Fotoğraf Aşkına

Laleler

Dün öğleden sonra eşimle beraber Sultanahmet’ e gittik. Fotoğraf makinesine kavuştuğum günden beri zaten her haftasonu kendime gidecek bir yer bulmaya çalışıyorum :) Haftaiçleri fırsat buldukça yaptığım araştırmalardan öğrendiklerimi haftasonları uygulama yaparak pekiştiriyorum diyebilirim… Tam zamanlı çalışan olunca ne yazık ki fotoğraf çekmek için gün ışığını yakalamak pek kolay olmuyor; haftasonuna yüklediğim hayallerim de artık havaların güzelleşmesiyle suya düşmeyecek diye ümit ediyorum -* Dün de çok şanslıydım; ki ben fotoğraflarımı çektikten sonra tam da Sultanahmet köftelerini hüpletirken yağmur başladı :)) Bugün size birkaç lale getirdim gittiğim yerden; bakalım sizler için özene bezene binbir zahmetle topladığım çiçekleri beğenecek misiniz? :)

Fotoğraf Çekmek

Fotoğraf çekmek benim için çoook uzun zamandır bir tutku; hatta kendimi bildim bileli diyebilirim :) Şimdilerde ise elimdeki yarı profesyonel makine ile bu aşkım iyice alevlendi :)) Hatta öyle ki bazen işyerindeyken onu özlüyorum, haha :D Yolda yürürken filan bazen kendimi vizörden bakıyor gibi hissediyorum desem :))) İlk başlarda elim makineyi yadırgasa da, ben ona sanki yeni doğmuş bebek taşıyormuşum muamelesi yapsam da çok geçmeden alıştık birbirimize *-* Sony dijital fotoğraf makinemi kullanır mıyım diye düşünürken pabucunu çoktan attım dama… Şimdilerde anlıyorum ki; meğer ben fotoğraf çekmiyormuşum arkadaşlar :)) Vizörden bakmak gerçekten çok farklı ve o makineyi elinizde kavradığınızda bambaşka bir dünyaya yelken açıyorsunuz sanki… Sanki’ si fazla; öyle aslında… Bakın, bunu daha bir aylık çömez söylüyor, ehehe :D Yıllardır profesyonel makine ile fotoğraf çeken arkadaşlarım kimbilir neler hissediyorlardır… Şimdi diyorum ki keşke daha önce parama kıyıp alsaymışım bu makineyi; ne çok şey kaçırmışım… Hala bir çok özelliğini bilmemekle beraber…

İstanbul Kanatlarımın Altında

Yanlış bilmiyorsam 54. kattaydı bulunduğum nokta… Oraya ulaşmak için asansörde geçirdiğim vakitten her ne kadar memnun olmasam da kapıdan dışarı çıkmamla gördüklerim tam anlamı ile “İstanbul kanatlarımın altında” dedirtti bana… Ve adımımı atar atmaz anladım ki havalar oralarda epeyce rüzgarlıymış :) Hani camlarla çevrelemeseler belki de ben kuş olur uçardım İstanbul üzerinden; şöyle İzmir semalarına doğru – hazır fırsatını bulmuşken :)) Herşey oyuncak gibiydi oradan bakınca… Şanslısınız; buradan Mövenpick oteli tepeden görebilirsiniz… Sabancı’ nın ikiz kulelerinin endamını… Ve tabii çok daha fazlasını… Merak ettiyseniz eğer, sizi Levent’ te Sapphire Alışveriş Merkezi’ ne alalım; Seyir Terası’ na gitmek için 15 TL karşılığı bir bilet alırsanız hemen girişte; bu görsel şölenden siz de sınırsız faydalanabilirsiniz. Yalnız yanınıza hırka, eldiven, bere almayı unutmayın; malum orada havalar oldukça soğuk :)

Deren Bebek’ten Yeni Pozlar

Dün daha iyi anladım ki; bebek fotoğrafı çekmek gerçekten zor :) Ne yetişkin bir insanı ne de bir ürünü çekmeye benziyor. Tam güzel bir poz yakaladığıma inanıyorum ki ben deklanşöre basana kadar o andan eser yok :)) Böyle durumlarda sanırım en iyisi sürekli çekim yapmak; açıyı, ışığı ayarladıktan sonra mutlaka yakalanan güzel kareler çıkıyor ortaya… İşte Deren Bebek’ ten yeni pozlar; Biraz da annesi ve babası ile; O kadar çok fotoğraf çekmişim ki – makine elimden düşmedi; normaldir :)) – aralarında seçim yapmakta epeyce zorlanıyorum şimdi. Tütülü fotoğrafları ise bir sonraki yazıma kaldı :) Pardon yaa, siz asıl onları bekliyordunuz, değil mi? :))

Deren Bebek; Ne Tatlı Şeysin Sen Yahu :)

Hazırladığım bebek cicilerini sahibine ulaştırmayı başardım :) O zaman alkışş bana :)) Bir hafta boyunca neredeyse her gün 5 saat uyuyup Cumartesi gününü de aynı istikrarlı uyku düzeyinde ayakta durarak geçirebildiğim için kocaman ALKIŞ bana :) Mevzu bahis böyle sevimli olunca tatil günü olmasına rağmen sabahın erken saatinde kalkabildim tabii; siz bu tatlı şey için uykunuzdan fedakarlık etmez miydiniz? :) Not: Sanırım 500 kare fotoğraf çektim O_O Hepsi mümkün olmasa da en beğendiğim karelerle ve tabii ki mutlak surette yaptığım cicilerin içinde bebişin fotoğraflarını ilerleyen günlerde sizlerle paylaşıyor olacağım :) O tütü içinde var yaa melek gibiydi melek :) Yalnız babasından uyarı; lütfen “Maşallah” deyin :))

Bir Fotoğraf Çekilebilir miyiz? :)

Profesyonel olsun, olmasın; fotoğraf makinenizi elinize yeni yeni aldığınız günlerde yakınınızda kim varsa onları dürtüp durmaz mısınız? :) Şanslıysanız o kişi fotoğraf çekilmekten hoşlanıyordur; eğer uzun süre ilgi odağı olmaktan sıkılan birisi ise işiniz zor… Bugün işyerine giderken fotoğraf makinemi yanıma almıştım; Cuma neşesi etkisiyle olsa gerek :)) Ve anladım ki ben o şanslı gruptayım; çevremde fotoğraf çekilmek isteyen birçok insan buluverdim bir anda :D Kısıtlı bir zaman diliminde haşır neşir olduğum makinemin objektifine takılan, doğallığı sebebi ile hoşuma giden bir kare; Siz nasıl buldunuz peki? Önemli Not: Yorumsuz bırakmayın amaa; özellikle tavsiyelere çok ihtiyacım var *-* Not-2: Bir önceki yazıma bıraktığınız yorumlara henüz dönemedim; yarın bebeği görmeye gideceğim, çok erken uyanmam lazım çoook :) Dönüşte yorumlarla bir bir ilgileneceğiiimmm :)

Bir Dost

Sakın seni unuttuğumu düşünme blogum; uzun zamandır beklediğim bir dostum geldi de uzaklardan… Aylardır yolunu gözlediğim hem de… Onca çektiği zahmete karşılık misafirliğini çıkartmak boynumun borcuydu. Ne olur, darılma bana; alt tarafı biraz dolaştık sahilde beraber, tavşanlara niyet çektirdik, çiçekleri kokladık,… Hasretimiz öyle kolay dinecek değildi, anla… Velhasıl, evin yolunu kaybetmeden geri döndük işte :) Bak, sana da gelirken bunları getirdik; Not: Bu yazıda dost olarak bahsi geçen, Canon fotoğraf makinamdan başkası değildir :) Ve görmüş olduğunuz fotoğraflar da ilk ortak çalışmalarımızdandır.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Gezinme