Renklerimi de aldım yanıma; bekliyorum haftasonu, hadi gel :) Çok güzel bir tatil olsun; güneşli – pırıl pırıl bir hava mümkünse, gülen yüzler, mutlu-mesut saatler… Hatta akreple yelkovan bile torpil geçsin bize; bir ileri-bir geri diye :))
Hafta Ortası Notları
Günler hızla akıp geçiyor; yine bir haftayı daha yarıladık. Pek yazasım yok bugünlerde, akşamları vaktimin belli bir kısmını dikiş makinesine ayırmayı yeğliyorum. Bıraktığınız yerdeyim diyebilirim; fermuar mevzusunun derinliklerinde stoğa yeni giren kumaşları kesmekle meşgûlüm kısaca :) Taktım mı takıyorum işte böyle… Ve biliyorum; yeni bir şey gözlerimi kamaştırana kadar da bu kara sevda sürüp gidecek, bir gün yerinde yeller esecek, bir gün yine saman alevi gibi kasıp kavuracak ortalığı… Bir dönem ortalığı yastığa boğduğum, bir ara da kutu kutu babetlerin arasında kaybolduğum gibi… Şimdi girdiğim mağazalarda fermuarlı çantalar pek bir gözde benim için; nasıl dikmişler, köşeleri nasıl duruyor, tasarımı nasıl, ne tarz kumaş kullanmışlar gibi bir sürü sorunun beynime üşüştüğü abuk incelemeler peşindeyim :) Sadece onunla kalsam yine iyi; bir de bazen onların diktiklerini beğenmiyorum, kusur buluyorum ya; kendime hayret ediyorum, “Daha düne kadar ayıla bayıla kullandığın cüzdanlara, çantalara nasıl da burun kıvırdın hemen, dünkü çocuk!” diyorum sonra :) Eh,…
Bu Haftasonu {Kısa Kısa}
– Cumartesi sabahı uyanır uyanmaz soluğu Beşiktaş’ taki kumaşçıda aldım; yeni kumaşların merakı ile kıvranmaktaydım lâkin. Maaşı alır almaz da bir ziyaret etmek lâzım gelirdi; bir ay boyunca o kadar çalıştık, didindik, ödüllendirmeliyiz kendimizi böyle ufak şeylerle *-* – Düğün sezonunu açmış bulunduk; her ne kadar pek içimi açmasa da o kulakları sağır eden müzikler, kimi zaman en abuk kıyafetlerle ortalıkta dansöz edasıyla döktürenleri izlemek. “Onlar erdi muradına” diyelim kısaca :) – Fotoğraf makineme hava aldırmaktı Pazar günkü niyetim, ancak Nisan 1 şakası gibi bardaktan boşanırcasına yağan yağmur hayallerimi suya düşürdü acı bir şekilde; kaldım olduğum yerde… Hiç fotoğraf çekemedim haliyle… – Ne zamandır ev temizliği konusunda yardımlarını göremediğim eşimin elektrikli süpürge ile samimi anlarına şahit oldum; biraz benim zorlamamla olsa da önemli olan sonuçtur, değil mi? ;) – Yeni kumaşlara kavuşunca bir heves fermuarlı bir çanta daha diktim en puanlısından; birkaç değişiklik yaparak… O da fena olmadı sanki :)
Mart 2012 Hobi Dosyası
Mart ayına ait “Ben Yaptım” kategorisine yollayabileceğim yeni bir yazım olmadığına göre bu ayın hobi dosyasını da toparlayalım ufak ufak… Bu ay keçelerle başlayan yolculuğum şekilli delgeç aşkı ile farklı bir alana kaymış olsa da dikiş makinesinin cazibesine kapılıp bol fermuarlı çalışmalarla renklenmiş. Şöyle bakınca genel resime; “Aman canım, zaten fazla da birşey yokmuş” diye içimden geçirmedim de değil hani. “Koca ay boyunca bunları mı yaptın; bir de utanmadan insan içine çıkarıyorsun?!” diye ayıpladım kendimi :D Sonra tam zamanlı bir işte çalıştığımı hatırlayınca sözlerimi geri aldım :) Zaten aylık değil de haftasonlarımın dosyaları oluyor bunlar genelde… Hem her ay da izin kullanamıyor ki insan; senelik 14 gün hakkımız var topu topu, Cuma günü alınan izinlerin 2 gün olarak değerlendirildiği de dikkate alınırsa… Ohooo… Daha bunun İzmir’ lik yaz tatili, İstanbul’ a gelecek annesi, Samsun’ da gidilecek düğünü var; idareli olmak lâzım :) Not: Nisan ayında +1 gün tatilin hayali ile…
Fıkra Gibi :))
Bu yazıyı yazarken hâlâ olduğum yerde kıkır kıkır gülüyorum, aklıma geldikçe kendi kendime sırıtıyorum, ofiste kimi gördüysem önünü kesip “Sana anlatmış mıydım?” diyerek olayı neredeyse herkese teker teker anlatıyor ve kahkahalarla gülmeye devam ediyorum :)) Bir gün hatırlamak ve tekrar gülmek için, okuyanı da güldürmek için işte şimdi buraya da yazıyorum *-* Geçtiğimiz gün… Ofisteyim, çalışıyorum. O gün gelemeyen departmandan bir arkadaşımın çalan telefonunu çektim. Türkçe’ si pek düzgün olmayan bir adam var karşımda, bir bilgi istiyor ama konteyner numarasını söyleyemiyor bir türlü. “Konteyner de ne ola ki?” diye düşünen varsa Google görseller üzerinden “konteyner” anahtar sözcüğü ile arama yapıp resmine baksın, sonra geri gelsin :) Konteyner numaraları önce 4 harf, ardından 7 rakam şeklindedir; anlamlı harfler olmadıkları için yan yana gelenler (WLCU, CAIU gibi), telefondakinin az biraz sesi derinlerden gelsin, doğru harfleri sizin yan yana getirip de anahtar sözcüğü bulmanız neredeyse olanaksızdır. Neyse ki, şehirlerle kodlama diye bir kolaylık…
Bahar Dallarım Var : )
Baharın gelişi ile çiçek açan ağaçlar gözümden kaçmadı elbet… Geçen yıl bu zamanlarda fotoğraf makinemi aldığımdan, aldığım gibi de başına gelen talihsizlikten ötürü tek bir kare bile çekemeden servisine gönderip üzüntüden kahrolduğum o günlerde bir çiçek yaprağı bile görecek durumda değildim malûm. {Hatta şimdi dikkat ettim, tam bir sene olmuş} Kısmet bugüne imiş… Uyandığım gibi işe giderken tereddütsüz yanıma aldığım makinem her ne kadar alet-edevatı ile taşınması pek kolay olmasa da günümün neşe kaynağı oldu; kendimi işe gider gibi değil de sanki bir fotoğraf çekimine gidiyormuş gibi hissetmemden olsa gerek diye düşünürken çevremdeki insanlar ve hayvanlarla yaşadığım diyaloglar günümü bi’ hayli hareketlendirdi. Aslında 06.30’ da uyanıp yarım saat erken işyerine geçip yol üzerinde yerlerini daha önceden tespit ettiğim çiçek dolu ağaçların fotoğraflarını çekmekti amacım. Uyanamayacağımı bile bile o saatin alarmını kurup 07.00’ de uyanarak düştüm yollara :)) Sabah işe giderken fotoğraf çekmek için ekstra bir dakikam bile yokken, makineyi boşuna taşımış…
İşlem Tamam: Fermuarlı Mini Çantalar
Beşiktaş’ tan aldığım kumaşları kesmeye başladım. İlk etapta düşüncem fermuarlı birkaç parça dikmekti; kimisi bozuk para cüzdanı, kimisi makyaj çantası olsun; hem bana dikiş denemesi yapacak mevzuu çıksın, hem de diktiklerim koltuğun üzerinde yastık olup sıralanacaklarına biraz da çantamın içinde işe yarasınlar :) Gerçi yakın zaman içerisinde yeni yastıklar dikmeyeceğime söz veremem, zira aklımda yeni modeller var ama artık yastıkları sergileyebilecek alanım var mı, ondan şüpheliyim :)) Fermuar dikmeyi de gözümde büyütmüşüm zaten zamanında… Uykunu alıp dinç bir şekilde masanın başına oturunca, biraz da o aceleci yanını frenleyince gayet de rahat dikilebiliyormuş esasında… Tamam, ufak-tefek sorunlar da olabiliyor dikerken. Fermuar ayağı denilen zımbırtıyla uğraşırken makine anlamsız bir şekilde abuk subuk dikmeye başlayabiliyor, üst iplik gerginliği de beni gerdi gibilerinden nidalarla taa Almanya’ daki annenize telefon açıp onun zamanında fermuar ayağı olmadan fermuar diktiğini öğrenince bir kere daha saygıyla eğilebiliyorsunuz karşısında :)) Sonra Singer bayisi onaylı zor takılan fermuar ayağını hayatınızdan…
Bahar Topları – Yapılış Aşamaları
Evde oturmaktan canı sıkılanlar! Yeni bir hobi projesi arayışında olanlar! Zamanını hem üretken hem de keyifli bir şekilde değerlendirmek isteyenler! El becerisi olmadığını düşünüp sadece gördüklerine iç geçirmekle yetinenler – evet, evet siz de! Hadi toplanın! Varsa çoluğunuz – çocuğunuz, onları da alın yanınıza; eh, minik ellere de ihtiyacınız olabilir ; ) Bu topların yapılışının ne kadar basit olduğunu söylememe gerek yok sanırım; aslında anlatmasam bile olur diye düşündüm ilk etapta ancak bizim herkesin bildiğini düşündüğümüz ya da anlatmaya değer bulmadığımız bazı şeylerin bazen başkalarının hayatını kurtardığını da dikkate alınca, fırsatını bulmuşken konuya değinmeden edemedim. Sonuç olarak, paylaşmak güzeldir : ) Asıl konuya gelecek olursak; İhtiyacınız Olan Malzemeler: – Renkli fon kartonları {Desenli olanlarını da bulabilirseniz ne alâ} – Toplu iğneler {Çoğul yazma sebebim adeti çok tutmanız gerektiğidir. Dip not: Uç kısımları incili olanlar daha şık sonuç verecektir} – Şekilli delgeç {Çiçek formunda ve büyük boy olanı idealdir, internet üzerinden…