. Sanırım iki sene kadar önce buna benzer bir çalışmayı yabancı bir blogda görmüştüm, sitenin linkini anımsayamıyorum, not almamıştım. Blog yazarı gömleğin bilek kısımlarını düşürüp uçlarına dantel ekleyerek bileklik yapıyordu. Benimkiler de pantolon paçasından oldu :) Paça kısımları zaten düğmeli olduğundan ekmeğime bal sürdü. Bana düşen görev, bileklerime uygun olarak paçaların genişliğini ayarlamak ve birkaç rötuş yapmak oldu. Oldukça basit olmakla beraber paçalar da böylelikle değerlendirilmiş oldu ;) İşte sonuç; Daha önce paylaştığım elbiseden etek dönüşümü yazım için buraya,…
Fiyonklu Bebek Eteği
Abilerim, Ablalarım; Ben Demet Abla’ nın elinden çıkan 3 numaralı eteğim :) Hişşt, çaktırmayın; bir ve iki numaradan daha çok sevdi beni ♥ ♫ İki numaralı eteği dikeli iki hafta oluyor ama daha fotoğrafını bile koymadı buraya :) Ben daha dün katıldım aralarına onların amaa içlerinde en havalısı benim :)) Biliyorum, biliyorum yerim ayrı; çünkü Demet Abla’ nın rengi mor *-* Ve Demet Abla beni uzun uzun sevip diğer eteklerin üzerine astı, hihohoo :D Ama aramızda kalsın; dördüncü etek benim havamı bastırırsa sultanlığım uzun sürmeyecek ve korkuyorum, çok korkuyorum hem de; çünkü hislerimde yanılmam :))
Basit Dikiş Denemeleri
Filmimizin ikinci seansına hoşgeldiniz :) Beni en çok mutlu eden kısım bu idi, bakalım aynı duyguları size de yaşatabilecek miyim? :)) Başlamadan önce filmin ilk bölümüne ilişkin bırakmış olduğunuz güzel yorumlarınız için çok teşekkür ederim, içimi ısıttınız :) Henüz birebir dönemesem de yorumlarınıza, her biri ile ilgileneceğimden ve dönüş yapacağımdan şüpheniz olmasın ;) Gerçi söylememe bile gerek yok ama neyyse :)) Cumartesi gece 23.00 civarıydı bu kolyeyi yaptığımda. Genelde haftasonlarım geç vakitlere kadar ıvır zıvıra boğulmuş, hobi odasını darmaduman etmiş şekilde geçer zaten :)) O gün de sabah 04.00′ ü gördüğümü hatırlıyorum *-* Ne diyordum… Bu noktaya kadar ben hala yaptıklarımdan tatmin olmamış bir halde yeni bir arayış halindeydim. Yuh ama değil mi :)) Yeni birşey denemeliydim. Derken elim Kadıköy Pazarı’ ndan aldığım süet tarzı bir kumaşa gitti ve dikiş makinesi bana göz kırptı. Ve ben kendimi doğaçlama olarak minik minik parçalar keserken buldum, ölçmeden, kafama göre… Ve bir, iki,…