Aykut Oğut’ u duymayan kaldı mı hâlâ içinizde? Şu sıralar eşi ile soru-cevap şeklinde hazırladığı yeni kitabı raflarda… “Kitabın Adı: Bu Egoları Şişirsek de mi Saklasak?” Duyanlar duymayanlara iletsin lütfen ;)
Ben onu iki sene önce tanıdım kitabıyla… Geç kaldığımı düşünmüyorum; çünkü zaten doğru olarak nitelendirebileceğim daha uygun bir zaman olamazdı. Tam zamanıydı kısaca!
Torpil kelimesi beni kendine çekmişti kitabın kapağında… Zaten kişisel gelişim kategorisi kitapçılarda özel ilgi alanımdır benim. “Eh, konuya bu kadar ilgiliyken, evrenden torpilim var ve ben bunu hala bilmiyorsam, yazık bana!” deyip kitabı satın almıştım :)
Üç günde bitirmiştim kitabı yanlış hatırlamıyorsam ve kitabın kapağını kapattığımda kendime yeni bir gerçeklik yaratmaya, deli işi bir adım atarak iki ay önce başladığım işyerinden ayrılmaya karar vermiştim, hem de başka bir iş bulmadan! Nasıl, kredi kartı borçları, ev kirası, faturalar ödenmeyi beklerken çok yerinde bir kararmış, değil mi? :)
Tabii, kitap demiyordu “Başka iş bulmadan işten ayrıl, sonra borç gırtlağa dayansın, sen de aç-susuz gez, al sana torpil işte” :) Kitabı okuyan herkes satırlarda istediğini bulabilir ve hayatına uygulayabilir. Ben değişmesini istediğim şeyi gözden çıkarmaya karar vermiştim; yani önce kaybetmek, kaybettiğimi duyurmak – hem kendi içimde kabullenmek, hem de kabullendirmek, ardından daha iyisine odaklanarak onu kazanmak. Başka birşeyi istemeden önce elimdekini serbest bırakacaktım.
Böylelikle, geç saatlere kadar mesai yaptığım, üstüne kadın patron kaprisi çektiğim o işyerinden ayrılarak evrene şöyle bir mesaj vermek istiyordum: “Bak, ben işsizim ve şu an istediğim gibi bir iş arıyorum.” Eğer o yoğunlukta çalışmaya devam eder ve hâlâ iş aradığımı iddia edersem, kendi içimde çelişki yaşayacaktım ve o frekansta da istediğim gibi bir iş bulamayacaktım; ben buna inanmıştım.
Özetle, önce sorunu hayatımdan uzaklaştırdım ve kendime söz verdim; olur da aylarca işsiz kalırsam şikayet etmeyecek, bunalmayacak, durumu kabullenecektim ve asla hayal ettiğim gibi bir iş olmadıkça kabul etmeyecektim. Hatta işten ayrılıp üzerine 2000 küsür TL verip bir de e-ticaret kursuna katılmıştım o zaman – hatırlayanlar olacaktır. Bunu da sırf o dönemde kafamı farklı bir şeyle meşgul etmek için yapmıştım.
Kendimi atının üzerinde, elinde kılıcı olan bir şövalye gibi hissediyordum o esnada. Ya batacak, ya çıkacaktım :) Kitaptan öğrendiğim bir şey varsa; o da içinde bulunduğun duruma direnç göstermeyip hayatında olmasını istediğin o şey her ne ise tüm hatları ile net bir şekilde belirlersen o şey bir şekilde senin oluyordu; sen onu taşımaya hazır olduğunda sana mutlaka bir yerden geliyordu, senin tam istediğin gibi, belki A’ dan, belki B’ den – kaynağın ne olduğu belirsiz ama sen ne dilersen o sana geliyordu.
Ben de öyle bir resim çizdim gözümün önünde; erkek bir müdürü olan, mesai saati bittiğinde evime gittiğim, maaşımı zamanında aldığım bir işti benim aradığım. Hatta yanında bir de alışveriş merkezi olursa süper olurdu :) Bunları aynen diledim ve o esnada bundan önceki dört işyerinden daha kadın yönetici yüzünden ayrıldığımı düşününce zamanında sürekli olarak “Ben kadın müdürle çalışmak istemiyorum” şeklinde yaptığım tüm konuşmalarımın evren tarafından kadınlarla çalışmak istediğim şeklinde yorumlandığını ve aslında o zaman da yine istediğimi elde ettiğimi fark ettim.
Çekim yasası denilen birşey vardı; boşuna demiyorlardı söylediklerinize dikkat edin, gerçek olabilirler diye… Öyle mutlu oldum ki sonra bu farkındalık karşısında, kendime daha bir güvenim geldi ve beraber çalışacağım erkek yöneticiyi beklemeye başladım. Siparişi doğru vermiştim ne de olsa bu kez :)
İşten ayrıldığım günlerde birkaç yere özgeçmişimi göndermiştim kariyer siteleri üzerinden… Çok geçmeden bir firma aradı beni, görüşmeye gittim ve diğer işyerinden ayrılmamdan iki hafta sonra yeni işyerinde çalışmaya başladım. Bilin bakalım, ne oldu? Evet, erkek yönetici ile çalışmaya başladım ve bu da yetmezmiş gibi, departmandaki tek bayan ben oldum – yani ben istedim bir göz, Allah verdi iki göz :)) Diğer işyerinde gece yarısına kadar çalışırken, burda saat 18.00 olduğunda servisle evime gitmeye başladım. Maaşım zamanından önce bile yatıyor bazen ve işin en komik tarafı da burnumun dibinde alışveriş merkezi var :)) Ha, daha da enteresan olanı bu firma yıllarca eleman almamış, burada çalışan çoğu insan en az 10 yıllık eleman :))
Anlatılanlar şaka gibi, değil mi? Ve bunu bizzat hissederek, isteyerek ben yaptım. Ben istedim, oldu kısaca. İşin güzel yanı, iki sene olacak, işte o siparişi verdiğim firmadayım hâlâ ve ilk günkü şartlar aynen devam… İnsanın inanası gelmiyor böyle bir tabloya…
Kurban rolüne girseydim eğer, biliyordum ki bir önceki işyerindeydim hâlâ ve kaderime isyan etmekle meşgûldüm. Adım atmayı tercih ettim ve hayatımı değiştirdim. İzmir’ den İstanbul’ a yerleşme kararı aldığımda da aynı çılgın yerleşmişti içime :) Lâkin, ben o zaman doğru bir şekilde istemeyi bilmiyordum, artık öğrendim *-*
Zaman zaman unutuyor insan gerçi, bilgilerin üzerinden geçmedikçe uygulama kısmında takılabiliyor… O nedenle yazarın bu üç kitabı da benim için çok değerli ve bana yol gösterme, kendimi iyi hissettirme konusunda bir numaralı arkadaşlarım benim :)
Kitaplar rafta dursa da, insan daima sayfaları kurcalamaya fırsat bulamasa da, Aykut Bey ve Esra Hanım bu işi de çözmüşler bizim yerimize, sağolsunlar :) Ayra Şehri’ ni kurmuşlar bizim için, içinde bol torpil saklı… Ben uzun süredir takipteyim kendilerini… Bir de Pazartesi sendromunu yenmek için bültenleri var; haftanın ilk günü evrenden adıma yazılmış bir e-mail almak nasıl iyi geliyor, anlatamam…
Hatta bazen evrenden öyle mesajlar geliyor ki; sanki beni anlatıyor, sanki gerçekten sadece bana yazmış gibi… Gelin, size başımdan yakın zaman içerisinde geçen tesadüfi (!) bir olayı da anlatayım…
Annem 20/05/2012 Pazar günü akşamı rahatsızlanmıştı – tarihi unutmam imkansız; çünkü eşimin doğum günü.
Ertesi gün bana üyesi olduğum bu bültenden; yani evrenden gelen mesaj aynen şu şekildeydi:
—
İyi ki doğdunnnnnnnn Demet,
İyi ki doğğğğdunnnn Demet,
İyi ki doğdun, iyikii doğğdunnn,
Mutlu yıllllar sannnaaaaaaa…
Doğum günü kutlu olsun sevgili Demet.
– Annamadım??? Nası yani bugün senin doğum günü değil???
Olur mu şeker… Bugün yeni hayatının, yeni başlangıcının ilk günü;))))
Keyfini çıkart…
Öptüm valla
Evren
—
Gerçekten de yeni hayatımın, başlangıcımın ilk günü idi, bunu resmen hücrelerimde hissettim her ne kadar içinde bulunduğum durumun keyfini çıkartacak bir nokta bulamasam da…
27/05/2012 Pazar günü hastanede Deren Bebek yanımıza geldiğinde babası onu havalara atıyordu, kızın durumdan memnuniyeti kimsenin gözünden kaçmamıştı tabii… Gözlemimiz sonucu eşim de çocukların ebeveynleri tarafından havaya atıldığında gülmelerini anne-babasına olan sonsuz güvenine bağlamıştı ve konu üzerinde üzerine biraz konuşup farklı şeylerden bahsetmeye başlamıştık…
Ertesi gün evrenden bana gelen mesaj şu şekildeydi:
—
Nasıl bir çocukluk geçirmiş olursan ol sevgili Demet,
Bir zamanlar annen ya da baban seni havaya atıp tutuyordu.
Geri düşerken hiç korktun mu? Hayır çünkü onlara güvendin. Onlar senin ailendi, doğal olarak güvendin.
Ee sevgili Demet ben neyim? Onun bunun çocuğu değiliz burada yani. Ben de senin ailenim… Senin ailenin ailesiyim, onların ailesinin ailesiyim.
Bana güvenmeyeceksin de, kime güveneceksin?
Torpillini kullananlar bir tek şey yaptı. Düşerken bana güvendi ve keyfini çıkarttı.
Ben sana güveniyorum Demet; Ya sen?
Öptüm yahu
Evren
—
Okudum ve tüylerim diken diken, gözlerim dolu dolu oldu. “Biri beni mi gözetliyor?” diye bakındım hatta çevreme… Biz bu konuyu daha dün kendi aramızda konuşmuştuk ve enteresan olan benim babam yoktu, annemin de bundan sonra olmama ihtimali son derece yüksekti… Ve o düşen insan işte bendim.
Zaten 3 gün sonra da annemi kaybettim… O günlerde o mucizevi gücü öyle yakınımda hissettim; ki düşünce gücü, çekim yasası, kader-kısmet, artık siz adına ne derseniz deyin bu muazzamlık karşısında ben annemi kaybetmeyi bile büyük bir metanetle karşıladım. Tekrar tekrar bu mesajı okudum o günlerde, olması gerekenin bu olduğuna inandım ve aslında bu olayın arkasında benim göremediğim hayırlı şeyler olduğunu fısıldadım kendi kulağıma. Babamı kaybettiğim dönemi düşündüm sonra, hep babasız büyümeyi daha güçlü olmam için bir fırsat olarak görürdüm, kendi ayaklarımın üzerinde durabilmemin altın anahtarı idi benim için… Şimdi belki de yine benzer birşeyden dolayı annem aramızdan ayrıldı ve ben bunu ilerde anlayacağım diye teselli ettim kendimi; yıllar sonra yine benzer sözler söyleyeceğimi düşündüm, az da olsa rahatladım.
Diğer taraftan, eğer yaşamak ve ölmek kişinin bir tercihi ise ve annem kalmayı değil de gitmeyi tercih ettiyse “Elbet, bir bildiği vardır” dedim… Bu gerçekliği de bilerek veya bilmeyerek kendi yaratmış olabilirdi… Yoğun bakımda kaldığı o 10 günlük süreç belki de bir karar verme süreciydi… Annem güçlü kadındı, kimseye muhtaç olmadı, olmazdı; babam öldükten sonra iş yaşamına atılıp türlü zorluklarla baş eden yetenekli, örnek bir insandı benim gözümde… O yüzden ya hep var olurdu ya da hiç olmazdı; onun yatalak olarak kalmayı tercih etmeyeceğini biliyordum, yanılmadım da…
İnsan ne yaparsa kendi yapıyor; iyi veya kötü… Doğru veya yanlış… Aslında hayatımızı düşüncelerimiz yönetiyor; bizi biz yapan, hayatımızı şekillendiren şey her ne ise orada, içimizde… Mutlu olmayı, güçlü olmayı ya da tam tersi mutsuz olmayı, güçsüz olmayı biz tercih ediyoruz, biz ne istiyorsak aslında o oluyor, o gerçeklik önümüze sunuluyor… Bu yüzden içimizdekilere çok dikkat etmemiz gerekiyor…
40 yorumlar
Sen okursun demiştin ya evet okudum. Hatta bu yorumdan sonra bir kez daha okuyacağım. Bazen önceden okuduğumuz kitapları bir kaç yıl geçtikten sonra tekrar okumak lazım. Bu yüzden arşivlemeyi,biriktirmeyi kimi zaman çöpçülük yapmayı seviyorum. Ve evren sana iyi ki bu harika satırları yazdırdı. Aksiliklerde Murphy Kanunlarının katkısı olduğuna inandığım gibi evreninde bize torpil geçtiği anlar elbette var.Yeter ki yakalamayı bilelim. Şansı,insanları,dostlukları,sevgiyi biriktirelim. Görüşmek dileğiyle :)))
[MARKED AS SPAM BY ANTISPAM BEE | Server IP]
o kadar güzel yazmışsınız ki, kendi yaşadıklarım gözümün önüne geldi…daha da enterasını son dört aydır yaşadığım olumsuzlukların üzerine bugün inancımı yerine getirecek bir işaret istedim. ve sizin yazınıza denk geldim, twitter aracılığıyla. teşekkürler, torpilimiz her daim bol olsun! :)
Ne yalan soyleyeyim ne kisisel gelisim kitaplari ilgimi cekmistir ne de boyle evren, karma, vs… bana biraz safsata geliyor acikcasi ama oyle guzel anlatmissin ki benim bile evrenle iletisim kurasim geldi :)) hic duymamistim bu yazari, merak ettim ekleyeyim listeye ;)
[MARKED AS SPAM BY ANTISPAM BEE | Server IP]
kafam karışık aradığım bir cevap vardı. birtürlü yerine oturtamadığım bir soru , bir cevap. bu 3 kitabı bende okudum. okuyorumda . ama kafamın karışıklığı bir yana bulamadığım cevap vardı. twittera bakarken sizin sohbetinizi gördüm. sonra bu yazınızı okudum. cevabı siz verdiniz. çok teşekkür ederim. Ayra şehrinde bende mesajlar alıyorum. bu bana çok keyif veriyor. Sanıyorum Aykut ve Esra baktılar ki ben bu 3 kitaptan hala bir şey anlamamışım, hala debeleniyorum, cevabımı sizinle bana gönderdiler. bunun içinde onlara hem bu harika kitaplar için hemde sizi gönderdikleri için teşekkür ediyorum. torpiliniz her daim bol olsun… sevgi ile kalın.
demet yazdıkların o kadar güzelki tebrik ediyorum seni, cılgınca cesurca işler yapmışsın hayatında ve senini yorumlarına göre iyiki de yapmışsın kitap tavsiyelerin için cok teşekkürler hemen bende edinicem, bültene üye oldum bilee :)
Ben de okumuştum “Evrenden Torpilim Var”ı. Ama uygulama bende sıfır, o adımı bir türlü atamıyorum. Sen ne güzel başarmışsın işin sırrını çözmüşsün darısı başıma
Öncelikle anneniz için çok üzüldüm, hasta olduğu zamanki yazınızı okumuştum Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Böyle kitaplara nedense ben çok önyargılı yaklaşıyorum -ki hayatımdan önyargıyı artık çıkarmış olduğumu düşünürken:) aslında bunun da evrene negatif bir mesaj olarak yolladığımı, dolayısıyla böyle kitapların bana bir faydası olmadığını düşündüğümü anladım. Kitapları hep görmeme rağmen almayı hiç düşünmedim ama şimdi hepsini sipariş edeceğim. Okuduktan sonra yorumlarımı mutlaka yazmaya çalışacağım… Anneniz için sabırlar, sevgilerimle…
ne güzel yazmışsın.benimde, kitapçılarda ve internette ilk ilgimi çeken konular kişisel gelişim.niye ki diyorum ? bazen. çok mu ihtiyacım var ? evet ihtiyacım var. iş hayatının,özel hayatın getirdikleri, kendimi geliştirme , kendimi öğrenmeye yönlendiriyor.okuyorum , uyguladığımda şahane sonuçlarını görüyorum ama çoğu zaman unutuyorum.ego esiri oluyorum belki de.
Nil Gün’ün( http://www.kuraldisi.com/nil-gun) kitaplarını okumuştum, bu sabah Mümin Sekman’ın “Kişisel Ataleti Yenmek”kitabına başladım, ne okusam diye düşünürken ilaç gibi geldi önerin …
Teşekkürler Demet,
bu aralar bu kitabı tekrar okusam iyi olacak…
Sevgili Demet
Bende bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine Aykut Oğut’un kitabını okudum. Kitabı 2 gün gibi kısa bir sürede okudum. Kitabı okurken bahsettiğin enerjiyi bende hissettim. Ama neyi nerde yanlış yaptıysasm. Sonra başladığım noktaya geri dönmek zorunda kaldım. Yazılanlara inancım falan da zaman içinde kayboldu. Bir kaç gün önce twiteerdan Aykut ve Esra Oğut takip için ekledim. Bu gün bu vesile ile senin görüşlerini okuma fırsatı buldum. Şu an iş yerindeyim. Benimde olmasını istediğim şey tam olarak senin evrenden isteyerek sahip olduğunla yakın. İş yaşamımda ki olumsuzluklar benim güvenimi etkiliyor. Bu gün eve döndüğümde kitabı raftan alıp tekrar olumak istiyorum. Sence bu yazıyı okuyor ve şu an sana bu yazıyı yazıyor olmam evrenin bana bir mesajımı
Çok güzel kaleme almışsın. Yazını okurken tüylerim diken diken oldu.. Bu kadar rastlantı nasıl olabilir diye düşündüm… Ama evren gerçekten sana torpil yapıyor sanırım.. …… Torpilinin hiç bitmemesi dileğiyle….
Luısa L. Hay diye bir alman yazar, Banu Kalaycı ve Nuray Sayarı nın da kitapları bu türe çok yakın… Belki bakmak istersin :)
Evrenden torpilim var adlı kitap hayatımın hakikaten dönüm noktası.Enerjisiyle,anlatımıyla,çözüm noktası olmasıyla okumaya değer bi kitap.İnternetten ilk arama yaptığımda senin bu güzel sayfanı buldum demek ki;aslında ben seni tanımakta istiyormuşum*-*hayata farklı açıdan bakabilmek,her şeyin aslında istemeyle ve insanda son bulmasıyla oluyor.Sen iyi düşünürsen iyilikler seni bulur kavramı.Bu arada küçük mucizeler adlı kitabı bitirdim kitap arayışı içerisindeydim ki sanırım karar verdim :) kendine çok iyi bak demet…Teşekkür ederim yazın yine çok güzel …
=/=YAVRUTO=/=; Vakit ayırıp okuduğun için teşekkür ederim canım. Yazmış olduğun satırlara yürekten katılıyorum ve şunu da belirtmeden geçemiyorum: Çöpçü benim göbek adım :)))
Özlem Polat; Çok teşekkür ederim :) Keyif almanıza sevindim, hele işaret istemenizin üzerine bu yazının denk gelmesi… Sizi motive etmiş olmalı… Sizin de torpiliniz bol olsun :)
A-H; Pişman olacağını sanmam :) Okurla sohbet eder havada, kendi hayatından kesitler sunuyor yazar kitapta… Hiçbirşey olmasa, yeni bir insan tanımış, yeni bir hayata konuk olmuş, birileri ile sohbet etmiş olursun ;) Bu da fena sayılmaz sanki :))
Binnur; Cevabı bulmanıza yardımcı olduysam ne mutlu bana :) Sizin de torpiliniz bol ve daim olsun…
tuğba; O aşamada çılgınca gibi geliyor, sonra sıradanlaşıyor… Sanırım olay adım atmakta… İsteyen herkes yapabilir… Tavsiyelerimin sana da iyi gelmesi, hayatını olumlu yönde etkilemesi dileklerimle…
tosbagalarr; Belki kitabı tekrar okuyabilirsin… Bazı kitaplar birkaç kez okunduğunda farklı mesajlar verebiliyor okuyana… Bu da o tarz kitaplardan diye düşünüyorum… Satır aralarında atlanan birşeyler olabilir… Ve unutmadan, o sır senin içinde ;)
Elmas; Aslında bu da bir adım sanırım :) Farkındalık güzel şey… Siz de yorumunuzla benim önümde yeni bir pencere açtınız; farklı bakış açıları, farklı değerlendirmeler… Kitapların size iyi gelmesi dileğiyle… Annem için dualarınıza da ayrıca teşekkürler…
Yasemin; Bahsettiğin yazarlardan ben de kitaplar okudum. Arada Mümin Sekman’ ın Kigem sitesine uğruyorum, kısa yazılar iyi geliyor molalarda enerji yükseltmek için :) Genel olarak kıyasladığımda anlatım dili, yaklaşım, olayları basite indirgeme, eğlenceli bakış açısı sunma, yaşanmış örneklerle destekleme gibi noktaları dikkate alınca Aykut Oğut’ un kitapları daha sürükleyici ve nokta atışı şeklinde mesaj verir nitelikte yazdığını düşünüyorum… Sen de bir dene bakalım ;)
Bahar ve kızısı Yağmur; Şiddetle tavsiye olunur ;)
Selin Öztürk; Kesinlikle diyorum… Herşey bir enerji… Karşımıza çıkanları biz çekiyoruz aslında üzerimize farkında olmadan çoğu zaman… Bugün de beni okumayı sen istedin aslında… Ve hiçbirşey için moralini bozma, hayat bir oyun ve hangi rolü almak istersek hepimiz için yeteri kadar pozisyon mevcut :)
Nurcan; Yoook, aslında evren sana da torpil yapıyor… Güzel şeyler okuyup güzel şeyler düşünüyorsun meselâ ;)
emel; Tavsiye için teşekkür ederim. Nuray Sayar’ ı okumuştum, benzer şeylerden bahsediyor, sadece okurken biraz daha kendimi astrolojik mevzûlar içerisinde bulmuştum :))
Nazmiye; Yazım amacına ulaştıysa süper :) Yeni kitap tavsiyesini de yapmış oldum böylelikle *-* Okurken keyif alman, kendini iyi hissetmen dileğiyle… Ayrıca, bana yazdığın, kendini tanıttığın için de sana çok teşekkür ederim :) Bu da bir enerji meselesi sanırım :)
Evet amacına ulaştı ,yine bir kitap raflardan alınmayı bekliyor :)böyle güzel yazılarını okuyaraktan ben de seni tanıdığım için teşekkür ederim…:)) yüzünün her zaman gülmesi dileğiyle arkadaşım…*-*
Merhaba Dostum
yazini cok keyifle okudum.
yuregine saglik
sevgilet
[MARKED AS SPAM BY ANTISPAM BEE | Server IP]
yazını çok beğendim :=) hergünün torpilli geçsin inşallah:) sevgiyle kal..
bu yazın bana bir örnek, mesaj oldu. Mesajın yerine ulaştı emin ol. en kısa zamanda bahsettiğin yazarın kitabını da alacağımdan emin olabilirsin.bir de o bültene ben de üye olmak isterim..vaktim kısıtlı olmasa söyleecel çok sözüm var.. ama en azından bu zor durum karşısında metanetinin ve gücücünün yaradanın yardımıyla kendinden geldiğini biliyorum artık.. senin yernde ben olsaydım,dibine vurmuştum hayatın.. dilerim hep güçlü ol,hayat hep güzellikler getirsin sana..
yunus emre okdan; Çok teşekkür ederim.
seddosh; Çok teşekkür ederim yorumun için, söyleyecek herşeyi dile getiremesen de ben anladım seni ;) Bülteni tavsiye ederim, iyi geliyor birkaç satır okumak… Sana da hayat ne istiyorsan versin, herşey gönlüne göre olsun…
bende okumak istiyroum kesinlikle
ara ara dönüp tekrar okuduğum kitaplardır ve evet pazartesi günleri mail almakta çok hoş oluyor. kişisel gelişimi bu kadar akıcı ve kolay anlatan yazar bende bir çok şey öğrendim.
başın sağ olsun bu arada. mekanları cennet olsun.
Sevgili Demet
Öncelikle aileni sonsuz hayatlarına gönderdiğin için başın sağolsun.Sana canım demek geliyor içimden tesadüfen internette gezinirken sen çıktın karşıma daha doğrusu kendimce cevap aradığım bir soru ve cevabını da sayen de buldum çok teşekkürler evrene ve bana verdiği mesaja da.İşin garip tarafı da yazını okuduğumda çok güldüm aykut oğut ”evrenden torpilim var ” kitabı tesadüfle aldım ve okudum. Kitap elime geçtiği sıralarda ben de birtakım problemler yaşıyordum ve işsizdim.Kendime bir iş bulmayı istedim ve inanır mısın kitaba göre ne yazdıysam oldu sonra geçen yıl işten çıktım işteyken çok ağır şartlar ve mesailerim uzun beni de yoruyordu adeta kendimi unutmuştum bir anda kendimi off diye şikayet ederken içimden bir ses bana dedi ki bunu sen istedin ben de verdim defterine bak ve ne gördüm aynı şeyler ve ben niye şikayet ediyorum ki.Aykut bey sayesinde kendimi ve hayatımı sorgulama fırsatım oldu eleştiri olarak değil daha farklı bir açıdan gerçekten de iyi-kötü olumlu-olumsuz ve ne istiyorsak ne düşünüyorsak evren bize hep vermiş kendi hayatımızı kendimiz yaratmışız ve önceden farkında değildik fakat şimdi farkındayız bu çok güzel bir duygu hayat zor değil o zorluğu oluşturan biz kendimimiz ve güven dediğin gibi çok önemli önce kendimize sonra evrene güvenmesini bilmeliyiz.
neyse fazla uzatmayayım.
Canım gönlüne hep güzellikler dolsun ve tüm güzellikler hepimizle beraber çoğalsın işlerinde başarı ve hayırlı bol kaznçlar dilerim.
sevgilerimle
nadiye; Yorumunuz için teşekkür ederim, biraz geç kaldım dönüş yapmakta, kusura bakmayın lütfen. Evren hakkındaki düşüncelerimiz ortak, ne istiyorsak, ne diliyorsak o başımıza geliyor. Gerçekten istediğimiz şeylere odaklanıp daha keyifli bir hayatı paylaşmak dileği ile… Sevgiyle kalın…
[Marked as spam by Antispam Bee | Spam reason: Server IP]
okurken beni aglattin
[Marked as spam by Antispam Bee | Spam reason: Server IP]
aglattin beni
[Marked as spam by Antispam Bee | Spam reason: Server IP]
Bende ağladım.. Zaten son zamanlarda her şeye ağlıyorum, günde 2-3 öğün ağladığım oluyor hahaha :D güldüğüme bakmayın kendime sinirleniyorum aslında. Hala istediğim şeyin ne olduğunu bilmiyorum, kendimi çözemedim,dolayısıyla kendi isteklerimi de çözemedim. O kadar bıktım ki bu halimden, çıkış yolu arıyorum kendime. Kişisel gelişim kitapları bana hiç fayda etmedi, çünkü kendime hiç güvenmedim, hala da güvenemiyorum.. Hiçbir şey iyi gelmiyor.. Uzun zamandır bu kitabı da okumak istiyordum, sanırım kısmet bu zamanaymış. Beni bu durumdan çekip çıkartacak bir şeyler arıyorum, yakın zamanda bulmam lazım onu..
[Marked as spam by Antispam Bee | Spam reason: Server IP]
Evrenden Torpilin mi var kitabını kaç defa başladıysam 3-5 sayfadan sonra bi şekilde yarım kaldı.dün akşam tekrar başladım,bugün iş yerinde bi kitap hakkında yazılanları araştırırken ilk senin sayfan dikkatimi çekti.yazdıklarını okudum.acaba benim torpilin ve senin yazdıklarını okumaklamı başlayacak, ben halen o enerjiyi yakalayamadım,pozitif bakamıyoru, bu işi nasıl becerebilirim, yardımcı olurmusunuz.