Çarpı işi yapmak benim için çekirdek yemek gibi birşey :) Çekirdeğin tuzu dudaklarınızı kavursa da bir türlü tabağın sonunu görene kadar bırakamazsınız ya, bu da onun gibi bir şey; gözlerimde çarpılar uçuşsa bile sonunu görmeden elimden bırakamıyorum bir türlü. Onun içindir ki, ne zaman başından ayrılmadan kanaviçe kitapları ve iplerle kendimden geçersem, yaptığım çalışma bitince aramıza mesafe koyuyorum bir süreliğine, tüm dergileri, bana kanaviçeyi hatırlatan herşeyi ortadan kaldırıyorum; ben yine farkında olmadan o kasnağın başında bulmayayım kendimi diye… O kadar el oyalayıcı, sonucu da o kadar muhteşem, gözlere bayram ettiren birşey ki bu; yapmadan duramıyorsun, yaptıkça başka şey yapamaz oluyorsun – bir yanın keyiften dört köşe olurken diğer yanın başka hiçbirşey yapamamanın acısı ile kıvranıyor :) Yok, yok abartmıyorum; gerçekten öyle – yani en azından benim için :)) Son çalışmam da bir günde bitenlerden… Elimden bırakıp bırakıp tekrar başına geçmiş buldum kendimi.. Hadi şu ayıcığı bitireyim, emzik de ufakmış canım,…