Son çıkan Burda Pratik Dikiş dergisinde gördüğüm örgü kolye, makarada yarım kalan örgümü getirdi aklıma… İyi de oldu; neredeyse bir yıldır makarada örülmeyi bekleyen bu kordon, kış bitmeden kullanılacak bir aksesuar olmayı başardı, hem de fiyonklu :)
Kuşlu Yastık
Keçe kırpıntılarını değerlendirmeye çalıştığımdan bahsetmiştim. Sonunda çalışmamı tamamladım ve zaferime ulaşmış olmanın haklı gururu ile tuttum kolundan, getirdim buralara :) İki hafta önce Cumartesi akşamıydı; baykuşlu yastığıma arkadaş olsun diye yeni bir hayvan figürü arıyordum kendime. Önce büyükçe bir balık dikmeyi planlasam da ne olduysa kendimi kuş figürleri arasında buldum ve küçükçe kuşlar kesmeye başladım :) Düşüncelerime ne kadar tezat bir davranış sergilemişim, değil mi? Huyumdur *-* Önceleri bir-iki-üç diyerekten rengârenk kuşları kesmek çok zevkli olsa da ilerleyen süreç içerisinde o kuşların kanatları, gagaları filan derken iyice bit gibi nesnelerle uğraşmaya başlamak… Ve birer birer boncuklardan gözlerini dikmek… Derken bana gelenler geldi ve bir sonraki haftasonu kendileri ile uğraşacağıma dair kuşlarıma söz vererek onları bir hafta boyunca gözsüz olarak beklemeye aldım :)) Bu özellikle son zamanlarda edindiğim bir alışkanlık mı, yoksa gerçekten zaman kıtlığı mı bilmiyorum; ama haftaiçi hobinin “H” harfi ile uğraşamam ben. Ne yaparsam haftasonu… İş çıkışı üzerimde…
Süslü Mandallar
Küçükken burun kıvırdığım tahta mandallar… Hiç unutmam; annem çamaşırları asmamı istediğinde mandal sepetinin içinde yüzüne bile bakmazdım bunların; renkli plastik olanlar favorimdi :) Bir de astığım çamaşırın bir ucuna yeşil mandal tutturduysam, diğer ucu için de yine yeşil mandal arardım :)) Migros’ ta 48 adet mandalın toplam 1,90 TL olduğunu görünce, aklıma ilk gelen şey Accessorize’ de satılan nostaljik mandallar oldu ve ben de kendi mandal kreasyonumu oluşturmak için kaptım bir kutu mandalı :) Bilirsiniz; alakasız şeyler satın almakta üstüme yoktur *-* Genelde mandalların üzerlerini scrapbooking kağıtları ile kapladıklarını bildiğimden, benim de elimde o tarz kağıtlardan bulunmadığından ben çareyi silikon tabancamdan yardım istemekte buldum ve kıyıda-köşede kalmış kurdele artıkları ile mandalların ön ve arka yüzlerini kapladım. Sonrası malum; düğme, boncuk, aparat; ne geçtiyse elime; mandallarımı süsledim-püsledim :)) Çamaşır asmayacağım elbette bunlarla :)) Fotoğraf sergisi yapabilirim ama diye düşünüyorum :) İpe renkli mandallarla dizilmiş fotoğraflar… Şık olmaz mı sizce de? Diğer…
Nil Yeşili Bebek Eteği | Hediye
Geçtiğimiz Cuma Kadıköy Pazarı’ nda bulduğum kumaşlardan biri bu da; puanlı tül… Iki rengini buldum hem de; biri bu renk, diğeri de gri… Tezgâhta bu kumaşları görünce hemen atladım üzerlerine; puanlı kumaşları mümkün mertebe kaçırmamaya çalışıyorum da :) Hatta şimdi Koton’ da gözüme kestirdiğim pudra rengi puanlı tülden uçuş uçuş bir elbise var da; acaba fiyatı düşer mi diye kolluyorum :)) Gelelim biz diktiğim eteğe… Beli lastikli, içi astarlı, bu sene vitrinlerde çok sık gördüğümüz basit bir model… Ben minyatürünü diktim :) Hareket katması için de beline broş iğnesi ile yine tülden yaptığım çiçeği iliştirdim. Annesi istemezse çıkarsın diye :) Bu arada, yeri gelmişken belirteyim; kesme tahtasını ve diğer aletleri kullanmaya başladım. Ikea’ dan aldığım kumaşları keserken döner bıçak yetersiz kalsa da tül, şifon gibi ince kumaşları kesmede gayet başarılı. Aldığım için pişman değilim; hiçbirşey olmasa üzerinde ölçüler yazan o tahta işimi bir hayli kolaylaştırdı *-* Bu eteğin dikişini son…
Yün Sepet
Örgü ile aramın pek iyi olmadığını biliyorsunuz sanıyorum artık :) Şişlerle örebileceğim şey, bir atkı ile sınırlıdır *-* Örgü örmeye karşı soğuk olmamı ise çocukluk yıllarıma dayandırıyorum – tam psikolojik bir açıklama oldu bu da :) Küçüktüm, ilkokul-ortaokul yılları… Annemi birşeyler örerken görür, heveslenirdim ama… Annem ne yazık ki örgü örmeyi bana öğretme konusunda pek sabırlı değildi, ne zaman “Şunun şurasını nasıl yapıyordum?” diye sordum, o zaman şişleri elimden alır, “Bırak, bırak, sen yapamazsın” derdi… Hâl böyleyken, benim örgü aşkım zaman zaman alevlenip zaman zaman yerlerde gezerken anneanne-babaanneden öğrenebildiğim birkaç şeyle idare etmek zorunda kaldım… Gerçi, hoş kendim de pek öğrenmek istediğimi söyleyemeyeceğim, çünkü örgü örmek söylenenin aksine beni rahatlatmıyor, ben ördükçe ve o kadar uğraşın karşılığı katettiğim yolu gördükçe strese giriyorum. Belki zamanımın azlığından… Belki benim çabuk biten işleri daha çok sevmemden… Belki örgü örmek rutin bir işleyiş gerektirdiğinden benim içimdeki tasarımcı çocuğu dışa vuramamamdan… Belki de bunların tümünden…
Süslü Babetler
Ne zamandır babet süslemiyordum… Görümcemin nişanında oynarken giymek için aldığı ama benim stoktaki babetlerden kendisine daha uygun olanını bulması üzerine giyemediği babetlerine el attım :) Bu babet nişan elbisesine uygun renkte idi, ama süet olduğu için mi bilmiyorum; uyduramadık. Ben de kırmızı biberli, mısırlı hem göze hem mideye hitap edebilecek bir görünüme kavuşturdum onları :) Yapraklarıyla, çiçekleriyle pek bir doğal ortam ayakkabısı oldular zaten *-* Görümcem de benim gibi birle yetinmez. Eli değmişken bir de beyaz babet almış, ne olur ne olmaz diye :) Bu babetin üzerini de siyah gipürlü çiçeklerle süsledim. Her birini fistonun üzerinden teker teker kestim; tıpkı daha önce yaptığım yaka çalışmasında olduğu gibi… Biraz uğraştırdı ama değdi sanırsam :)
Runner Örtü Diktim
Geçtiğimiz Cuma bayram sebebi ile yarım gün mesai olunca, çıkışta soluğu Kadıköy Pazarı’ nda aldım – hobi manyağının klâsik Cuma fantezisi :) Yalnız ay sonu olmasından dolayı paralar suyunu çektiğinden pazar için çok fazla bütçe ayıramamış olsam da alışverişimin beni yine de tatmin ettiğini söyleyebilirim *-* Hani laf olsun diye değil, o kadar kısıtlı bir harcama limitim vardı ki; avcumdaki bir liraları sayarak alışveriş yapıyordum, yani o kadar :)) Lâkin ben pazardan eve yine iki poşet taşıdım; düşünün siz ne kadar ucuz olduğunu :) Bu kumaş da yine o yığınların arasında Cuma günü bulduğum, görür görmez onunla runner örtü yapma hayallerim depreşerek poşete tıkıştırdığım bir parça. Farklı renklerini de bulsam aslında hiç fena olmazdı :) Basit bir dikiş projesi olmakla beraber yine de ilk kez diktiğim bir parça olması itibari ile dikerken ilk başta biraz endişelensem de korkularım yersiz çıktı neyse ki… Dört köşesini de başarı ile katlayıp runner örtümü…
Kapı Süsüm Yenilendi
Eski kapı süsümün üzerindeki şirin kelebeği apartmandaki minik haylazlar koparınca aklıma koymuştum kapı süsümü yenilemeyi… Beklediğim ilham bu haftasonu geldi; çok şükür :) İlhamımın dönmesinin şerefine içeri aldım kendilerini kapının üzerinden ve kıyafetini değiştirmeye başladım :) Eski kapı süsünden sıkıldığımdan mı, yoksa mor rengin favorim olmasından mı bilmem; kapı süsümün bu versiyonu daha bir içimi açtı :) Şimdilerde yeni bir eve giriyormuş gibi, kapı süsümü severek açıyorum kapıyı :) Bu değişiklik iyi geldi…