Demet

8 Yazılar Ana sayfaya dön

Maksat Muhabbet Olsun # 2

Aslında arayı bu kadar çok açma niyetinde değildim… Lâkin bazen bir nokta koyunca insan, ardından gelecek cümleleri kuramıyor; hele de zaman geçtikçe… Burası benim çocukluk arkadaşım gibi oldu… Bundan 4 sene önce yine bir Ramazan ayında başlamıştım yazmaya; o gün bugündür tilki – kürkçü dükkanı misali döner, dolaşır, soluğu yine burda alırım :) Hayatımda yaptığım en iyi şeylerden biridir blog yazmak; “iyi ki” lerimin belki de en başıdır diyebilirim. Her ne kadar son zamanlarda satırlara yansımam eş zamanlı ol(a)masa da hep buralardayım ben… Sanırım akşamları işten eve geldiğimde artık eskisi gibi bilgisayar açmamam, yazmamamdaki en büyük etken. Akıllı telefonlar, tabletler hayatıma girdiğinden beri mobil takılmanın pratikliği daha çok keyif verirken bazı şeyleri de sekteye uğrattı ister istemez… Zira tablet ekranından birkaç cümle yazmak kolay ancak böyle destan yazamıyorsun :)) Eh, bir cümle yazıp blog yazdım demek de benim tarzım değil :)) Bilen bilir… Bir dönem her gün yazı yazma kıstası…

Son Yaptığım Çarpı İşi Çalışmalardan…

Çarpı işi çalışmalara istemeyerek de olsa mola vermek zorunda kaldığımdan bahsetmiştim… İşte o ara öncesinde tamamlayabildiklerimin bir kısmı… Daha da ekleyemediklerim var sanki :)) Bir dönem pek sıcak bakmasam da aklımı çelen şablonlarla iyice kaynaştığımız etamin kumaşı bana yeniden – hatta fazlasıyla – kendini sevdirdi… Sadece geçen yılsonunda bir geyik, bir çam ağacı işlemek için malzeme almıştım; düşünün, o kadar kanıma girmiş :)) Sonra dergiler, internette araştırıp bulduğum şablonlar filan derken plastik etamini ve (ismini yanlış yazmıyorsam) suda çözünen etamini filan temin edip bir gün denenecekler kategorisine aldım :) Bir şeye sarınca en derin sularında yüzmezsem olmaz :)) Büyük şablonlar değil de göze hoş gözüken, ufak, şöyle iki – üç saat içerisinde bitebilecek olan şablonlar her zaman tercihim :) Gözüme kestirdiğimi işleyip köşeye koyuyorum. Sonra aklıma gelince kimini birşeylerin üzerine dikmek, kimini çerçeveler içinde sergilemek… Bazen de ne yapacağını bilmeden işleyip sonra onları nereye konduracağını bilememek :)) Benim küçük mutluluk…

Fethi & Serpil Düğün Fotoğrafları

Kaldığım yerden yeni bir çiftin düğün fotoğrafları ile devam ediyorum :) Bu aralar çekimler üst üste gelince yoğunluktan buralara vakit ayıramaz oldum; ki elimdeki diğer işlere bile yetişemez durumdayım… Köşede tamamlanmayı bekleyen bir sürü yüzük yastığı bana bakarken aklımdan “Demetoloji Dükkan” ın detayları bir türlü çıkmayadursun ve ben tam o esnada yani şu an blogumu kıyısından köşesinden bir yerlerden yakalamaya çalışayım, iyi mi? :)) Kaç şeye yetişmeye çalıştığımı bilmezken ben, siz yukarıdaki paragraf içerisindeki denklemi çözebildiyseniz ne alâ *.* Zira, vaktimi en çok alan, yine de benim son zamanlarda zevkle yaptığım çarpı işine de kısa bir mola demek zorunda kaldım. Biriktirdiğim şablonlarının hasreti ile yandığım dergiler de bekleyiversin bir köşede :)) Çıktı mı size bir iş daha :)) Hıh, bir de sonuncusunu geçen sene yaptığım Demetoloji çekilişlerinden yinelemek istiyorum yakın zaman içerisinde ama onu da hangi araya sıkıştırırım, hiç bilemiyorum :))) Ve yine bir de yaptığım bu tarz fotoğraf çekimlerini…

Fatoş & Soner Düğün Fotoğrafları

Senenin ilk düğün fotoğrafını çekmek geçtiğimiz Cumartesi gününe kısmet oldu… Model yönünden fazlasıyla şanslı olduğumu söylememe gerek yok sanırım :) Eğer İstanbul trafiği vaktimizi çalmasaydı ve biz çekim yerinde planladığımız saatten daha önce olabilseydik çekmek istediğim daha çok fotoğraf vardı ama… Neyse ki çekime kuaförde başlamıştık da hazırlık aşamalarına da dahil olup detayları da fotoğraflandırabildim *.* Yoksa dış mekanda geçen bir saatlik süre bana hayatta yetmez, çifti de bir yere yollamazdım :p :)) Eh, az laf, bol foto diyerek çektiklerimin bir kısmı ile devam edeyim, daha fazlasını görmek isteyenleri Demetoloji’ nin Facebook sayfasına davet edeyim madem :)

İğnelik Aşkına

Cumartesi gecelerini bilgisayar başında geçirmek pek alışkanlığım değildir ama uzun zamandır buraya uğrayamamamın yarattığı vicdan azabı ile neredeyse iki ay önce diktiğim iğneliklerle ufaktan ses vereyim istedim :) Özellikle Instagram da kullanmaya başladığımdan beri sanki Demetoloji’ yi okuyan herkes ordan haber alıyor, takip ediyor gibi geldiğinden mi bilmiyorum; burayı biraz boşlar gibi oldum sanki… Aslında blog yazmanın yerini hiçbirşey tutmuyor da birşeylere vakit ayıramayınca böyle teselli ediyor işte insan kendini :) Gelelim iğneliklere… Ne zamandır dikmek istiyordum; hem kendime hem de dükkan için… Hadi, kıyıda – köşede kalmış kumaş artıklarını değerlendireyim diyerek kesip diktiğim, çok da eğlendiğim bir çalışma oldu. Hele şu patchwork olayı ne kadar bir çılgınlık gibi gözükse de gözüme, o kumaş parçalarını bir araya getirdikten sonra ortaya yepyeni birşeyler çıktığını görmek muazzam keyif veriyor bana :) O yüzden, kendimi sabırlı hissettiğim günlerde çarpı işi yapmıyorsam mutlaka bir kes – birleştir – dik projesine bulaşıyorum :) Süsleme işlerini…

Maksat Muhabbet Olsun # 1

Bugün bir blogger organizasyonuna davetliydim. “Evet, buna gidebilirim… Evet, evet, gidebilirim” deyip kendimi gaza getirerek iş çıkışı davete katılma planı yapmışken ben, şansıma bugün İstanbul’ da trafiğin kilitleneceği tuttu; şu meşhur konser sebebiyle! 10 dakikada gittiğim yolu 1 saatte gidince tahmin edersiniz ki sonuç yetişilemeyen bir organizasyon oldu. Servisten inince savaştan çıkmış bir haldeydim zaten, araç içerisinde yaptığımız dur-kalk’ lar Perşembe’ nin bonusu oldu. Neyse, sağlık olsun, başka bir organizasyona inşallah… Gerçi çalışırken neye nasıl yetişeceksin ki! Ben neredeyse her akşam gözlerimi ovuşturarak dikiş makinesinin başına geçmesem veyahut birşeyler tasarlamak için kendimi oturduğum koltuktan kazımasam, hayatım sadece iş ve ev arasında dokuduğum mekikten ibaret olacak. Gerçi her akşam aynı başarıyı gösteremiyorum, orası da bir gerçek. Bazen öyle oluyor ki; uyuklarken saçmalıyorum, bazen de ne yapacağımı bilemeyip daldan dala atlarken o gün hiçbirşey yapamadığımı fark ediyorum – hazin son :)) Biz çalışanların günü sadece ofis içerisinde bulunduğumuz zaman demek değil ki;…

Çarpı İşi Kokeshi Bebek

Yaklaşık 10 yıldır taşımacılık sektöründe çalıştığımdan ve ağırlıklı olarak da Uzakdoğu bölgesi acenteleri denk geldiğinden Çinlilerle olsun, Japonlarla olsun pek bir haşır neşirimdir. Şu an da bir Japon firmasında çalışıyor olmam yolumdan şaşmadığımın göstergesi olsa gerek :)) Çekik gözlüleri severim. Onların oyuncaklı süslemelerini, ıvırlarını zıvırlarını hele daha çok severim :)) Kokeshi bebekler de bu anlamda favorilerim arasında değerlendirilebilir; ki Cross Stitcher dergisini kitapçıda gördüğümde sırf bu bebek şablonu için aldığımı da itiraf edebilirim :) Ama baksanıza şunun tatlılığına… Sevilmeyecek gibi de değil hani *.* Yeri gelmişken şunu da söyleyeyim: Bu şablonları nereden bulduğuma dair mesajlar, sorular geliyor. Ben genelde yurtdışı ağırlıklı dergiler almayı tercih ediyorum. Daha önce de söylemiştim, kendi dilimizdeki dergiler beni pek tatmin etmiyor artık, sanki sürekli aynı şeyleri tekrarladıkları hissini uyandırdıkları için üzerimde, ben aylık dergi hakkımı yabancı kaynaklardan yana kullanıyorum. Biraz daha pahalı oluyor, evet ama verdiğim parayı hak ettiklerini düşündüğüm için şu aşamada sorun yok.…

Kahveli Çarpı İşi

Bu çarpı işi çerçeveyi sevgili Elif’ in isteği üzerine yapmıştım, sanırım geçen aydı. Fotoğrafını çekip de düzenleyemediğim için burada paylaşamadığım o kadar çok şey oldu ki özellikle şu son zamanlarda, bu da onlardan birisi… Taslaklarda tek başına kaldığını görünce “Üzülme” dedim, “Sıranı başkaları kaptı belki ama bugün senin günün :)”… Öyle de konuşurum fotoğraflarla, nesnelerle. Ehh, ne de olsa evde sandalyeye çarpıp ondan özür dileyen biriyim :)) Çarpı işine aslında daha çok vakit ayırmak isterdim. Öyle güzel şablonlar var ki yabancı dergilerde, hepsini yapıp duvarlara asmak, birilerine hediye vermek için içim gidiyor :)) Çalışan insanın zaman sorunu malum… Tezcanlı biri olaraktan çabuk biten projeler her zaman benim için baş tacı :) Çarpı işi kitapları, dergileri de iplerle beraber sehpanın üzerinde bana göz kırpar, öyle arada bir tanesini seçer, uyuklamadan önce işlerim zaman zaman :) Özellikle hobi odasına kaldırmıyorum ki kutusunu, o kalabalıkta unuturum ben bu bi’çareyi, yıllar sonra bulurum kutuyu…

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Gezinme