Ben Yaptım

Mart 2012 Hobi Dosyası

Mart ayına ait “Ben Yaptım” kategorisine yollayabileceğim yeni bir yazım olmadığına göre bu ayın hobi dosyasını da toparlayalım ufak ufak… Bu ay keçelerle başlayan yolculuğum şekilli delgeç aşkı ile farklı bir alana kaymış olsa da dikiş makinesinin cazibesine kapılıp bol fermuarlı çalışmalarla renklenmiş. Şöyle bakınca genel resime; “Aman canım, zaten fazla da birşey yokmuş” diye içimden geçirmedim de değil hani. “Koca ay boyunca bunları mı yaptın; bir de utanmadan insan içine çıkarıyorsun?!” diye ayıpladım kendimi :D Sonra tam zamanlı bir işte çalıştığımı hatırlayınca sözlerimi geri aldım :) Zaten aylık değil de haftasonlarımın dosyaları oluyor bunlar genelde… Hem her ay da izin kullanamıyor ki insan; senelik 14 gün hakkımız var topu topu, Cuma günü alınan izinlerin 2 gün olarak değerlendirildiği de dikkate alınırsa… Ohooo… Daha bunun İzmir’ lik yaz tatili, İstanbul’ a gelecek annesi, Samsun’ da gidilecek düğünü var; idareli olmak lâzım :) Not: Nisan ayında +1 gün tatilin hayali ile…

İşlem Tamam: Fermuarlı Mini Çantalar

Beşiktaş’ tan aldığım kumaşları kesmeye başladım. İlk etapta düşüncem fermuarlı birkaç parça dikmekti; kimisi bozuk para cüzdanı, kimisi makyaj çantası olsun; hem bana dikiş denemesi yapacak mevzuu çıksın, hem de diktiklerim koltuğun üzerinde yastık olup sıralanacaklarına biraz da çantamın içinde işe yarasınlar :) Gerçi yakın zaman içerisinde yeni yastıklar dikmeyeceğime söz veremem, zira aklımda yeni modeller var ama artık yastıkları sergileyebilecek alanım var mı, ondan şüpheliyim :)) Fermuar dikmeyi de gözümde büyütmüşüm zaten zamanında… Uykunu alıp dinç bir şekilde masanın başına oturunca, biraz da o aceleci yanını frenleyince gayet de rahat dikilebiliyormuş esasında… Tamam, ufak-tefek sorunlar da olabiliyor dikerken. Fermuar ayağı denilen zımbırtıyla uğraşırken makine anlamsız bir şekilde abuk subuk dikmeye başlayabiliyor, üst iplik gerginliği de beni gerdi gibilerinden nidalarla taa Almanya’ daki annenize telefon açıp onun zamanında fermuar ayağı olmadan fermuar diktiğini öğrenince bir kere daha saygıyla eğilebiliyorsunuz karşısında :)) Sonra Singer bayisi onaylı zor takılan fermuar ayağını hayatınızdan…

Bahar Topları

İki yıl önce bir yılbaşı heyecanına kapılıp almıştım bu strafor topları… Aslında o zaman da amacım yılbaşında kullanmak değildi bu topları; bir gün onları süsleyecek ve evin bir köşesinde sergileyecektim. Toplar eve girdiği günden beri aklıma her düştüğünde kutunun içinden çıkarıp üzerlerine birşeyler yapıştırıp durdum… Bir tanesini şifon kumaş güllerle kaplayıp görümceme nişan buketi yapmıştım. Yalnız fazla el oyalayıcı olduğundan gül topu adetini bir tanede bırakmıştım – canıma garezim yok :)) Elinizde hazır çiçekleriniz yoksa bu yola baş koymanızı kesinlikle tavsiye etmem. Başka bir top ise amacına uygun olarak yılbaşı aksesuarları içerisinde boy göstermişti; ki bu kez de şerit bir kumaşa dolanıp durmuştu :)) Kardeşlerini neden yapmadığımı çok iyi anımsayamıyorum; ya kumaşın az olmasının azizliği ya da benim şeritleri kes, içe katla, ütüle, sar-sar dönemecinden sıkılmış olmam olabilir – evet, sanırım ikincisi :) En son eve kutu kutu raptiye taşıdığımı, ancak bir mini boy topa kaç tane raptiye harcandığını görünce kendimi…

Yeni Kumaşlar, Fermuarlı Çalışmalar

Cumartesi günü Beşiktaş’ ta “küçücük, içi dolu kumaşçık bir dükkânı” sık ziyaret edilecekler listesine ekledim; sevgili Ayda sağolsun :) Benim gibi adres bulmakta bu kadar başarısız birine öyle güzel tarif etti ki gittiği kumaşçıyı, elimle koymuş gibi buldum. Tabii, eşimin de ucundan azıcık müdahalesi oldu ama sonuçta tek başıma gittim, kumaşçıyı ben buldum ve kumaşlarımı aldım – büyük başarı :)) İçeri girdiğimde hangi kumaşı alacağım konusunda öyle kararsız kaldım ki; beş adımda bitecek dükkânda yarım saatten fazla oyalandığımı söyleyebilirim. Benden önce oraya gelen bayan “Sizin işiniz kısa sürecek sanırım” diyerek bana öncelik verme inceliğinde bulunsa da kabul etmedim :) Çünkü işimin uzun sürmeyeceğini biliyordum ve kabul etseydim o baskı altında en beğendiğim kumaşları es geçip sonradan “Ben niye aldım ki bunu?!” diyebileceğim tercihler yapabilirdim – kendini tanımak da güzel şey :) Meydan bana kalınca, önce kumaşların fiyatlarını sordum. Sonra minik bütçeme göre ne kadar fazla kumaş alabilirim hesabına girip, her…

Taraftar Tokası : )

Bakmayın öyle taraftar filan dediğime… Benim futbolla uzaktan veya yakından bir alâkam yoktur. Evde bağlı olan Digiturk tamamen eşimin hizmetindedir ve futbol benim için arka plandaki bir gürültüden, beraberinde garip sesler çıkaran birkaç erkekten başka birşey değildir :) Eşim de zaten sarı-kırmızı severdir, bu tokayı da tahmin edersiniz ki hiç mi hiç beğenmemiştir :) Aman canım, niyetim bir takımı desteklemek değilken, tesadüfi denk gelen bu renk uyumundan da sorumlu olamam ya :) Hoşuma gitti; kestim, diktim işte… Renkleri uydu diye şimdi takıp bir de maça mı gideyim? :))

Mis Kokulu Lavanta Şişeleri

İki poşet kurutulmuş lavanta çiçeği aylardır hobi odasının kapısında asılı bekliyor. Hayır, maksat gözümün önünde dursunlar da ben artık şu lavanta keselerini dikeyim :) Yok, elim gitmedi bir türlü… Oysa öyle hayallerle almıştım ki ben o kurutulmuş çiçekleri; kalpli, kenarları fırfırlı, belki kare, belki daire bir sürü lavanta kesesi dikecektim; kimini dolabıma asacak, kimine çekmecelerimde yer açacak; bir kısmını da eşe-dosta hediye edecektim cici bici kutular içinde… Sen misin orda gözüme gözüme batıp duran?! Bir akşam öyle boş bir bakışmamızla elimde 3 adet soda şişesiyle döndüm yanlarına, “Korkmayın” dedim, “Canınız yanmayacak” :)) Başladım kuru çiçekleri şişelere doldurmaya… O esnada ortaya çıkan “mis” kokunun tavan yapması beni benden almadı değil hani – boğazımda hafif bir yanma :) Sahi yaa, sonbahar peçete halkalarından artan keçe yapraklarım da vardı… Şişelerin göbek kısımlarından bir keçe şerit, üzerlerine atınca yaprakları… Ağız kısmına da minik birer fisto parçasını uydurdum mu… Fiyonklarını da atarız işte böyle.. Oldu…

Yapraklı Peçete Halkaları

Sonbahar sofralarına yakışır bu yapraklar… Yine keçeden kestim, ilhamını ise buradan aldım :) 6 kişilik bu set; sonbahar aylarında akşam yemeklerine daha fazla kişi davet edemiyoruz yani :p :)) Kişi sayısı artacaksa yalnız, ilkbaharda bekleriz; zira kelebekli peçete halkaları +1 çift daha fazla misafir ağırlayabilir :)) Konu ile alakasız bir not: Bu fotoğraf çekimleri ile beraber makinemin M moduna geçmiş bulunuyorum; sanki son zamanlarda kendisi ile daha bir iyi anlaşıyoruz :)

Şubat 2012 Hobi Dosyası

Geçen ay yapmaya başladığım aylık hobi kolajlarına Şubat ayı ile devam ediyorum; ayın son günü bugün ne de olsa :) Aslında başlığa “Tatil Hobi Dosyası” yazsam daha yerinde olurdu; zira bu kolajda ne varsa beş günlük tatilin eseri… Çalıştığım günlerde pek fırsat bulamıyorum birşeylerle uğraşmaya; her haftasonu da kafayı dinleyebilme imkanı zor… Bu ay keçelerimin gelmesi ile bol bol şablon çıkarıp keçe kesmiş, durmuşum. Bir de kelebek figürüne takılmışım ki; her yeri kelebeğe boğacakmışım, az kalmış :) Havalar çok soğuk olduğundan dolayı diğer odada bulunan dikiş makinesinin başına gitmeye üşenirken, keçeler adeta bu ayın kurtarıcısı olmuş. Bir süre daha etkisini burada hissettirebilir yalnız; çünkü hem keçe bolluğu içinde olduğumdan hem de aklıma gelen ya da esinlendiğim her fikri hayata geçirmek için kendimle adeta bir yarış içerisinde olduğumdan keçeleri kesmeye devam edebilirim *-* Ha, bir yandan da keçelerin bitmelerinden çok korkuyorken bu tezat içerisinde neler yaparım, orası bilinmez ama önümüzdeki ayki…

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Gezinme