Söylediğim gibi; Cumartesi günü Singer teknik servisi geldi; yollarını çok da gözletmeden beklemediğim bir hız ve profesyonellikle sorunu hallettiler. Alışmışız ya millet olarak, birşeylerin sürekli peşinde koşmaya; birileri görevini lâyıkı ile yapınca şaşırıveriyoruz :)
Velhasıl, dikiş makinem iyileşti; tahmin ettiğim gibi kayış kısmı ile ilgili “yağlanmamaktan” dolayı oluşan bir sıkıntı mevcutmuş. Aslında makineyi çok sık kullandığım dönemde yağlamıştım da görümcemden aldığım dersler itibari ile ama yetersiz kalmış anlaşılan; öğrenmiş oldum :)
Ayrıca, makinenin motorunu yakmadan servisi çağırmayı akıl etmekle de kendimi takdir ettim :)) Eh, ne de olsa evin önemli bir üyesi kendisi; ruh sağlığımı besliyor çokça :))
Ve tahmin ettiğiniz gibi; dikiş makineme kavuşmanın sevinci ile ısınma turlarına başladım hemen *-* Tıkır tıkır dikebilmek, durmadan, makine zorlanmadan yola devam etmek… Ahhh… Ne büyük mutlulukmuş; yaşamadan bilmiyormuşşş insan… Belki sırf bu yüzden kumaşları kesmekten korkmuş bile olabilirim :))
O sevinçle hobi odasını darmaduman ettim yine tabii; neye saldıracağımı şaşırdım. Bebek elbisesi mi diksem, t-shirt’ ümü mü süslesem, kendime etek mi diksem, yoksa şu puanlı, dudaklı kumaşlardan minik kılıflar mı diksem,… Daldan dala atlayıp durdum; yine ortada elle tutulur birşey yok diyemem; buna da şükür :) İlerleyen yazılarda huzurlarınızda olacak ;)
Pazar günü de kendimi fotoğraf makineme adadım diyebilirim ve “Bağdat Caddesi’ ne gitmek istiyorum” diyerek eşimi yollara düşürüp, soluğu Nişantaşı’ nda aldık diye kısa bir özet de geçebilirim :) Bazen böyle kararsız olabiliyorum işte… Gerçi Anadolu Yakası’ na gitmek zor olacağından vazgeçtim son anda, o da ayrı mesele tabii… Şurda eşimle adamakıllı beraber geçirdiğimiz bir Pazar günümüz var; onu da yollarda heba etmek istemedim. Bu da ayrı bir mesele, tabii :)
Nişantaşı, Maçka Parkı derken elinde materyali bol olan biri olarak devasa çantamdan sürekli ıvır zıvır çıkarıp fotoğraf çektim, durdum :) Kendimi de çektirmeyi ihmal etmedim tabii :) Bakınız, yazıya tema olan fotoğraf ;)
Bu günün de devamı yine bu haftanın yazılarında gelsin diyerek ve bol fotoğraf alarmı vererek; yine sizler uyurken yazılan bu yazı, işyerinde ekranları başında güne başlamaya çalışanlara, öğle uykusundan uyanıp pijamaları ile bilgisayar başında keyif yapanlara, arama motoruna yazdığı şeyle alakalı-alakasız buraya düşüp de nerde olduğunu anlamaya çalışırken bu satırlara kadar gelenlere, her gün blogumu ziyaret edip yeni yazı yazıp yazmadığımı kontrol edenlere, ehh… teyzelerime, dayılarıma, çoluk-çocuk herkese, beni tanısanız da tanımasanız da… Ne diyorduk… Evet, bu yazı herkese MUT-LU-LUK getirsin ;) İçimden geldi; hadi alın, alınnn ;)
20 yorumlar
Kurtarılmasına sevindim makinenin, ama neler diktiğini göster bize de ;)
Fotoğraftaki yaprak ne kadar büyük öyle ^^
günaydın yazınla güna başladımm makinen tamir edildiğine çok sevindim şimdiden ellerinee sağlık :)
Ehh.. Allah razı olsun bol bol mutluluk dağıtmışsın, Allah bol keseden veriyor herhalde.. Ooh oh pek iyi geldi, Allah eksikliğini göstermesin her daim… Mutlu ve CiCİ KaLL.. (^_^)
O dağıttığın mutluluklatn bana da düşer umarım,bu aralar biraz ihtiyacım var çünkü!
Makinenin sorununun kolayca hallolmasına sevindim,gelsin yeni dikişler!
Bence sen dışarıda daha çok çekim yapmalısın,çok güzel kareler olacaktır eminim:)
getirdi canım getirdi..maçka parkı güzeldir..fotolar süper görünüyor :)
Selam,
Dikiş makinesi tamiri heyecanı hala geçmemiş. Heyecan yazından bile belli oluyor :) Biz bekliyoruz. İstediğini dikebilirsin :)
alemsin :)
güldürdün beni ;)
:)
Gözünaydın Demet, makinenin iyileşmesine çok sevindim. Ooooh gelsin şimdi birbirinden güzel, birbirinden renkli çalışmalar!
j.d.; Ben de ne sevindim, bilemezsin :)) Diktiklerimi göstereceğim elbette ;) Ve yaprak… Değil mi? Çok büyük :) Tüm suratımı kaplamış, hehe :D
maide; Teşekkür ederimm :) Sen güne yazımla başlamışsın, ben günü yorumunla bitiriyorum :)) Tekrar çok sağol *-*
Acemi CaDı; Bazen taşıyor ceplerimden mutluluk :))) Güzel dileklerin için ben de sana çok teşekkür ederim sevimli cadı ;)
Canan Bahadır; O mutluluktan sana da düşmüş olmalı, düşmeliii ;) Hayırdır, umarım sorun yoktur bu arada Canan’ cığım?
Ben de dışarıda daha çok çekim yapmak istiyorum aslında. Gün ışığında çekilen kareleri hiçbirşeye değişmem :) Ama gel gör ki her zaman fırsat olmuyor işte… Yine de kendimi daha çok zorlamam lazım; sonuçlara değiyor ;)
hayatmelodisi/gullin; Ohh, ne güzel :) Maçka Parkı çok güzel, evet. Ayrıca, fotoğrafların devamı gelecek ;)
Suhuba; O kadar hissettirmişim yani :))) İstediğimi dikebilirim, değil mi? Heyecana gerek yok, ehehe :D
Bahar ve kızısı Yağmur; O zaman, süperr :)
biyasimadahagirdim; Benden de sana :)
Derya; Ben de çok sevindim, sorma yaa Derya’ cığım :) Fırsat buldukça ve ilham geldikçe makinemle kaynatmaya devam yine, tabii kahve eşliğinde ;))
Aa!Geriye gittikçe bakıyorum ee ben bu postu okudum ama yorum yazmamışım:/Postlarının hepsi gününe ve saatine uygun okunmuştur ama yorum bırakıl(a)mamıştır.Kesin Çokoyla ilgileniyordum ya da başka birşey.Yoksa ben seni yorumsuz bırakmazdım nasıl yaptım cık cık cık?
Sihirli Kokosh; Hehehe :))) Olur öyle şeyler arada ;) Ben biliyorum senin okuduğunu hem *-*