Normalde birkaç cümle yazıp gitmek pek tercih ettiğim bir yazı şekli olmasa da yazamadıkça gözüme daha çok batan haftasonu yazısı orada öylece asılı kalmasın diye kalplerimi bırakıp en kısa zamanda tekrar geleceğimin sözünü vereyim istedim :) Yeni haftasonu geldi neredeyse; utandım vallahi :)))
Mutlu Haftasonları…
Hava yine bozdu, halbuki birkaç gündür ne güzel gidiyorduk ılık esen rüzgarla… Renkli babetlerime “Merhaba” bile demiştim oysa ki.. Bugün yağmur ve soğuk havayla tekrar çizmelerle buluştuk, uzun da zaman olmamıştı hani, özlememiştim de kendilerini ama zorunlu bir birliktelik oldu işte :) Bu haftasonu için bol fotoğraf çekme planlarım vardı; eğer ki şu gri hava yerini biraz daha açık bir gökyüzüne bırakırsa amacıma ulaşırım, yoksa bir sonraki haftasonuna kalacak benim hayaller… Gerçi bu haftasonu yağmur yağsa da yağmasa da mümkün olduğunca evden çıkmamaya özen göstermem gerek; zira hobi malzemeleri alışverişi konusunda ipin ucunu fazlasıyla kaçırdığım için bir süre hobi odasından çıkmasam ancak haklarını veririm o malzemelerin :)) Şu fotoğrafta gördüğünüz teneke kutular da iştahımı öyle kabarttı ki, Euro Flora’ da kaç saat gezip kendimden geçtiğimi hatırlamıyorum :)) Hele ki şu cupcake’li tek kalan ve şansıma düşene nasıl saldırdım, bilmiyorum vallahi :))) Kasaya ulaşıp da acı gerçekle karşılaştığımda abarttım mı acaba…
Notluk : )
Aslında anlatacak çok şey birikti. Bir başlasam günlerce yazıp duracağım ama zaten dur durak bilmeyen zihnimin içinde koşuşturanlara bu aralar hiç yetişemiyorum :) Neyse, aceleye gerek yok; zamanla olur elbet… Geride kalanlar, yazılamayanlar, paylaşılamayan fotoğraflara da elbet sıra gelir bir gün… Diyerek bu haftasonu Euro Flora çılgınlığından payıma düşen onca şeyden bulup çıkardığım bu sevimli notlukları göstereyim size :) Uzun uzun yazamayacağım besbelli, bari ses vereyim ufak da olsa dedim :) Zaten yazımın başlığında da içerikte sadece notluk olduğunun mesajını vermiştim :))
Yazamıyorsam Sebebim Var – dı : )
Geçen gün Facebook, sayfama bir haftadır yazı yazmadığımı söyleyerek “Herşey yolunda mı?” diye sormuştu. Güldürmüştü de beni ne yalan söyleyeyim :)) Çok düşüncelisin be Facebook, ben de farkındayım da bu aralar kafayı toplayıp yazacak pek vakit bulabildiğimi söyleyemeyeceğim. Şimdi de uykudan biraz fedakarlık ederek birkaç satır karalıyorum malûm… Neyse, efendim… Lafı fazla da uzatmadan – duyanlar duydu gerçi ama – burası güncel olanı biraz geriden takip etse bile not düşmeden geçmeyeyim dedim :) Yazamıyordum; çünkü işten arta kalan zamanımda siparişlerle boğuştuğum süreç içerisinde Uzman Tv’ den gelen bir çekim talebi ile kendimi bir anda babetlerimin arasında buldum :) Hıh, bir de Instagram üzerinde anlık paylaşım yapmanın rahatlığı vardı ki üzerimde, onu da takip edenler bilirler *.* İki haftalık hummalı bir çalışma sonucu benim için ilk olan bu çekim deneyimi biraz heyecanlı ve koşturmacalı geçti… Çekim gününe kadar ayakkabıcılarda yattım desem yeridir :)) Sezonu henüz başlamadığı için bulmakta güçlük çektiğim düz…
Çarpı İşi Çerçeveler
Aynen yastıklarda olduğu gibi çerçevelerde de neyi paylaştım – neyi paylaşmadım derken aklımda olanları toptan paylaşayım dedim :) İşlenip çerçevelenen birkaç çalışmam; kimisi kişiye özel yapıldı, kimisi dükkânda sahiplerini bekliyor :) { Bu yıldızın içi elyaf ve lavanta dolgulu. En kısa zamanda birkaç düzine dikip dükkâna ekleyeceğim ya, bakalım ne zaman :) }
Kişiye Özel Yastıklar
Ben teker teker yastıkları burada sıralar, her birinden uzun uzun bahsederim diyordum ama işleme yapıp, dikiş dikmekten burada onları sıralamaya fırsat bulamadım :)) Fotoğraflarını bile nasıl çektiğimi bilmiyorum; ki haftaiçi kargoya vereceğim ürünler için sabaha alarmımı 15 dakika daha erken vakte kurup fotoğraf çekmeye çalışmışlığım bile vardır daha ayılamadan :))) Eh, hâl böyleyken ben de kaldığım yerden şu güne kadar hazırladığım kişiye özel yastıkları toplu gösterime çıkarayım bari dedim :) Yoksa, nerede kaldığımı anımsayamadığım gibi ipin ucunu iyice kaçıracağım :)) Ayça ve Taner’ in evlerinin dış kapısına asmak için verdikleri sipariş. “Çalınmayacak mı kapının önünden?” diye sormuştum da merak edip; aile apartmanı olduğu için sorun teşkil etmeyeceğini söylemişti Ayça :) Bu da uyuyan bebeğin odasının kapısına asmalık :) Uyarı mahiyetinde *.* Şiir ne güzel isim, değil mi? :) Sevgili Banu’ nun kızına özel yaptırdığı hediye… İsim baş harflerinden oluşan farklı bir kombinasyon bu da :) Anlamı siparişi verene özel *.*…
Baykuş Çarpı İşi
Remzi Kitabevi’ nin özellikle İzmir’li yıllarımda kapladığı yer çok büyük… O zamanlar İstanbul’ un Beşiktaş’ ındaki Kabalcı’ yı bilmezdim tabii :) Varsa yoksa Konak Pier’ in içindeki Remzi’ ydi benim sıklıkla uğrak yerim… Ne çok gider, didiklerdim ordaki hobi kitaplarını, kartları, defterleri, ajandaları… O zamanlar yabancı dergilere pek pas vermezdim gerçi. Şimdiki aklım olsa arşivi bir on sene öncesinden yapardım da olsun, bu da çok geç sayılmaz :)) Ne diyordum… İşte bir çarpı işi dergisi keşfettim geçen gitmemde. İtalyan işi sanırsam :) Derginin adı: “Appassionate Di Punto Croce”. Dilini anladığımı söyleyemem ama içindeki şablonlar bir harika. Dergi fiyatları da biraz pahalı haliyle, yurtdışından geldikleri için… 40 TL’ ye kadar çıkanını gördüm, dudağım uçukladı resmen :)) Ama ne yalan söyleyeyim; kendi dilimizde yayın yapan hobi dergileri beni pek tatmin etmezken ve artık birbirinin tekrarı, ısıtıp ısıtıp önüme aynı şeylerin sunulduğu hissiyatı tüm benliğimi sarmışken pahalı –mahalı bu yabancı dergiler beni baya…