Öyle olunca, hem biraz hava alalım, hem de ben kendime fotoğraf çekecek birşeyler bulurum belki düşüncesi ile çok da planlı olmayaraktan attık kendimizi dışarı…
Eminönü’ ne doğru uzanmıştık ki; beni dürtenler açık bulduğum birkaç tuhafiyeye sürükleyince hafiften, tehlike çanlarını duyan eşim tarafından bizzat uzaklaştırıldım oralardan :))
Derken gözüme çarpan papatyaların yanında geçirdiğim dakikalar ve eşime “Hadi, biraz da sen beni çek” diyerek fotoğraf makinesini eline tutuşturmamla papatyalarla çocuklaşmam (Gerçi, hiç büyümedim ki ben) işte böyle bir Pazar hatırası olarak kaldılar bize…
Gerçi tek olsaydım o papatyaların benden çekeceği vardı da artık başka bahara :)) Ne diyeyim, bir gün bu papatyalarla yolda yalnız başıma karşılaşmak, işte tam da o sırada yanımda yine fotoğraf makinemin bulunması ümidi ile :) Bu vesileyle, herkese mutlu bir hafta dilerim *-*
Dip Not: Bugün benim için haftanın ilk ve son iş günü – farklı bir Pazartesi, sendromsuz olanından :))
9 yorumlar
Uzun zamandır görmüyorduk seni iyi oldu, özlemişiz. Hayırdır işine ne oldu
en sevdiğim çiçektir papatya:))harika fotoğraflar…
kimbilir Büyükada’ya gitsen neler neler çekecektin. fotoğraflar da sen de çok güzelsiniz!
tosbagalarr; Hmmm, diğer yazımda değinmiştim aslında :) Annem geliyor da, izne çıktım ;)
alonenes; Teşekkürler :)
Antigone; Teşekkür ederim canım :) Büyükada’ ya da bir gün giderim inşallah :)
tekrar merhaba,
sen ve papatyalar bütünleşmişsiniz,renkli,canlı,sevecen ve cıvıl cıvıl her şey.Annenin gelmesi sevindirdi beni ,gülen yüzünüz hiç solmasın.. :))
Papatyalar ve sen harikasınız….
Süper… Papatyalar ve siz çok güzel uyum sağlamışsınız.Gülen yüzünüz hiç solmasın.