Dün akşam kucağımda dizüstü bilgisayarım; tam yeni yazımın fotoğraflarını düzenleyeceğim. Birden sarsılınca alttan altan, neye uğradığımı şaşırdım ve istem dışı olarak bilgisayarın kapağını kapatıp “Deprem oluyor” diye bir feryatla ayağa fırladım. Beni sakinleştiren eşim olayın psikolojisini atayım diye “Hadi bir hava alalım” dedi, sonra da başladı bana gülmeye. Aklına takılan, neden o esnada bilgisayarı kapatmaya çalıştığım olmuş. Çok düşünceliyim; Allah korusun, ev çöker filan tepeme, bilgisayarım açık bir halde gümbürtüye gitmesin, değil mi? :) Şimdi kendime güldüğüme bakmayın siz, o an panikleyince insan ne yaptığını bilmiyor ki… İzmir’ de depreme alışmış bir bünyemin olması gerekirken hala her hissettiğim sarsıntıda dizlerimin bağı çözülüyor. En güzeli hissetmemek aslında; o zaman birilerinden duyduğunda sanki uzak bir yerlerde deprem olmuş da haberleri dinliyormuşsun gibi geliyor… Daha az tedirgin edici hiç değilse… Bir keresinde hiç unutmam, İzmir’ de iken bir deprem olmuştu da –gerçi orda sürekli sallanıyordum- sabah ofiste ayaktayım, elimde bir bardak çay var,…