baykuşlar

3 Yazılar Ana sayfaya dön

Şapşik Baykuşlar : )

Ortaokul – lise yıllarında resime ilgim vardı aslında. Özellikle uzun bacaklı kızlar çizip onlara kıyafetler tasarlamayı çok severdim :) Hatta bir gün resim öğretmenim bir yarışmaya katılmamı istemişti de şartlar beni fazlasıyla gerdiği için korkup kaçmıştım – yalan yok :)) Yanlış hatırlamıyorsam 3 saat gibi bir süre içerisinde jürinin önünde bir konu dahilinde resim çizmem gerekiyordu ve konuyu da o dakika öğrenecektim; yani önceden hayal kurup, az biraz kafamda ne çizeceğime karar verip de yarışmaya girmek yoktu kurallar arasında. O dakika ne geliyorsa aklına, ne geliyorsa içinden çizecektin, boyayacaktın… Ben sevmem öyle zaman kısıtlamaları dahilinde sanatsal aktivitelerde bulunmayı zaten. O dakika resim çizeceğim varsa gözüm saate takılır, panikten hiçbir şey yapamam. Kompozisyon yazmak mesela; bunun sınavına girmeyi asla anlayamıyordum. Hele ki edebiyat en çok ilgi duyduğum alanlardan biri iken kompozisyon sınavları acayip sinirimi bozuyordu. Çünkü ben zamana takılmadan yazmayı severim.. Özellikle geceleri gelir ilham perilerim.. Şimdi de böyle, çocukken de…

Düğün – Dernek Hâlleri < Finale Doğru >

Blog sayfam bir bayram kutlamasında asılı kalmış – deliye her gün bayram der gibi :) Gerçi son zamanlarımı daha iyi tarif edecek bir tanımlama da olamaz herhalde *-* O kadar çok işim var ki; adeta delirdim – meselâ yarın akşam İzmir’ e gidecekken ben, şu an bilgisayar başında oturmuş, neredeyse 10 günlük fotoğraflarımı düzenliyor, bir yandan da harıl harıl bloguma yazı yazmaya çalışıyor olmamı pek akıllıca bulmuyorum – yarın işe gideceğim, daha valiz hazırlayacağım, siz düşünün halimi :) “Nerelerdeydin, sesin soluğun hiç çıkmıyor?” diye soranlara; düğüne giyecek kıyafet arayışı içerisinde olduğumdan işten arta kalan vakitlerimi mağazalarda geçirdiğimi ve kendimi harap – bitap bir halde uykuya teslim ettiğimi söyleyebilirim. Hem ebatlarım abiye kıyafete pek müsaade etmediğinden, hem de abartılı derecede taşlı, pullu bir elbise giymek istemediğimden içime sinen bir modele denk gelemedim ne yazık ki… Hal böyleyken, siyah renk tercih etmek istemediğimi söylesem de, düşünce gücü – çekim yasası mı artık…

Baykuşlar Kondu Buraya : )

Geçtiğimiz Cumartesi günü Eminönü’ ne gittik. Sebeb-i ziyaretimiz, ilk olarak baykuş gelinimizin çiçek buketlerini, ardından magnet mıknatıslarını bulmaktı. Neyse ki aradığımız her ne varsa elimizle koymuş gibi bulduk, fazla uğraşmadık; zaten öyle bir malzeme cennetinde bulamasak ayıp ederdik :) Hatta ben bulabildiklerimin dışında bulmayı akıl edemediklerimi de görmemek için orada dolaştığım süreç içerisinde hafiften gözlerimi kapattığımı itiraf edebilirim :)) Öyle durumlarda her an baştan çıkabilirim; vukuatlarım mevcuttur yani *-* Nikah şekerlerinin tüm malzemeleri de böylelikle tamamlanınca geriye bana kalan bol sabır oldu :) 100 tane damat, 100 tane gelin baykuşun tüm keçe kesimleri bitti bitmesine de parçaları birleştirme işi de bir o kadar el oyalayacak gibi gözüküyor… Ben her zaman bir şeyi yapmaya başlamadan önce sonucunu fazlasıyla merak eden bir tip olduğumdan ilk baykuş çifti yapıverdim heyecanla *-* Keçeleri keserken olduğu gibi parçaları birleştirme kısmında da işleri gruplara ayırdım kendi içlerinde. Meselâ, önce sadece gözleri yapıştırıyorum, ardından burunları… Bu şekilde…

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Gezinme