Yıldızlar, Kalpler…
Normal şartlarda bu yazının Aralık ayının sonlarına doğru yayınlanması gerekirken araya hastalığımın girmesi, benim bir türlü bilgisayarı açıp da fotoğrafları düzenleyememem, üstüne son zamanlarda kendimi hummalı bir çalışma içinde bulmamla yaklaşık iki-üç hafta kadar gecikti. Sağlık olsun, değil mi? :) Neyse efendim, lafı fazla da uzatmadan yeni yılı bahane edip yaptığım kalpli, yıldızlı süsleri huzurlarınıza çıkarmak isterim şimdi; zira yazımın teması bu ciciler – iç dökmelerimi farklı yazılara da saklayabilirim pekâla :)) Derken hâlâ uzattığımı fark edip kendimi nasıl frenleyemediğimi de hayretler içinde izlemekteyim :))) Küçük şeyler dikmeyi seviyorum. Kimileri bir elbise ya da etek dikmeye göre çok daha zor olduğunu söylese de bu tarz şeyler dikmek beni eğlendiriyor, dinlendiriyor. El oyalayıcı olduğu muhakkak ama hayal gücümü tetiklediğini hissettiğimden belki de minik minik oyalanmak mutlu ediyor beni :) Eh, zaman unsurunu da göz önünde bulundurunca birkaç saat içerisinde bir çalışmanın bittiğine şahit olabilmek daha çok motive edici oluyor. Tamam, arada…
Yeni Yıl Geliyoooorr :)
Bu ara çarpı işinden gözüktüler bana… Duruldum ama, nerdeyse iki hafta önce yaptıklarım bunlar :) Blog güncellemelerim biraz geride kaldı; çektiğim fotoğrafların çokluğu arasında sıkışıp kaldılar diyeyim :) Zaten çektiklerimin yüzde birini bile düzenleyip buraya aktaramıyorumdur da neyse… Eh, çarpı işine sarınca böyle, yeni yıl süslemelerim de haliyle onlardan çıktı :) Çıktı da… Ne bunlar acaba diye bakıyorsanız vereyim cevabını hemencik :) Bu gördükleriniz “Kapı kolu yastıkları” oluyor *-* Uppss, o da mı ne? Uydurdum, oldu işte :) Her çarpıladığımı çerçevenin içine koyamayacağımdan bir kısmını böyle minik minik yastıklar halinde kapı kollarına assak pekâla olur diye düşündüm :) İçlerine de elyaf doldurdum. Ohhh, pofuduk pofuduk :)) Hatta ve hatta harfleri yazdıktan sonra, çarpı işi ile değişik notlar yazıp kapı kollarına asabileceğim fikrine de çok sıcak baktım; mesela “Rahatsız Etmeyin”, “Kitap Okuyorum”, “Bebek Uyuyor”, “Sessiz Olun”, “Sigara İçmeyin” gibi gibi :) Şimdi tek ihtiyacım olan şey daha çok zaman – zira…
Deren Bebeğin Hediyeleri
Bu ay Burda – Yaratıcı Fikirler dergisinde bu uzun kulaklı köpeklerin şablonunu görünce bir deneyeyim dedim kendi kendime… Önce kanvas tarzı sert bir kumaşla dikmeyi denediğimden istediğim sonucu elde edemeyince şekilsiz ortaya çıkan köpeğimi çöpe atıp, sonra birşeyler dikerim diye aldığım yarımşar metrelik polar kumaşlarım aklıma gelince onlara yöneldim… Zaten malzemelerde de polar ya da svetşört tarzı kumaşlar kullanmamızı söylüyordu. Benim çok bilmişliğim işte :)) Doğru kumaş türünü tercih edince yüzümü güldüren sonuçlar çıktı ortaya neyse ki; biri pembe, diğeri mor iki cici köpek. Keşke daha fazla renk polar olsaydı elimde; eminim bir düzine köpek dikerdim o şevkle :) Tabii, bu cici köpekler bende kalmadı. Geçtiğimiz Cumartesi günü Deren bebeğin doğumgünü vardı, çıtlatmıştım *-* İkisini de hediye ettim bıcırık kıza. Görür görmez üstüne binmeye çalıştı; halini görseniz, çok komikti :)) Eh, haksız da değildi hani – köpeklerin tipleri gayet müsait üstlerine çıkmak için zaten, hehe :D Kanaviçe aşkımın tavan yaptığı…
Çarpı işi | Küçük Prenses
Fırsat buldukça çarpı işi yapmaya devam ediyorum. Bu da yeni bitenlerden… Şablonu geçenlerde tuhafiyeden aldığım bebek-çocuk kanaviçe modelleri kitabından seçtim. Öyle güzel şeyler var ki içinde; vaktim olsa hepsini yapıp yapıp dizeceğim, kendimi zar zor frenliyorum :) Bu sevimli prensese de kitabı alır almaz göz koymuştum, gerçi seçim yapmam pek kolay olmadı… Bu arada, öncesinde kitaptan başka şablonlar da kullanarak işlemeler yaptım ama henüz fotoğraflarını çekme fırsatım olmadığı için onları paylaşamadım sizlerle… Sıralamayı bozup bu çalışmayı paylaşmaya öncelik vermemin sebebi de; bu çerçevenin bu haftasonu Deren bebeğin odasına doğru yola çıkacak olması :) Başka ciciler de var yaptığım – yapacağım; inşallah fotoğraflarını çekemeden hediye etmek zorunda kalmam *-*
Fermuar Dikmek Diye Birşey Vardı : )
Koca hafta boyunca ha bugün yazdım, ha yarın yazacağım derken Cuma’ yı getirdim neredeyse… İyi haftalar dileyemeden iyi tatiller dilediğim bir durum söz konusu oldu ama bu seferlik de böyle olsun, kusura bakmazsınız, değil mi? :) Bugünlerde çok fazla şeye ahtapot gibi yetişmeye çalıştığımdan olsa gerek dağıldım sanırım… Ufaktan Etsy dükkanımı aktif hale getirme kararı aldım; malûm stoklarım doldu, taşıyor :) Hangi ürünleri koyayım, nasıl yapayım derken; diğer taraftan fotoğraf blogumla alakalı yapmak istediklerim beni bir köşeye sıkıştırmışken ben hâlâ çarpı işi projelerinden payıma ne düşürebilirim telaşı içerisindeyim *-* Haftaya da Deren bebeğimizin doğumgünü var, el emeği-göz nuru cici kızımıza ne yapabilirim düşünceleri sardı dört bir yanımı :) Doğumgününe sayılı günler kala son birkaç günü iyi değerlendirmem lâzım *-* Hem de doğumgününün fotoğrafçısı olaraktan büyük sorumluluk hissediyorum kendi içimde :) Fermuarlara sarmıştım ya bir dönem; hani sürekli kozmetik çantası görünümünde mini mini birşeyler dikip sıra sıra diziyordum burda *-* Hatta…
Let It Snow – Çarpı işi
Hâlâ Geyik Yapıyorum : )
Çarpı işi geyikleri öyle sevdim ki; durmadan geyik işleyesim var *-* Bu sevimli geyiğin şablonunu da çarpı işinin kraliçesi sevgili Ahu’ dan aldım; onu tanımıyorsanız Lavanta Bahçesi’ ne mutlaka uğramanızı tavsiye ederim. Öyle zevkli ve insanın içini açan seçimleri var; ki belki de sadece bu yüzden el oyalayıcı olmasına rağmen çarpı işine çabuk ısındım :) Ahu işlediği bu geyikleri mum bantlarında kullanmış vakt-i zamanında, çok da güzel olmuş… Ben de Ikea çerçevemin içine koyup yeni yıl süslemelerine uydurdum gitti :) Ayrıca, fazlaca büyük bir şablon olmadığından da elimde uzamadan çabucak bitmesi benden tam puan aldı, geyiğimin sevimliliği ile yüzümü gülümsetmesi de cabası *-*