annem

3 Yazılar Ana sayfaya dön

Kelimeler Kifayetsiz…

Söze nerden başlasam bilemiyorum. Evet, Allah’ tan ümit kesilmezdi… Ve kader diye birşey de vardı… Güzel haberler vermeyi ne çok isterdim, ilerde yazdığım bu satırları annemle beraber okumayı… Bir mucize bekledik hep içimizde… Ben iyi şeyler hissetmediğimi söylesem de, sözler olumsuz olsa da, kendimizi kötüye hazırlamamız istense de defalarca… Olmadı, ne yazık ki olmadı… O mucize bizi bulmadı… Anneme biçilen ömür 47 yılmış; doğum gününü bile hastane odasında yoğun bakımda geçirmek zorunda kalan annem 31 Mayıs Perşembe günü öğle sularında aramızdan ayrıldı. Doktorların beni yanıltmamasına sinirlenerek, içimde son kalan ümit kırıntılarını da paketleyip; üzüntü, hayal kırıklığı, “Belki de hayırlısı buydu” gibi sözlerle karmakarışık, tarif edemeyeceğim duygular eşliğinde annemin cansız bedenini İzmir’ e uğurladım – büyük bir özlemle gitmek istediği şehre… İzmir ilk defa bu kadar tatsız geldi bana, içimi acıttı. Annem gömüldükten sonra, duramadım oralarda, geri geldim İstanbul’ a… İçimde gerçi olan biten herşey… Eve girdiğimde annemin oturduğu koltuk, aldığı…

Zor Günler

Günler sonra ilk defa bu saatte evimdeyim; zaman zaman öylesine rutin gelen hayatım ne kadar lüksmüş aslında diye düşünmeden edemiyorum şimdi… Bir yandan da şu an hastane kantininde olamamanın yoksunluğunu yaşıyorum içten içe; annemden iyi bir haber alırım umudu ile dakikaları saatlere, saatleri günlere bağladığım; çaresizliğin resmini çizdiğim o soğuk bina geliyor gözümün önüne… Bana annemi geri verip vermeyeceğini bile henüz bilmiyorum ayrıca… Evet, hâlâ olumlu bir sözcük bekliyorum doktorların ağzından… Tam bir hafta oldu ama annemin durumunda ne iyiye ne de kötüye giden bir değişiklik yok. İşin kötüsü, doktorun her bilgilendirmesinde ertesi güne hastayı kaybedeceğimizi inceden inceye ileten mesajları yok mu; kahrediyor insanı… İçimizde son kalan şey “ümit” ken onu da yok ediyorlar acımasızca… Yoğun bakımda bir kere görebildim annemi… Uyuyor gibi… Elleri çarşafın altındaydı, tutamadım ama yüzüne dokundum, yanağına sürdüm elimi… Sanki gözlerini açıp “Şaka yaptım” diyecek gibiydi… Kolundan tutsam gelir miydi, bilmem… Neydi bu kadar uzun süren…

“Allah’ tan Ümit Kesilmez” Derler…

Bir önceki yazımda ne kadar mutlu bir haber verdiysem şu an ondan kat be kat üzücü bir haberin eşiğinde olmanın acısını yaşıyorum… Yazmak rahatlatır her zaman beni ama bu kez gücümü kaybetmediğimi kendi kendime ispat etmek için oturdum bilgisayar başına. Pazar günü annem bizdeydi; bir önceki gün kardeşime yüzük takmıştık – biliyorsunuz… Aslında o gün akraba evine geçecekti annem ben ertesi gün çalıştığım için ama benim nedense göndermeyeceğim tuttu – hiç huyum değildir halbuki… O göndermediğimi bile bilmiyor bu arada; eşime “Onu bırakmak için araba bulamadığımızı söylersin” diyerek tüm günü annemle geçirdim – “Allah böyle olmasını istiyormuş” diyorum. Hareketli bir haftasonu oldu bizim için. Annem enerji doluydu; alışveriş yaptı, eve gelip gelini – oğlu için yemekler yaptı. Sardığı sarmaları, yaptığı börekleri buzluğa koyup haftaya kadar bekletmemi söyledi. Ardından, biz akşam yemeğimizi yedik, herşey normaldi. Türk kahvelerimizi içtik, yine herşey normaldi. Ben annemin bilgisayarına istediği birkaç fotoğrafı yüklüyordum. Annem yerinden kalktı,…

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Gezinme