Pazartesi günü aldığım bu enfes kişisel gelişim kitabı Çarşamba günü okunmuş kitapların arasına katılıp çoook öncelerden alınan ve okunmayı bekleyen onca kitabı kıskançlıktan çatlattı adeta… Evet, Aykut Oğut’ un aynalı kitabından bahsediyorum. İsimsiz olarak çıkarılan bu kitap kapak tasarımı ile benden zaten tam not almışken içeriği ile bir on puanı daha hak etti. Bir önceki kitabını (Evrenden Torpilim Var) okuduğum için gayet yüksek beklentilerle sayfalarını çevirmeye başlamıştım; ki hayallerim de suya düşmedi neyse ki… İlk etapta kitabın fiyatını yüksek bulup satın alma sürecini uzatsam da, internetten daha ucuza kitabı bulsam da fazla bekleyemeden kendimi tekrar kitapçıda buldum :) İyi ki de beklememişim; çünkü gerçekten verdiğiniz parayı hak ediyor – kolay kolay bu cümleyi kullanmam ;) Hani o sıkıcı kişisel gelişim kitapları var ya; onları unutun bir kere. Yazar adeta sizinle konuşuyor, sohbet ediyor. Hele hele sayfa aralarına serpiştirilen Necati-Ayten diyaloglarını sizin de çok seveceğinize eminim. İlk kitabı okumadıysanız, tavsiyem öncelikle…
Çiçekli Olsun :)
Mutfağımın duvarındaki pano – English Home’ da kardeşlerini bulabilirsiniz; Hobi odamdaki kutu – Sushico kutularından birinin geri dönüşmüş halidir; Üzerime giydiğim hırka – LC-Waikiki’ de tüm bedenleri mevcuttur;
Özel Sayı: Burda Gelinlik
Her ne kadar evlilik arefesinde olan arkadaşlarımın daha çok ilgi odağı gibi gözükse de Burda dergisinin özel sayı olarak çıkarttığı Gelinlik dergisi içindeki fikirlerle kokoş bayanları da oldukça etkileyecek gibime geliyor; çünkü içerisinde gündelik hayata uyarlanabilecek bir sürü yaratıcı fikir mevcut :) Eğer kitapçılarda gözünüzden kaçtıysa mutlaka arşivinize ekleyin derim ;)
Denemeler Kurbanı 19 Mayıs :)
Bir 19 Mayıs tatilinden herkese merhaba! Yorgun olduğum için yine öğleye kadar uyurum diye tahmin ediyordum ama öyle olmadı; 09.00′ da açıldı gözlerim :) Benim garezim haftasonlarına imiş; bunu da anlamış oldum :)) Blogger okuma sütununda benden zaman zaman denemeler gören ve ses 1,2,3 tarzında yorumlar bırakan arkadaşlarım; hepinize çok teşekkür ederim *-* Problem mi olduğunu sormuşsunuz. Aslında uzun zamandan beri var diyeyim. Wordpress’ e taşındığım günden beri blogumun güncellemelerinin görülememesi ile ilgili geri bildirimler alıyordum. Oldu derken, olmadığını duymak; hele hele bazılarının güncellemeleri alıp bazılarının ise alamaması iyice kafamı karıştırıyordu. Birşey bende askıda kalmamalı; gece-gündüz çalışırım üzerinde o konuyu netleştirmek için. O nedenledir ki; bozuk bir plak gibi arada “Deneme, deneme” diye çizip durdum :)) İçinizden bana saydırmadınız inşallah! :D Vallahi tek amacım şu sorunu çözebilmekti. Beni izlediğini sanıp üstüne hiç yazmadığımı düşünen insanlardan mesajlar almak yeterince üzdü zaten beni :/ Ha, sadete gelelim; çözdüm mü peki sorunu? Hala…
Benim Kitabım :)
Kişisel gelişim kitaplarına olan merakım aşikar. Özellikle evren’sel konular son zamanlarda listenin başında, bilmeyen kalmadı sanırım :)) Aykut Oğut’ un “Evrenden Torpilim Var” kitabı ile iyice depreşen ilgim yeni çıkan kitabı ile bu aralar tavan yaptı yine… Siz bu fotoğrafı aynanın karşısında çekildiğimi düşünedurun; aslında fotoğraf kitabın ta kendisi *-* Kitabın içeriğine ne kadar uygun bir kapak seçimi olmuş, değil mi? İsimsiz bir kitap… Senin kitabın… Kitabı her kapattığında üzerindeki ayna sana eşsizliğini ve herşeyin senin elinde olduğunu vurguluyor adeta. Kitabı bugün aldım ve ilk kitabı gibi bir çırpıda bitecek gibi gözüküyor… Bitsin; yorumlarımla burada olacağım… Not: Canon’ umla ilk poz da bir kişisel gelişim kitabının kapağında olacakmış; neye niyet, neye kısmet :) Belki de evrenden bir mesaj bu – olamaz mı? :)
Okuyucuların Bloglardan Beklentisi
Bumerang’ ı duymuş muydunuz? Aynı zamanda Hürriyet Gazetesi’ nin bir servisi olan bu kanalın Bumhaber başlığı altında blog yazarları için paylaştıkları faydalı haberleri okumaktan büyük keyif alıyorum. Geçenlerde gözüme çarpan bu başlık altında yazanların da hepimizin gözünün önünde bulunmasının iyi olacağını düşündüm. Bakalım konu ile ilgili tespitleri nelermiş? ——————————————- Blogunuza hiç okuyucularınızın gözünden bakmış mıydınız? İşte okuyucuların bloglardan bekledikleri… Beni eğit. Nasıl yapıldığını öğret. Bana hikayeni anlat. İlginç, her yerde bulunmayan araştırma sonuçlarını paylaş. Beni Güldür! Bir ürün ya da hizmetle ilgili karar vermemde yardımcı ol. Bana bir konunun yaşanmış örneklerini, başarılı ya da neden başarısız olduğunu anlat. Bana blogunu gezen herhangi biriymişim gibi hissettirme. Bana ilham ver. Bana yapmam için farklı bir proje sun. Bilmediğim konuları teknik terimleri açıkla, bilgilendir. Bir konu ya da güncel sorunu özetle. Beni düşündür! Anlattığın olayları yaşamamı, hissetmemi sağla! Günlük kullanım pratiklerini paylaş. Teknik sorunların nasıl çözdüğünü paylaş. Turistik yerleri kendi yorumlarını, deneyimlerini katarak…
Küçük Şeyler
Yüzüklerin Efendisiyim :)
Eskiden yüzük takamazdım. Çok hoşuma giderdi görünce ama birkaç saat parmağımda durur, sonra da fırlatır atardım o yüzüğü parmağımdan. Sanırım bunda kıvırcık saçlarıma takılmaları da etkili :) Saçlarımla çok oynadığımdan bukleler arasında asılı kalan parmaklar pek işime gelmiyor haliyle :)) Nişanlandıktan sonra da yüzüğe alışmam epey vaktimi almıştı; kaç kez evde unuttuğumu bilmem :) Zamanla kaynaştık neyse ki… Ve sayesinde ben yeni yüzüklere de yelken açmaya başladım… Parmaklarım ince olduğundan gösterişli yüzükler kendilerini pek bir gösterdikleri için (!) minyatür (kendim gibi) yüzüklerle daha rahat ediyorum. Geçen gün de evimin yolundaki mağazada bu yüzükleri tanesi 5 TL’ ye bulunca bir değil, on tane almışım nerdeyse!! :D Ama hepsini bir günde almadım, yolumun üzeri olunca her uğramamda farklı bir yüzük keşfedip hepsini koleksiyonuma kattım. Tamam, hepsini değil; yarısından çoğunu :)) Bakalım neler almışım, dökelim şimdi yüzüklerimizi… Tabii sonra bilelim sizin de favorinizi :)