Benim şu anki modumu yukarıdaki fotoğraftan daha iyi resmeden bir kare olamazdı herhalde :) Bu aralar bir bakıyorum gelin ayakkabısı süslüyorum, bir bakıyorum dikiş makinesinin başına geçmiş, yüzük yastığı dikiyorum :))
Hatta ayakkabı süsledikten sonra hızımı alamazsam, “Dur, ben buna uygun bir de yüzük yastığı dikeyim” deyip başlıyorum uygun kumaşları eşelemeye :) “Çöpçü” olmanın böyle zamanlarda büyük faydasını görüyorum :)) Eve sığamıyorum filan ama, neye ihtiyacım olursa, bir köşeden çıkıyor *.* Bazen nereye koyduğumu unutuyorum gerçi, benim şöyle bir şeyim vardı diye aklıma geliyor çok alakasız bir zamanda, sonra gidip kutuların hepsini döküyorum onu bulana kadar :)) Hatta bu genelde ben sabahları işyerine giderken olurdu bir zamanlar, o an akşam olsun da kendimi eve atayım, kaybettiğim eşeğimi bulayım diye kıvranıp dururdum :)) Hıh, bir de alıp unuttuklarım var, gizli köşelere koyduklarım; sonra tesadüfen bulup, yeni almışım gibi sevindiklerim :))
Cumartesi günü eşim sağolsun, kırmadı beni; Eminönü’ ne gittik beraber. Gerçi alışverişe erkekle gidilmez, bilirim bilmesine de alacağım şey tek parça olduğu için bir nebze tahammül edebiliyor alışveriş turlarıma :) Küçücük dükkanda saatlerce dolanma imkanı bulabilen biz bayanlar için de bir parça ne ki gerçi; erkekleri kandırıyoruz :))
Konu malzemem, gelinlik işlemeleriydi. Eh, gelinlik olunca mevzuu bahis, dantelleri, işlemeleri biraz pahalıca ama yapacak birşey yok, girdik bir kere bu yola :) Gözüm dönmüş şekilde boncuklu dantellerimi topladım poşete, geldim evime :))
Sonrası malum… Önce poşetlerden döküp seviyoruz, inceliyoruz, dükkanda fark etmediğimiz detayları görüp mutlu oluyoruz. Kesmeye kıyamıyoruz, bir tereddütle yaklaşıp sonra gidip gelip onları kurcalayıp duruyoruz :)
Bu yazıma da gelinlik dantelleriyle son süslediğim babetler konuk olsun madem… Ben en küçük parça dantelden bile faydalanıp hepsini kullanır dururum daha uzun süre, esintileri bir süre devam eder…
Düğün – dernek demişken konuya, birkaç yüzük yastığına yer vermezsem olmaz :) Geçtiğimiz ay da naturel keten kumaşa takmıştım kafayı… Onunla da diktiğim bir yığın yüzük yastığı var daha fotoğrafını çekip de listelemeye fırsat bulamadığım.. Onlar için güneşli bir Pazar günü beklemekteyim ama saymış olduğum üzere 5. Pazar’ ı da yağmurlarla uğurladım :)) Yüzük yastıklarımı parka götürmek istiyorum zira, ıslanmasın el emeklerim :))
Devamı gelecek.. Bitmedi :)
3 yorumlar
atom karıncasın ya. kıpır kıpırlık seziyorum yazılarını okuyunca, sanki aklına her an bir şeyler geliyor da yazını bitirip koşturacakmışsın gibi :)
yolun açık olsun demet, yaptıkların ayrı çekimler ayrı iç açıcı
Syhn; Çok teşekkür ederim Seyhan’ cığım :) Eski tempoma göre bu ara durgunum aslında. Uykusuz gecelere o kadar alışkınım ki ben, garipsedim sanki biraz :)))
süpersin tatlım..tebrik ediyorum..seni büyük bir keyfle izliyorum..