Demet

8 Yazılar Ana sayfaya dön

Kaldı mı Elimde Yıldızlar?!

Çekiliş duyurumun yazısını hazırlamışım, fotoğraflarını çekmişim, hatta bir kısmını düzenlemişim… Şöyle bir tozunu alıp yayınlayacağım hemencik… Fakat, o da ne? İki hafta önce çektiğim fotoğraflar yok! Hem de düzenlenmiş olanlar!! İş mi bu şimdi?! Yok canımm, silmiş olamam… Silmemeliyim… İnsan yayınlamadan üzerinde o kadar uğraştığı fotoğrafları siler mi hiç canım? Silmez, değil mi? Sil-mi-şim! Hafızası yetmeyen bu eski bilgisayarda yeni fotoğraflara yer açmak için silmişim! Şu an kendimi ödevini özene bezene hazırlamış, ancak teslim etmesine saatler kala bir talihsizlik sonucu sonsuzluğa gömmüş bahtsız bir öğrenci gibi hissediyorum… Ahhh, ahhh! Rahmetli babam çizgili kağıda inci gibi yazımla yazdığım şiirin üzerine bir bardak suyu devirdiğinde de aynı şeyleri hissetmiştim sanki… O zaman ağlamıştım gerçi :) İlkokuldaydım ama canımm :)) Şimdi mi? Yoook, ağlamıyorum şimdi… Sadece elimde kalan iki adet hediyenin fotoğrafına bakıp kendimi avutuyorum :)) Ve gün ışığını yakalayıp da, konsepte uygun diktiğim yastığın, diğer süslerin fotoğrafını nasıl tekrar çekebileceğimi düşünüyorum -…

Haftabaşı {Parmağımı Geri İstiyorum}

Öncelikle doğum günü tebrikleriniz için çok teşekkür ederim; güzel dileklerinizle beni çok mutlu ettiniz :) Henüz yorumlarınıza birebir dönmeye fırsat bulamadım; ağır-aksak çalışan dokuz parmağım, diğer bir parmak için ağıtlar yakarken çekiliş duyurumu yapmaya bile yetişemedim… Haftasonundan bir kare buraya eşlik ededursun, ben kalan parmaklarımla işleri halledip geleyim :) Herkese iyi haftalar, sağlık-sıhhat dolu günler dilerim…

Evet, Doğum Günümdü…

Sessiz ve sakince 29 yılı geride bıraktım bugün… {Aslında pek sessiz değil, gün bitiminde parmağımı doğradım şu döner bıçakla – canım öyle yanıyor ki} Artık “30 yaşındayım” mı demeliyim? Yoksa yaş 30 önümüzdeki senenin hakkı mı? :) Kayda değer paylaşacak fotoğrafım yok ne yazık ki… Günün anlam ve önemine uygun 2007 yılındaki doğum günümden arşivde bulduğum karman-çorman bir fotoğrafım eşlik etsin temsili olarak buraya… İyi ki doğdum, iyi ki yaşıyorum; sağlıkla-huzurla-mutlulukla hep beraber nice nice yıllara…

Evde Yapılabilecek Yılbaşı Süsleri – Renkli Olanlarından :)

Yılbaşı süslemelerinde genelde kırmızı, gümüş, altın gibi göz alıcı renkler tercih edilse bile renkli olan süslemeler de göz ardı edilmemeli :) Hele de kolaylıkla evde yapılabiliyorlarsa *-* 1 numara üzerinden kaynak bölümündeki linke tıklarsanız, o sevimli ağaçların yapılış aşamalarına da ulaşabilirsiniz ;) 2 numaranın renkli çam ağaçlarına bayıldım. Her an ben de deneyebilirim *-* Yılbaşı olması şart değil, ben baharı karşılamak için bile kullanabilirim onları :)) 3 numara ise strafor topların renkli kumaşlarla sarılması şeklinde yapılmış. Bu tarz süsleri şu an Japon Pazarı gibi ucuz malzemeler satan mağazalarda bulabilirsiniz; özellikle yılbaşı zamanı fazla fazla alıp farklı amaçlar için stok yapmakta fayda var – sonra bulmak zor oluyor *-* Ben nişan çiçeği yapmıştım meselâ bir tanesinden hatırlarsanız ;) Öyle güzel şeyler yapıyorlar ki eldeki malzemelerden; gidip para verip de almak istemiyor insan; ki emin olun biz mağazalarda hazır satılan klâsik süslerden çok daha güzellerini yaparız ;) Azıcık zaman ve ilhamı teşvik…

Gün, Benim Günüm – dü :)

Hava güneşliydi; soğuk olsa da yağmur olmaması bugün için isteyebileceğim şeylerden ilki idi. Üşüyen kulaklarımı kapatan tüylü kulaklığımla idare edebilirdim pekâla :) Hem hava soğuk ya da sıcak ne fark eder; kim istemez ki öğlene kadar çalışsın, günün kalanı kendine ait olsun *-* Her zaman yapılamaz; ama bazen yapılabilir :) O gün bugün olabilir; doğum gününden bir gün önce insanın kendi kendine verdiği hediyeden de sayılabilir *-* Biraz dolaşmak, işleri halletmek, ucundan Kadıköy Pazarı’ na bakınmak (her ne kadar bu kez beni pek tatmin etmese de), eve erken gelmek, yemek yapmak, saat 18.00 gibi akşam yemeği yiyebilmek… Basit, sıradan, kimilerinin her zaman yapabildiği ama rutin çerçevede tadını artık anlayamadığı, çalışan bir bayan için de bulunmaz Hint kumaşı adeta… Arada denenmeli, kendini yenilemeli, doğum günü bahanesi ile kendini azıcık şımartmalı :)

Dolmuş Notları

Dolmuşun kapısı zar-zor kapanır; o ağır aksak ilerleyen trafik içerisinde hızlı manevralar yapmaya çalışırken bile dolmuş yeni yolcuları almak için durur. Payınıza düşen alanın bir karıncanınki ile yarıştığı durumda dahi arkalara doğru ilerlemenizi bekleyen bir şoför ile karşı karşıyasınızdır, üstelik kendinizi yumruklara dönüşebilecek tehlikede bir ağız dalaşının içerisinde bulmanız da an meselesidir; kızgın bakışlar, ters sözler, eline bıçak versen o dakika sağındaki – solundakini deşebilecek tipler… Hangi adamın sırtına yapışmış, hangi kadının çantasından tutmuş olduğunuzsa belirsiz… Yolculuğu sağ-salim atlatırsanız ne mutlu size. Dolmuşa binerken bedava yiyecek dağıtılıyormuş da onu kapmaya çalışıyorlarmış gibi üstünüze abanan insanlar; sizin ebatınıza, boyunuza-posunuza, cinsiyetinize bakmadan aldıkları çirkin tavırlarla suratlarına kusmanızı isterler adeta sizden :) Sanki önce veya sonra binmek neyi değiştiriyorsa; yine arkalara ilerliyoruz :) İlerlerim ben, sorun değil; yeter ki karşıma bir kaya parçası çıkmasın zaten. Şu içi dolu, dopdolu sırt çantalarından bahsediyorum canım; külçe taşıyorlar içinde mübarek. Sırtlarından da indirmezler onu, niye çıkarıp…

Evde Yılbaşı Esintileri

Zaten bu rüzgâr çok önceden esmeye başlamıştı içimde, biliyorsunuz :) Aralık ayı da geldiğine göre yılbaşı ağacımız da saklandığı köşeden çıkmalıydı artık – sinyallerini vermiştim *-* Kanımca öyleydi, eşime göre daha erkendi, aslında hiç gerek bile yoktu da neyse :) Ben eğleniyorum diye sesini çıkartmıyor, panayıra dönen evde yaşamaya çalışıyor şartlar elverdiğince :)) Başlangıç olarak bizde şimdilik böyle… Peki ya, sizde? :)

Yeni Yıl Heyecanından Payıma Düşenler

Vitrinler süslenip alışveriş merkezlerinin önleri ışıl ışıl olurken o heyecana kendini kaptırmayan var mı acaba içinizde? Beni biliyorsunuz zaten; içindeki çocuk ruhu tek bir ışıltıyla gün yüzüne çıkarmaya hazırım her daim *-* Yeter ki birşeyler parlasın o camların arkasında, gözüme sevimli gelen birkaç oyuncak göreyim; çocuktan çocuk olurum anında :) Yeni yıl aksesuarları da zaten beni cezbeden şeylerin başında gelir. Sadece cezbetmekle kalsalar; benimle beraber eve gelmek için kendi aralarında adeta yarışa girerler ve birkaç tanesi yarışı MUTLAKA kazanır :) Geride kalanlar üzülür, ben de üzülürüm; ama hepsini de evime alamam ki; yerim dar zaten *-* Boyner’ de yıldızlı bir servis tabağı ilişir gözüme; eskitme tarzını sevdiğimden alırım. Yılbaşı bahane, fotoğraf çekimlerinde fon yapmak için kullanma fikri şahane :) Kar taneli bir evim de olsa fena olmaz hani. Hem ışıkları da yanıyor; tabii içine bir mum yerleştirseniz ;) Ve benim meleğim… Daha dün boy göstermişti burada… O kadar sevimli ki;…

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Gezinme