Mandalları kumaşla kaplamaktan daha kolay birşey varsa o da kendinden desenli bantlarla kes-yapıştır yapmaktır sanırım :) Yine farklı birşey ararken karşıma çıkan, çıktığı gibi de vurulduğum 10’ lu olarak satılan bu bantlar şu an evde iki kavanozu doldurmuş durumda *-* Tahmin ettiğiniz gibi ben bir paketle yetinmedim… Sanırım beş paket aldım :) Beş diyorum ama emin de değilim, gözüm dönmüştü :D Hatta ilk önce bir paket alıp eve geldim; test edip onayladıktan sonra o kar yağan buz gibi havada üşenmeden tekrar dışarı çıktım diğer paketleri de almaya :) Hobi aşkı sanırım böyle bir şey *-* Ya da hobi manyaklığı :)) Aç olsam, evde ekmek olmasa çıkmam o havada dışarı, biri bana ekmek getirsin diye beklerim ama kıytırık bir bant için o yolları yine teperim… Neyse canım, manyaklık da zaten aşkın başka bir boyutu :) Bantlara kavuştuktan sonraki durumumsa apaçık ortada; bantlar ve tahta mandallar arasında kaybolmuşum. Her bir bantın mandal…
Keçe Çiçeklerden Bileklik
Yine minik minik kesilmiş keçeler… Kalpli olanın çiçekli versiyonu bu da :) Pes etmeden kestim, kestim… Bir bir elimde diktim… Sonuç ortada – çiçek bahçesi tadında bir aksesuar; toka, broş da olabilecekken bu kez bileklik olmaya karar vermiş *-* Model olan kuzucuğum sizi yanıltmasın yalnız – o bileklik benimdir, benim olacak :)) Bu arada, son bulduğum kelebek şablonu ile kestiğim keçeler yeni parçaların sinyalini veredursun; haftaya kaldığımız yerden devam etmek üzere… (Henüz o beş günlük tatilde yaptıklarım bitmedi *-*) Hepinize renkli bir haftasonu dileklerimle… Neşeniz daim olsun :)
Uzun, İnce Bir Yastıktayım : )
Biri bu kumaşı özel olarak yastık dikeyim diye poşetin içine atmış; uzuuun ince bir kumaş. Durduğu yerde “Beni yastık dik” diye bas bas bağırdığından ona başka birşey yakıştıramadım ve daha önce diktiğim renkli kelebekli yastıkta kullandığım şablondan faydalanarak bu kez sadece tek bir renk üzerinden gidip beyaz kelebekler kestim ve diktim. Kırmızı – beyaz işbirliğinde uzunca bir yastık oldu kendisi. Şu kapı altlarına konulan soğuk önleyicileri andırdı bir yandan da bittikten sonraki görüntüsü ama bu kelebekleri ben yere koymaya kıyamam, arkadaşlarının yanında takılsın şimdilik :) Ve böylelikle dikiş makinemi aldığımda annemin yardımı ile ilk dikiş denemem olan kahverengi yastıklarıma bir bir veda etmeye başladım… Hani hâlâ yastıklardan elyaf aşırdığımı düşünmeyin :)) Sadece yastıkları yeniliyorum *-*
Gipür Detaylı Keçe Yaka
Serde açgözlülük var ne de olsa, babet süslemek için tuhafiyeden aldığım gipürün metresini biraz uzun tutunca bu kez artan çiçeklerden ne yapabilirim derdine düştüm :) Son zamanlarda yakalar oldukça ilgimi çekerken ve halihazırda değişik yaka kalıpları arayışı içerisindeyken, adını fırfırella koyduğum yakanın şablonunu indirdiğim sitede farklı bir modele denk gelmiştim; ki o projeyi hayata geçirmek için keçelerimin gelmesini bekliyordum. İki hafta kadar önce keçelerim elime ulaştığında bir yandan o minik kalpleri kesiyor; yok, sonra vazgeçiyor, kelebeklere bulaşıyor; onu bırakıyor, çiçekler kesip dikiyor; bir de israf etme korkumla başa çıkmaya çalışarak kalıba döktüğüm yaka modellerini çıkarmaya çalışıyordum :) Yeni keçelere bir yıl sonra kavuşunca, kıymete biniyor parçalar ister istemez *-* Yok, ama bundan sonra Hobi Keçe vazgeçilmezimdir, bir daha bu kadar uzun süre beklemem keçe siparişi vermek için. İlaç gibi geldi resmen… Hele havalar soğukken gidip de dikiş makinesinin başına oturmaya üşendiğimde, salonda oturduğum yerde saatlerimi öyle verimli geçirdim ki sayelerinde;…
Gelin Olmuş, Gidiyorsun; Bu Babeti Giyiyorsun : )
Geçen yıl babet süsleme olayına kendimi fena kaptırdığımda sanırım çevremde çoğu tanıdık bu durumdan nasiplenmişti. Öyle ki evde kolilerce ayakkabıyı gören önce dükkânım olduğunu sanıyor, sonra hobi odasına şöyle bir göz attığında babetten fazlasına şahit olunca (bir yanda kumaşlar, başka tarafta kutular içinde birsürü ıvır zıvır, dikiş makinesi filan), “Burası atölye mi?” diye soruyor, hatta bazıları itiraf edemese de delirdiğimi düşünüyordu :)) Süslediğim babetlerin bir kısmını satarak, satma kısmına nokta koyunca da bir çoğunu hediye ederek babet stoğunun 2/3’ lik kısmını erittiğimi söyleyebilirim, yalnız daha 10-15 tane kadar babetin süslenmiş püslenmiş bir halde dolapta beklediğimi biliyorum ve çoğu da 36 numara. Şansıma kimselerin ayağına olmayınca hepsi bana kaldı :)) Artık bahar gelince bizzat benim ayağımda görebilirsiniz *-* O kadar süsledim, onlar da benim hakkım olsun, değil mi? :) Gencinden yaşlısına süslü babetleri gören çoğu bayan şöyle bir ayağına geçirip sokakta giyip giyemeyeceğinin muhasebesini yapmışken kafasında; eminim ruhu genç kalan belli…
Bol Kalpli Broş
Keçelerim geldiğinde ilk yaptığım şeylerden biri bu minicik kalpleri kesmek oldu :) Sık sık internette elişi, hobi sitelerinde gördüğüm bir modeldi, bir tane de kendime yapayım dedim… Mor rengi ne çok sevdiğim zaten aşikar; o nedenle mor ve yakın arkadaşları olan renklere torpil geçtiğimi itiraf edebilirim *-* O kadar çok mor ve türevleri olan parçam var ki; bu kalpli broş çantamla, paltomla, birçok elbisemle uyumlu oldu. Geçen hafta fotoğraflarını çekemediğim için Sevgililer Günü konseptine yetiştiremediğim bu kalp broş görseliyle size sevgi dolu bir hafta diler; artık broşumu takar, gezmelere giderim :)
Bugün Hava Yağmurlu : )
Evet, bugün hava yağmurlu… Yanınıza şemsiye almanıza gerek yok ama ;) Bu bulutlar “mutluluk” yağdırıyor çünkü *-* Keçeden yapılmış, pullarla süslenmiş… El uğraşı ile geçen birkaç güzel saatin hatırası… Arkasındaki çengelli iğnelerle kıyafetinize, çantanıza, bir objeye iliştirin sıra sıra; gri renkli bulutun bile sizi gülümsettiğine şahit olacaksınız ;) Not-1: Aslında “Güneşi Gördüm” diye bir başlık atsam da fena olmazdı, velhasıl geçen haftanın acısını çıkarırcasına fotoğraf makinesini elimden düşürmedim bugün :) Yarın da devam edeceğim gibi *-* Zira daha kameralara boy gösteremeyenler var :) Not-2: Biten broş aparatlarının yerine çengelli iğne kullanmayı akıl etmem iyi oldu – daha sık uygulamalı bu fikri. Sizlere de tavsiye olunur ;)
Sar Makarayı Sar Sar :)
Örmeye sabrım pek olmasa da zaman zaman örgü makarası ile hiç beklemediğim bir samimiyet doğar aramızda :) Yalnız enteresan olanı, ördüğüm kordonları kıyıda – köşede unutmam :)) Meselâ, iki sene kadar önce örgü makarasını aldığımda bir heves örüp, incilerle süslediğim ve sadece bir kez (!) taktığım saç örgüsü kolyem gibi; O saç örgüsüne bir ikincisi de eşlik etmiş olabilir :) Hatta o diğeri kadar şanslı bile olmayabilir :)) Bulabildiğim bir büyük boy makara ile içlerine iri boncuklar yerleştirerek ördüğüm farklı bir kolye… Kaç senedir açma – kapama kısımlarına aparat takılmayı bekliyor :)) Minik nazar boncukları ile yaz sezonu için diyerek tasarladığım yine bir başkası; Son zamanlarda da bu makaralarla mumlu ip yerine yün ip örebilir miyim diyerek yaptığım fiyonk kolye ve çiçek broşum; Bugünlerde de yeni aldığım ipler içinde neon pembe rengine takılmış bir hâlde yeni kordonlar örme telaşım; Bir de tuhafiyede görüp de sonra alırım diye bıraktığım ama aklımda…