Şahsına Münhasır Bir İnsanım Ben : )

elma

Geçenlerde bloğuma böyle bir başlık atıp bir şeyler karalamış, taslaklara kaydetmiştim. Benim de bir huyum var; o yazıyı taze taze yayınlamadıysam ya sonradan yayınlayasım gelmiyor ya da yazı yayınlansa bile içerik yazıyı yayınladığım gün büyük bir değişime uğruyor :) Bir ara burayı düzenli olarak güncel tuttuğum zamanlarda taslaklara böyle başlıklar atardım, ama içeriği yayınlayacağım gün yazardım ki; çünkü yazıyı yazdıysam cepte tutamam, sabırsızım, hemen yayınlayıveririm :))

Şahsına münhasır bir insanım demiştim zaten. Bu öğlen de cep telefonumla şu fotoğrafı çekince dur dedim, bloğumda da paylaşayım ben bunu. Gerçi buraya telefonla çektiğim bir fotoğrafı eklediğim için pek huzurlu olduğumu söyleyemeyeceğim. Canon’ umu özledim çok ben aslen ama yapacak bir şey yok. Fotoğraf çekmeye vaktim yok diye, yazı da yazmamazlık etmeyeyim, değil mi? :))

Ayy, içinizi şişirdim sanırım. Zor bir insanım ben. Ufak şeylere takarım. Telefonla fotoğraf çektiysem Instagram’ da, fotoğraf makinemle çektiysem bloğumda yayınlamalıyım. Kim koyduysa bu kuralı? :))

Aslında herkesin şahsına ait kendince enteresan bulduğu özellikleri, alışkanlıkları vardır eminim. Farkında olmayınca normal geliyordur hepimize ama ben kendimi de gözlemlemeyi çok sevdiğimden olsa gerek, bazen oturur, düşünürüm neyi nasıl sevdiğimi, neden hoşlanmadığımı filan…

Mesela, şimdi aklıma geldi; benim annem masada çayına şeker atarken ayakta durur, karıştırır, ağzına kaşığı alıp çayın tadına baktıktan sonra yerine otururdu :) Bunu o kadar normal yapıyordu ki bir gün neden çayı ayakta karıştırdığını sorduğumda bunu sürekli yaptığının dahi o an farkına varmıştı :))

Şimdi tamam, yazdıklarımın fotoğrafla pek alakası olduğunu düşünmüyorum. Ya da ilerleyen paragraflarda belki bağlarım bir yerden, emin değilim ama maksat muhabbet nasıl olsa… Yazarken düşünmek, okurken de sizi düşündürmek bir yandan…

Gelelim benim abuk subuk alışkanlıklarıma… Oralarda beni okuyup da benimle bu anlamda ortak yönü olan çok fazla kişi çıkacağını düşünmüyorum, açık söyleyeyim. Zaten öyle kolay kolay beğenilerimle, yaptıklarımla beraber çevremle pek uyuştuğumu da dile getiremem.

Bu yazı gittikçe ilginç hal almaya başladı, değil mi? :))

Ben çay içmeyi pek sevmem, içersem de açık içerim. Demli çay benlik bir olay değil :) İçersem ince belli bardak olacak. Buraya kadar normal herşey ama bardağın içine 1,5 kesme şeker atarım :)) Hatta niye yarım kesme şeker de yok ki piyasada, beni şekerleri kırmak için uğraştırıyorlar diye de bir güzel söylenirim :)) Eğer yarım kesme şeker var da, ben atladıysam, insanlık namına bir e-mail’ le, yorum bırakarak bilgi vermenizi rica ederim :)) Çay demişken, çayıma şeker attığımı gören ve bir suç işliyormuşum gibi “Aaa, ben çayı şekersiz içerim, sen şeker mi atıyorsun?” diye soranlara da fena uyuz olurum – bu da böyle biline :)) Bir de kendi şekersiz çay içtiği için bana çayın yanında şeker ikram etmeyenler de var; ki onlara hiç girmeyeyim :)

Yiyeceklerden devam… Tereyağından nefret ederim. İçine tereyağı karışmış hiçbirşeyi yiyemem. Bir yemeğin içinde tereyağı kokusu aldıysam onu bana yediremezsiniz, anında midem bulanmaya başlar :) İskendere de hayatta yağ döktürtmem :) Hatta o kızgın yağla geldiklerinde ben müdahale edene kadar yağı dökecekler diye ödüm patlar. Evet, evet, en panik olduğum anlardan biridir bu ^_^ Normal olmadığımı söylemiştim başta sanırım :D Yağ dedim de, kıymalı sade pide yerim ben ve pidenin üzerine de yağ sürdürtmem :)) Benim yağ ile ilgili çocukluk döneminden kalma bazı saplantılarım var, yani psikolojik bir vak’ayım. Zeytinyağı listemin baş tacıdır ama, yarı Ege’ liyim nihayetinde :) Bir de mayonezle arama ergenlik döneminde mesafe koydum, o günden beri mayonezin tadını bilmem, tadını bırakın, görüntüsüne tahammülüm yok! :)

Sonraaaa… Karışık tost yiyemem, içinde kaşarla sucuk olabilir. Onlar da ince dilim kesilecek ve iki kaşar kesinlikle üst üste gelmeyecek! “Şaka mısın sen??” diye söylendiğinizi duyar gibiyim. Size şahsına münhasır biri olduğumu söylemiştim :))

Yazının başına yiyecek fotoğrafı koyduk diye hep yemek – içmekten gitmeyelim yahu :) Ama şunu da itiraf edeyim; şöyle açık bir ortamda oturup da yemek yiyemem ağız tadıyla. Kedilerden çok korkarım ben, aslında sadece kedi de değil, neredeyse tüm hayvanlardan korkarım. Severim ama uzaktan :) Ne zaman dışarda yemek yemeye ikna olsam zaten o kediler gelir, beni bulur oturduğum yerde. Yaşıma bakmam – boyuma demiyorum, dikkat – basarım çığlığı :)) Zaten o günden sonra da kimse benimle dışarda yemek yemek istemez :D

Hmm… Düğün dernek ortamlarında bir çiftetelli oynadığıma şahit olamazsınız :) Evde oynarım ama, gizli gizli :D Bunun da sebebi çocukluğumda gizli :) Çok çok gizli :))

Yüzme bilmiyorum, bu yaşa geldim; öğrenemedim. Suyun üzerinde kalabileceğime inanmıyorum. İnanmadıysam bitti zaten! Denizde en büyük eğlencem, deniz yatağı ile üç-beş çırpınmak :)) Deniz dedim de, güneşlenmeyi de sevmem. Öyle güneş altı kitap okumalar hiç benim zevkim değil. İşkence çekiyorum resmen sıcağın altında. Bir de ben kitap okuyorsam sol tarafıma doğru uzanmalıyım, kitap sağ elimde olmalı :)))

Türk kahvesini damak tadıma göre yapan az bulunur, hatta nadirdir. Ya kesme şekerini bir fazla atar ya yarım eksiktir :)) Yine kesme şeker mevzuusu :)

Hiç sigara içmedim. Sigaradan nefret ederim. Bir de yolda sigara içenlere içimden küfür ederim :)) Sigaranın dumanına tahammülüm hiç yok. Evde de sigara içirtmem. Eşim balkonda kaçamak yapar da kokusu burnuma gelirse dünyayı dar ederim ona :)) Alkol de kullanmadım hiç bu arada. Merak etmiyorum ikisinin de tadını. Gece ortamlarında beni içmediğim için geri kafalılıkla nitelendirenlere de sevgilerimi yolluyorum buradan! Ben bir şişe gazozla da kafayı bulanlardanım, merak etmeyin siz :D

Bilgisayar başında yazı yazarken arada durakladığımda iki kez arka arkaya burnuma dokunurmuşum – bunu ben demiyorum, eşim söylüyor :)

Aa, bisiklet sürmeyi de bilmediğimi söylemedim, değil mi? Dengede durmakla ilgili sorunlarım var benim :) Ehliyetim de yok bu arada. Araba kullanmak istemiyorum. İlgimi çekmiyor bu konu. Herkesin arabası ya da ehliyeti olması gerektiğini savunanlardan değilim. Bunu da eksiklik olarak görmüyorum. İstersem araba da alırım, kullanırım da ama istemiyorum – anlamayan? :))

En sevdiğim meyve 5 yaşından beri çilek – fena istikrarlıyım :D

Bu arada, istersem güzel yemek yaparım, annemin kızıyım ben. Mutfakta zamanında sadece salata yapmış olabilirim ama o yemeklerin kokusuyla büyüdüm ben! :)

Simetri işini abartırım bir de. Hatta bu yüzden vakit kaybederim evin içinde. Yastıklar aynı yöne bakmayınca kapıyı kilitleyip çıkamam bazen :D

Kapıyı kilitlediysem de üç kez itmem lazım. Kapının kilitlendiğinden emin olamam yoksa. Bazen o üç olur sana otuzüç. Rahatsız insan hareketleri bunlar :)

Sonra rutini hiç sevmem. O da beni sevmiyormuş zaten :)

Bir şeyin en doğrusunu da ben bilirim :) Hani fikirlere de açığım da iç sesim benim kaderimdir, hep onu dinlerim :)

Şimdi şöyle listeye baktım da, fena zor bir insanım aslında. Bu listeyi evlenmeden önce eşime verseydim eğer, evde kalmıştım sanırım :)))

Şaka bir yana, eminim herkesin kendince takıntıları vardır. Hatta burada yazdıklarım buzdağının görünen yüzüdür benim için de… Önemli olan kendiyle barışık olmak aslında. Ben iyisiyle de kötüsüyle de kabullendim kendimi – daha kabullenmeseydim ne olacaktı acaba, 32 yaşındayım diye naralar atmama birkaç ay kalmış şunun şurasında :)) Zaten iyi ya da kötü nedir ki; buna da başka bir yazımda değinirim artık :)

Fotoğrafa gelirsek bu kadar geyik muhabbeti yaptıktan sonra; yarım yeşil elma , 4-5 tane de ceviz yiyin günde, sağlık için çok faydalı – benden söylemesi :) Bir de böyle konuyu bağlayamazsam yazarken, en şirin hallerimle gülücükler saçarak arkama bakmadan giderim :))

Bu yazıyı yayınladıktan sonra da önce bilgisayarımdan, sonra telefonumdan yüksek sesle okur, dikkatimden kaçan imla hataları varsa da döner, düzeltirim :)))

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

4 yorumlar

  1. Al sana bir tane daha mrs. monk :)) bunların bir çoğu bende de var üzmeyin kendinizi , çoğumuz böyleyiz de söylemiyoruz :))

  2. Demet

    @serpil :))) Ben kendimde tespit ettiklerimi özetledim, kendine benzer olanı bulan varsa ortak olsun bana :)))