1982 yılı, Aralık ayında, karlı bir kış akşamı dünyaya gözlerimi açmışım.
Doktorların yaşama beklentisi dahi olmayan son derece çelimsiz vücudum hayatta kalmayı başarmış, beni bugünlere kadar getirebilmiş, çok şükür…
Boyum 1.50 cm; gocunmam kesinlikle yer elması gibi benzetmelerden, artık beden eğitimi dersleri yok malum, içinde bulunduğu yaştan on sene geride göstermeyi kim istemez ki…
Şu anki gür ve hacimli saçlarımı küçüklüğümün bol zeytinyağlı banyolarına borçluyum. Bakmayın, oğlan çocukları gibiymişim ben bir zamanlar…
Babamın eski sevgilisiymişim ben doğmadan; adımın manası onun yüreğinde saklı…
Yıllarımın çoğu İzmir’ de geçti diyebilirim. 6 yaşında İzmir’ in küçük bir köyünde devam eden yaşantım, üniversite ile beraber şehrin göbeğine taşındı. İzmir-Buca’ da okuduğum yıllar iş hayatına atılmamla İzmir-Alsancak sokaklarında geçti üç-beş yıl… İzmir-Bornova’ nın ise bendeki yeri çok farklı…
2008 yılında İzmir’ den taşındım; artık ucundan azıcık İstanbul’ luyum. Sevdiğim için kaptım bohçamı, kaçtım uzaklara…
2010 yılında evlendim, iki kişilik bir yaşantı bizimkisi şimdilik…
Aslen çalıştığım sektör lojistik, bir diğer adı ile deniz taşımacılığı…
Ancak edebiyata olan ilgim aşikar, yazmak – okumak vazgeçilmez tutkum benim…
Bir de fotoğraf…
Sahi, tasarım aşkımdan bahsetmedim sanırım? Süsü-püsü çok severim ben, hem alırım, hem yaparım…
Renkler can dostlarım benim; hele ki mor renk…
Günde en az bir fincan Türk kahvesi içmem lazım, o mis kokuyu burnuma çekmeden, tadı damağıma değmeden noktalanan günler yarım yamalak yaşanmış sayılır benim için…
Paylaşmayı, araştırmayı, anları ölümsüz kılmayı seviyorum. 2009 yılında blogger ile blog yazmaya başladım, 2011 yılında gelen erişim yasağı ile uzun zamandır aklımda olan ama sürekli ötelediğim kendi alan adıma taşınmaya karar verdim. Böyle de fena olmadı hani :)