Dün daha iyi anladım ki; bebek fotoğrafı çekmek gerçekten zor :) Ne yetişkin bir insanı ne de bir ürünü çekmeye benziyor. Tam güzel bir poz yakaladığıma inanıyorum ki ben deklanşöre basana kadar o andan eser yok :)) Böyle durumlarda sanırım en iyisi sürekli çekim yapmak; açıyı, ışığı ayarladıktan sonra mutlaka yakalanan güzel kareler çıkıyor ortaya… İşte Deren Bebek’ ten yeni pozlar; Biraz da annesi ve babası ile; O kadar çok fotoğraf çekmişim ki – makine elimden düşmedi; normaldir :)) – aralarında seçim yapmakta epeyce zorlanıyorum şimdi. Tütülü fotoğrafları ise bir sonraki yazıma kaldı :) Pardon yaa, siz asıl onları bekliyordunuz, değil mi? :))
Deren Bebek; Ne Tatlı Şeysin Sen Yahu :)
Hazırladığım bebek cicilerini sahibine ulaştırmayı başardım :) O zaman alkışş bana :)) Bir hafta boyunca neredeyse her gün 5 saat uyuyup Cumartesi gününü de aynı istikrarlı uyku düzeyinde ayakta durarak geçirebildiğim için kocaman ALKIŞ bana :) Mevzu bahis böyle sevimli olunca tatil günü olmasına rağmen sabahın erken saatinde kalkabildim tabii; siz bu tatlı şey için uykunuzdan fedakarlık etmez miydiniz? :) Not: Sanırım 500 kare fotoğraf çektim O_O Hepsi mümkün olmasa da en beğendiğim karelerle ve tabii ki mutlak surette yaptığım cicilerin içinde bebişin fotoğraflarını ilerleyen günlerde sizlerle paylaşıyor olacağım :) O tütü içinde var yaa melek gibiydi melek :) Yalnız babasından uyarı; lütfen “Maşallah” deyin :))
Bir Fotoğraf Çekilebilir miyiz? :)
Profesyonel olsun, olmasın; fotoğraf makinenizi elinize yeni yeni aldığınız günlerde yakınınızda kim varsa onları dürtüp durmaz mısınız? :) Şanslıysanız o kişi fotoğraf çekilmekten hoşlanıyordur; eğer uzun süre ilgi odağı olmaktan sıkılan birisi ise işiniz zor… Bugün işyerine giderken fotoğraf makinemi yanıma almıştım; Cuma neşesi etkisiyle olsa gerek :)) Ve anladım ki ben o şanslı gruptayım; çevremde fotoğraf çekilmek isteyen birçok insan buluverdim bir anda :D Kısıtlı bir zaman diliminde haşır neşir olduğum makinemin objektifine takılan, doğallığı sebebi ile hoşuma giden bir kare; Siz nasıl buldunuz peki? Önemli Not: Yorumsuz bırakmayın amaa; özellikle tavsiyelere çok ihtiyacım var *-* Not-2: Bir önceki yazıma bıraktığınız yorumlara henüz dönemedim; yarın bebeği görmeye gideceğim, çok erken uyanmam lazım çoook :) Dönüşte yorumlarla bir bir ilgileneceğiiimmm :)
Sohbet
Sanırım blogspot uzantılarına erişim yasağı bugün itibari ile kaldırıldı; sanırım diyorum, çünkü şu son iki ay içerisinde o kadar abuk olay yaşadım ki artık neye inanacağımı bilmiyorum. Ama yok, yok; benim bilgisayarım blogspot uzantılı bir blogu açtıysa bu yasak artık kalkmıştır :) Hadi gözümüz aydın olaaa! ;) Bu süreç içerisinde hiç kimseyi doğru düzgün takip edemedim desem yalan söylemiş olmam. Zaman zaman telefon ekranından okuyabildiğim satırlarınıza her ne kadar yorum yapmak istesem de telefondan internet bağlantısı biraz sıkıntılı olduğu için çoğunlukla yazdığım yorumları size iletemeden kendi kendime konuştum durdum O_o Okuyamadığım bir yığın paylaşımınız olduğundan eminim, ağır ağır da olsa açığı kapatacağıma söz veriyorum ;) Bilenler vardır; ben blogspot yasağı sonrasında kendi alan adıma taşındım, adresimde değişiklik olduğu için beni tanımakta güçlük çekenler olabilir. İşte bu noktada ihtiyacı olanlara bir ipucu: Heeey, ben Cheerful Demet; hatırladın mı? :)) Bak, en tepeye tazecik çekilmiş resmimi de koydum; bu kabarık saçlardan artık…
Teoride İlkbahar
Öyle özledim ki güneşli havaları; bu sene kara bulutlar terk edemedi bir türlü buraları… Arada güneş yüzünü gösterdiğinde havalar ısınıyor diye ümitlenirken aniden yağan yağmur tüm neşemi silip süpürüyor bir anda… Sanki Nisan ayında değiliz… Zaten neymiş; teoride ilkbaharı, pratikte sonbaharı yaşıyormuşuz. Bence mevsimlerden şu an kış; donuyoruz resmen… Bu fotoğrafı da geçtiğimiz haftasonu mini fotoğraf gezimiz esnasında güneş yüzünü gösterdiği bir ara çekmiştim; elimde baharın tek kanıtı gibi kalakaldı öylece…
Bebek Hediyesi
Herşey bir tütü ile başladı; nerden aklıma düştüyse gece gece… Tulumu da olmalı dedim; ertesi gün aldığım beyaz bir bebek üstünü en kokoş hale getirmek için tüm hayal gücümü seferber ettim :) Madem bu kadar uğraştım; hediye paketi de bizzat benim elimden çıkmalıydı – çıktı da :) Şimdiyse sıra küçük sahibine ulaşmakta; onu da yapabilirsem…
Bir Dost
Sakın seni unuttuğumu düşünme blogum; uzun zamandır beklediğim bir dostum geldi de uzaklardan… Aylardır yolunu gözlediğim hem de… Onca çektiği zahmete karşılık misafirliğini çıkartmak boynumun borcuydu. Ne olur, darılma bana; alt tarafı biraz dolaştık sahilde beraber, tavşanlara niyet çektirdik, çiçekleri kokladık,… Hasretimiz öyle kolay dinecek değildi, anla… Velhasıl, evin yolunu kaybetmeden geri döndük işte :) Bak, sana da gelirken bunları getirdik; Not: Bu yazıda dost olarak bahsi geçen, Canon fotoğraf makinamdan başkası değildir :) Ve görmüş olduğunuz fotoğraflar da ilk ortak çalışmalarımızdandır.
Kutu Süslemeleri
Bu kutuları İstinye Park’ taki Macro Center’ dan almıştım; daha doğrusu şeker ve çikolataları demem lazım ama ben kutuları için almıştım zaten onları :)) Biri kalp, diğeri daire şeklinde kutularım sonunda süslendi – püslendi ve yerlerini aldılar :) — Kırmızı çiçeği hatırlayanlar olacaktır; kırmızı renkli astar kumaşını yakarak yaptığım çiçeğim kutunun üzerine kondu :) — Daire şeklindeki kutunun üzerini ise elimdeki kordonu yuvarlayarak geri dönüştürdüm :) İster sevdiklerinize minik birer hediye kutusu olabilecek, ister evinizde dekoratif birer obje olarak kullanılabileceğiniz şık alternatifler… Bu ebatlardaki kutuları fazlası ile Macro Center’ da bulabilirsiniz, bir yandan şekerlerini yiyip diğer taraftan kutuları süslemek sizlere de hoş vakit geçirtecek eminim ;)