Keçe kırpıntılarını değerlendirmeye çalıştığımdan bahsetmiştim. Sonunda çalışmamı tamamladım ve zaferime ulaşmış olmanın haklı gururu ile tuttum kolundan, getirdim buralara :) İki hafta önce Cumartesi akşamıydı; baykuşlu yastığıma arkadaş olsun diye yeni bir hayvan figürü arıyordum kendime. Önce büyükçe bir balık dikmeyi planlasam da ne olduysa kendimi kuş figürleri arasında buldum ve küçükçe kuşlar kesmeye başladım :) Düşüncelerime ne kadar tezat bir davranış sergilemişim, değil mi? Huyumdur *-* Önceleri bir-iki-üç diyerekten rengârenk kuşları kesmek çok zevkli olsa da ilerleyen süreç içerisinde o kuşların kanatları, gagaları filan derken iyice bit gibi nesnelerle uğraşmaya başlamak… Ve birer birer boncuklardan gözlerini dikmek… Derken bana gelenler geldi ve bir sonraki haftasonu kendileri ile uğraşacağıma dair kuşlarıma söz vererek onları bir hafta boyunca gözsüz olarak beklemeye aldım :)) Bu özellikle son zamanlarda edindiğim bir alışkanlık mı, yoksa gerçekten zaman kıtlığı mı bilmiyorum; ama haftaiçi hobinin “H” harfi ile uğraşamam ben. Ne yaparsam haftasonu… İş çıkışı üzerimde…
Benim de Artık Bir Baykuşum Vaarr! :)
Bim-bam-bomm! Çatlasın düşmanlarr! Benim de artık bir baykuşum var :)) Puanlı kanatları, inciden gözleri var. Kumaşı Ikea’ dan, içindeki elyaf da evdeki son cömert yastıktan :)) Aslında ayakları da olacaktı kırmızı kırmızı; dalgınlığıma gelip de onları içeri dikmeseydim :))) Ama böyle de sevimli olmamış mı, olmamış mııı? *-*
Nil Yeşili Bebek Eteği | Hediye
Geçtiğimiz Cuma Kadıköy Pazarı’ nda bulduğum kumaşlardan biri bu da; puanlı tül… Iki rengini buldum hem de; biri bu renk, diğeri de gri… Tezgâhta bu kumaşları görünce hemen atladım üzerlerine; puanlı kumaşları mümkün mertebe kaçırmamaya çalışıyorum da :) Hatta şimdi Koton’ da gözüme kestirdiğim pudra rengi puanlı tülden uçuş uçuş bir elbise var da; acaba fiyatı düşer mi diye kolluyorum :)) Gelelim biz diktiğim eteğe… Beli lastikli, içi astarlı, bu sene vitrinlerde çok sık gördüğümüz basit bir model… Ben minyatürünü diktim :) Hareket katması için de beline broş iğnesi ile yine tülden yaptığım çiçeği iliştirdim. Annesi istemezse çıkarsın diye :) Bu arada, yeri gelmişken belirteyim; kesme tahtasını ve diğer aletleri kullanmaya başladım. Ikea’ dan aldığım kumaşları keserken döner bıçak yetersiz kalsa da tül, şifon gibi ince kumaşları kesmede gayet başarılı. Aldığım için pişman değilim; hiçbirşey olmasa üzerinde ölçüler yazan o tahta işimi bir hayli kolaylaştırdı *-* Bu eteğin dikişini son…
Runner Örtü Diktim
Geçtiğimiz Cuma bayram sebebi ile yarım gün mesai olunca, çıkışta soluğu Kadıköy Pazarı’ nda aldım – hobi manyağının klâsik Cuma fantezisi :) Yalnız ay sonu olmasından dolayı paralar suyunu çektiğinden pazar için çok fazla bütçe ayıramamış olsam da alışverişimin beni yine de tatmin ettiğini söyleyebilirim *-* Hani laf olsun diye değil, o kadar kısıtlı bir harcama limitim vardı ki; avcumdaki bir liraları sayarak alışveriş yapıyordum, yani o kadar :)) Lâkin ben pazardan eve yine iki poşet taşıdım; düşünün siz ne kadar ucuz olduğunu :) Bu kumaş da yine o yığınların arasında Cuma günü bulduğum, görür görmez onunla runner örtü yapma hayallerim depreşerek poşete tıkıştırdığım bir parça. Farklı renklerini de bulsam aslında hiç fena olmazdı :) Basit bir dikiş projesi olmakla beraber yine de ilk kez diktiğim bir parça olması itibari ile dikerken ilk başta biraz endişelensem de korkularım yersiz çıktı neyse ki… Dört köşesini de başarı ile katlayıp runner örtümü…
Kutu Kutu Pense, Demet Yastık Dikse…
Şu son bir hafta içerisinde hobi odamı o kadar dağıttım, o kadar kirlettim ki; nasıl toplayacağımı bilmiyorum :) Üstüne dağıttıkça dağıtasım geliyor; fenalardayım yani anlayacağınız :)) Ama ne yapalım; en yaratıcı fikirler de en dağınık ortamlarda çıkıyor, değil mi? Gerçi ben çalışırken hobi odamın içinde kalsam, o kapının eşiğinden pek dışarı çıkmasam daha iyi olacak ya, neyse :) Oda küçük olduğundan ütü masasını orada açmam imkansız. Zaten 2+1 evimizin en geniş odası salonumuz. Ütü ile işim olacaksa oraya taşınıyorum ufaktan ufaktan; sonra bir bakmışım, oracıkta farklı şeyler peşindeyim. Kalkmam da yerimden rahatımı bulduysam; sanki büyüsü bozulacak gibi *-* Sonradan temizlemesi, toplaması olmasa pek mutlu mesut takılacağım salonda aslında… Korkuyorum; bir gün orası da hobi odasına dönecek ve bu iş içinden çıkılmaz bir hâl alacak diye :) Bazen diyorum ki; bu hobi işlerine hiç bulaşmamış olsaydım çok daha derli toplu bir evim olurdu *-* Yine kendi içinde bir düzenim var elbet…
Yeni Yastık – Son Yastık :)
Kelebekli yastıkla bu serüvene nokta koyduğumu düşünüyordunuz, değil mi? Ne yalan söyleyeyim, ben de öyle düşünüyordum ama dikmem gereken bir yastık daha varmış; English Home mağazasını gezerken anladım :) Şu yuvarlak dantelimsi örtüler var ya; ne için kullanılıyor, ne amaçla satılıyor, bilmiyorum… Sehpa üzerine mi düşünülmüş, bardak altlığı olarak mı kullanılıyor; yorum yapamam… Söyleyebileceğim tek şey; ben onları yeni diktiğim yastığın üzerine uygun gördüm, hepsi bu kadar :)
Romantik Yaka Yaptım
Romantik denildiğinde aklıma ilk gelenlerden biri, “Forever New” mağazası oluyor :) Ben, genelde Metrocity AVM içerisinde girişte olanına uğruyorum; hatta çok sık kurcalarım oradaki mağazayı, uçuş uçuş tüllerden süslemeler, kullandıkları yumuşak renkler beni kendilerine çağırıyor adeta… Bir de fiyatları azıcık ucuz olsa :) Pek bir şey aldığımdan değil de fikirsel olarak beni beslediği için seviyorum demeliyim sanırım… Galiba oradan bir tane cüzdan, bir tane de fiyonklu yüzük aldım bu zamana kadar :) Bahsettiğim romantik yaka çalışması da oradan esinlenmem sonucu ortaya çıktı… Bu çiçeklerin benzerini mağazada ilk gördüğümde çanta ve ayakkabı süslemişlerdi, başka versiyonları da var mıydı; bilmiyorum. Onları gördüğümde böyle gipürden küçük küçük çiçekler nereden bulabilirim diye düşünmeye başladığım an, fisto olarak bir benzerinin burnumun dibindeki tuhafiyede satıldığını anlamam aynı ana denk gelir :) 1 ya da 1,5 metre kadar bu çiçek gipürlü fistodan aldım ve teker teker kestim her birini. Sabrım elverdiğince üzerlerine minik incilerden dikip romantik çiçek…
Yastığıma Kelebek Kondu :)
Aslında kelebekler kondu demeliydim… Dur bakayım; 1,2,3,… toplam 16 adet kelebek konmuş yastığıma… Parşömen kağıdına çizilen bir kelebek şablonu ve ardından eldeki tüm keçe kırpıntılarının kelebeğe dönüşüm aşamaları :) Her biri özenle kumaşın üzerine iğnelenir (haftasonu – önizlemede paylaşmıştım) ve kendi renklerine uygun dikiş ipleri ile makinede göbeklerinden çizilir. Kâh bir yere konmuş, kâh kanatlanmış uçacak gibi duran renkli kelebekler ayrı ayrı sevilir ve yine kumaş krizi yaşandığı an yastığın arka rengi pembe olarak değiştirilir… Kelebekli yastığım da artan kumaşlardan değerlendirilen son yastık olmanın haklı gururu ile yastık serüvenine son vermem gerektiğini bana ayrıca hatırlatır :) Not: İlham kaynağı bu sitedir. Dikmek isteyenler kelebek şablonuna da site üzerinden ulaşabilirler.