Haziran biterken bu ay çektiğim fotoğrafların bir kısmından kolaj hazırlayayım dedim; zira bu ay hem Canon’ umla hem de cep telefonumla bol bol fotoğraf çekip durdum :) Sanırım Temmuz itibariyle şimdiki gibi vaktim olmayacağından olsa gerek; gün ışığını bulduğum her dakika mümkün mertebe birşeylerin fotoğrafını çekerek geçirdim. Gerçi hal böyle olunca, ıvır zıvırlara düşkünlüğüm de tavan yapıp beni Ikea, English Home gibi mağazalara alışverişe sürüklese de pişman değilim – yine olsa yine yaparım :)) Temmuz ayını İzmir’ de karşılayacağım, iş sebebiyle 3 günlük bir şehir değişiminin hayatıma güzellikler getirmesini dileyerek bir gün önceden de olsa ben Haziran’ ı uğurlayayım diyorum ^_^ Yarın itibariyle çanta hazırlığıydı filan derken, ben Temmuz moduna girerim zaten :) Bu arada, dikkat ettim de; bu ay bloğumu o kadar çok ihmal etmemişim – kendimi tebrik ediyor, sürekliliğinin olmasını temenni ediyorum :)) Şimdi sizi bu ay çektiğim fotoğraflardan oluşan kolaj çalışması ile başbaşa bırakayım; çoğu Instagram hesabımda…
Ramazan Gelmişse…
Ramazan ayına girmemizin bloğum için de yeri çok ayrı, biliyor muydunuz siz? :) 2009 yılında Ramazan’ ın ilk günü başlamıştım blog yazmaya ben; +++ Uzuuun zaman sonra blog sayfamı oluşturup ilk yazımı yazmaya başladığım için kendimi tebrik etmek istiyorum öncelikle… Umarım Ramazan’ın ilk günü, attığım bu adım için de hayırlara vesile olur :) +++ diye başlamışım yazmaya… Nasıl içten dilediysem, o gün bugündür bloğum hep hayatımın bir köşesinde. Aramıza zaman zaman mesafeler girse de, her zaman yazmaya fırsat bulamasam da, bazen canım istemese de, hele ki son bir yıldır burayı pek de güncel tutamasam da blogsuz bir hayat düşünemiyorum ben artık :) Son beş yıl içerisinde öyle çok şey öğrendim ki ben burda, öyle güzel insanlar tanıdım ki; şu bilgisayar başında harcadığım vaktin karşılığını fazla fazla aldım :) İlk yıllarda Blogger’ da yazardım, sonra şu blog yasaklarının olduğu dönemde radikal bir kararla kendi alan adıma taşındım. Pek bir sancılı dönemdi.…
Fotoğraflar, Fotoğraflar : )
Instagram’ a fotoğraf eklemek iyi, hoş – oldukça hızlı, kullanımı pratik de fotoğraf kalitesini çok düşürüyor yahu :/ Ben ağırlıklı olarak arka fonu beyaz kullandığımdan bir de, beyaz renk bir bakıyorum IG’ ye yükledikten sonra, krem olmuş, gri olmuş kimi zaman… Kaç kez yüklediğim fotoğrafı silip tekrar tekrar ışık ayarlarına baktığım oldu ama yok, fotoğraf Instagram’ da işlendikten sonra bu şekilde renk kayıpları oluyor maalesef. Hele benim gibi aynı fotoğrafın dizüstü bilgisayarda, masaüstü bilgisayarda, telefonda, tablette nasıl gözüktüğünü açıp kontrol eden ve aradaki farkları kıyaslayan bir “manyak” varsa, bazen Instagram kabus olabiliyor haliyle :)) Neyse, hal böyleyken ben de ses veremediğim dönemlerde çektiğim, elimde biriken fotoğraflarımı bloğuma da taşıyayım da fotoğraflar orijinal halleriyle sayfamda boy göstersin :) * * * Bu yeşilin her tonunu çok seviyorum. Mint yeşili, su yeşili, nane yeşili diye geçiyor sanırsam. Almayacağım bir şeyi sadece bu renk tonlarında olduğu için satın alabilirim – örnek oje :)…
Kahve Bahane
Bu kahve fincanını annem almıştı 10 yıl kadar önce. O zaman İzmir’ deydim, ailemle beraber yaşıyordum. Bir gün elinde iki çeşit fincan takımıyla gelmişti eve annem, YKM’ den almış. “Biri sana, biri bana” demişti, “İstediğini seç”. Hemen pembeye gitmişti elim… İstanbul’ a taşınırken de annem kahve fincanlarımı göndermişti. O kadar çok fincan takımı da hediye geldi evlendikten sonra, ben gördüm züccaciyelerde değişik modeller – hatta aldım; ama anne hediyesi olduğundan mı bilmem, bu fincanların yeri ayrı benim için. O kadar çok kullandım ki; yıkanmaktan renkleri soldu, iki tanesi elimden kaydı, düştü, kulpları kırıldı – yine de yerine başka fincanları koyamadım :) Beni tanıyanlar bilir, ben eskiden günde 2-3 fincan Türk kahvesi tüketmeden duramazdım, kahvaltıdan ya da yemekten sonra yarım saat içerisinde kahve içememem büyük eksiklikti benim için :) Tam anlamıyla bir kahve tiryakisi, bağımlıydım. Kahve içemediğimde agresif olduğum, hatta başımın ağrıdığı bile görülmüştür :)) Son bir yıldır Türk kahvesi ile,…
Hobi Köşemde Yenilikler
Herşey geçtiğimiz haftasonu Ikea’ ya gitmemle başladı. Her zamanki gibi içeri girer girmez gözüm döndü :) Onu da alayım, bunu da alayım diye koşturup durdum aksesuar bölümünde. Gerçi yanımda eşim olduğundan ve bana orda dolaşmam için kısıtlı bir süre tanıdığından, sürekli “Hadi” lerine maruz kalsam da aklımda olan birçok şeyi aldım neyse ki ^_^ Yine gidesim var, orası ayrı ama bir süre beni idare eder bu alışveriş turu :)) Önce şu ufak rafı kurdum. İtiraf edeyim, aslında onu alırken niyetim fotoğraf çekimlerimde kullanmaktı. Zaten ben gereksiz gibi görünen bir nesneyi almak için ısrar ediyorsam, sebebi mutlaka budur; fotoğraf çekmek :) Ama düşündüğümden daha kullanışlı olduğu muhakkak; masamdaki ıvır zıvırları fazlasıyla topladı. Bir dahaki gidişime birkaç raf daha alırsam şaşırmam :)) Rafımın üzeri de en sevdiklerimle dolu; Deconohut bulut yastığım, Joker’ den aldığım bez bebeğim ve atlıkarıncam – o da yurtdışından… Bilgisayarımın da tam karşısına koydum ki hep gözümün önünde olsunlar,…
Ses Vereyim Dedim : )
Bu ara pek uzak kaldım buralardan… Sadece blog değil aslında, elim Instagram’ a fotoğraf eklemeye bile gitmiyor. Herşey yolunda, çalışmalarım devam ediyor… Hiçbir sıkıntım yok, çok şükür. Hatta Mayıs ayı gene yaptı bana yapacağını ve bu seneyi de yeni bir dönüm noktası olarak taşıdı takvimlere… İş hayatımla ilgili güzel bir gelişmeye ev sahipliği yaptığını ufaktan çıtlatarak heyecanla gelecek günleri bekliyorum bu aralar :) Bakalım, hayat neler getirecek ^_^
Instagram’ dan Seçmeler
Bir süredir yaz(a)mıyorum; bir ay olmuş hatta – blog’ da verdiğim en uzun ara diyebiliriz. Pek geçerli bir sebebi yok yazmamamın aslında – biraz isteksizlik biraz da Instagram paylaşımlarının doyurucu olması sanırım… Yokluğumda yaptıklarımdan seçmeler yaptım hesap üzerinden. Fotoğraflar cep telefonuyla çekildiği için görüntü kalitesi süper olmayabilir ama arayı kapatmak adına yeterli sanki :) Hadi, numara numara gidelim; 1 – Yeni çiçekli ayakkabılarım – ayağımdan çıkarmıyorum bu aralar :) Flo’ dan almıştım, koca hediyesi aslen :) 2 – İpteki çamaşırlar çalışmasının erkek versiyonu :) Yastık oldu, bitti bile… 3 – Yeşil mercimek salatası; çok mu çok sevdiğim… Hem doyurucu hem lezzetli hem de sağlıklı; daha ne olsun ^_^ 4 – Bir ara işlemişim bu çalışmaları minik minik. Sonra bir köşeye koymuş, unutmuşum; bulunca da fotoğraflarını çekmeden edemedim :) 5 – Cafissimo sarısı :) Tchibo’ nun fotoğraf yarışmasına katılayım dedim ben de; gerçi yarışma bahane, maksat fotoğraf çekecek birşeyler olsun :)…
Dantelli Şort
Geçtiğimiz yıl Kadıköy Pazarı’ ndan renk renk danteller almıştım. O hevesle bizim gelinin bir kot şortunu da süsleyeyim diye el koymuştum. O zaman hem vakitsizlikten hem de dantelin tam renk tonunda ipi bulamamaktan bir türlü süslemeye başlayamamıştım. Gel zaman, git zaman, ben istediğim iple bir tuhafiyede karşılaşınca mevsimlerden kıştı :)) Hazır şimdi vakit bulunca bu yaz da geçmeden şortun süsleme işlemini tamamlayayım da bari bu yaz giysin dedim :) O zaman aklıma hayalet ip kullanmak gelseydi bu kadar çok uzamazdı gerçi. Konuya tam odaklanamayınca çözüm yolları da tıkanıyor. Halbuki bir sene kadar köşede bekleyen şort bir günde yenilendi ve yazın gelmesini bekliyor şimdi dört gözle :) Gelelim nasıl yaptığıma – aslında pek anlatılacak şeyi yok ama yine de hiç bilmeyenlere fikir vermek adına not olarak düşeyim; Elimdeki dantel parçasını gözüme hoş gelecek şekilde kesip iki simetrik parça elde ettim. Büyük bir dantel parçasını ikiye ayırıp şekli kendim oluşturduğum için o…