Nisan 2012

8 Yazılar Ana sayfaya dön
Aylık yazılar gösteriliyor Nisan 2012

Tatil Kapıda : )

Yavaş yavaş enerjimin yükselmeye başladığını hissediyorum :) Zira, kapıdaki haftasonu tatili, bonus bir günlük tatille birleşiyor ve çabuk geçeceği tartışılmaz bile olsa üç günlük bir tatil beni bekliyor… Umarım beni okuyan her kim varsa orada; bu dinlenme fırsatı size de nasip oluyordur – çalışmayanlar hariç; siz hep tatildesiniz, biliyorum :D Yine bir öğle yemeği molasında koştururken bulduğum; daha doğrusu yarattığım kısa zaman diliminde ses vereyim de tatil kapanışı yapayım dedim ufaktan *-* Özellikle son zamanlarda haftasonları bilgisayar açmaya pek yanaşmadığımdan, e-mailleri – yorumları da tabletle kontrol edebildiğimden, pek ses veremem birkaç gün tahminimce. Yazlık kıyafetleri düzenlemek, biraz tadilat yapmak, kışlıkları kaldırmak gibi planlar yapıyorum bu normalden uzun sürecek tatil için; eğer gözüm o dağ gibi kıyafet yığınından korkmazsa tabii :)) Ve bu Pazar günü eğer ki hava güneşli olur da (hava tahminleri öyle gösteriyor gerçi) başka bir aksilik çıkmazsa hamile bir bayanın eşi ile fotoğraflarını çekeceğim açık havada – benim…

Sehpamı Yeniledim

Bundan dört sene kadar önce, İstanbul’ a geldiğim yıl, Ikea’ dan altı tekerlekli bir sehpa almıştık; ancak taşınma esnasında sehpanın üst kısmı delinmiş ve artık kullanılamayacak hâle gelmişti. Atmaya kıyamayıp bir yıl kadar bir süre bekâr evimin boş odasında tutup evlendikten sonra da krem renkli kapitone bir kumaşla kaplamıştım – gelin evine yakışmaz diyerekten :)) Artık iki yıl geçmişti ki ben o görüntüsünden sıkıldım ve Beşiktaş’ taki kumaşçıda görür görmez yarım metre diyerek aldığım bu kuşlu kumaşla sehpaya yeni bir soluk getirdim *-* Sehpanın yüzeyinde delik olan kısmı daha önce doldurduğumuzdan çok uğraşmadığımı söyleyebilirim. Üstteki kapitoneyi de sökmeden kuşlu kumaşı ütüleyip üzerine geçirdim, altlardan gererek silikonla yapıştırdım. Kumaş kalın olduğu için köşeleri katlamak biraz zorlasa da Kadıköy Pazarı ganimetleri imdadıma yetişti ve sehpam yeni nostaljik havası ile köşede yerini aldı :) Bir süre de böyle gitsin bakalım… Sıkılırsam, bir kat daha çıkarım :D

Çantamı Astım Koluma…

Mini boy kızlara özel bir kol çantası tasarladım :) Henüz takacak birileri yok ama olsun, köşede dursun… Maksat artık kumaşlar değerlensin, kırkyama konusunda bir adım daha ilerlensin, çantaya sap yapılabildiği test edilip onaylandıktan sonra bir adet büyük boy plaj çantası dikme hayalleri ile kollar sıvansın :)

Baykuşum Artık Yalnız Değil :)

Hatırlarsanız, bir baykuş dikmişliğim vardı günün birinde… Aramıza katıldı katılalı pek bir boynu bükük geliyordu ama bana… Sonunda dayanamayıp bir baykuş daha diktim; oyun arkadaşı oldu bizimkine :)) Görüntüsü itibari ile erkeği andırmıştı bana ilk diktiğim baykuş… Bu kez kirpikleri, rengi ile biraz daha dişi bir çizgisi olsun istedim :)) Sonra bir baktım; nazlı nazlı sokuldu bizimkinin yanına :) Artık bundan sonra baykuş ailesi iki kişi olarak mı sürdürür hayatını yoksa geniş bir aile mi olurlar; orası onların bileceği iş – ben aralarını yaptım :))) Dip Not: Bu dikiş denemesi ile beraber çift taraflı yapışkan telanın da tadına baktım – gayet kullanışlı bir şey :)

Benim Gece Hayatı Anlayışım : )

Daha önce alkol – sigara ikilisi ile aramın pek iyi olmadığından, aslında kendilerinin benimle arkadaşlık etmesine bir kere dahi izin vermediğimden bahsetmiştim sanırım… Hâl böyleyken, benim pek tanışık ve alışık olmadığım bu ikili ile yoğrulmuş bir mekanda bulunmak zorunda kalınca; bir bardak meyve suyu eşliğinde, mümkün mertebe sigara dumanından uzak, içip güzelleşenleri hoşgörmeye çalıştığım, bir yandan da gözümü saatten ayırmadığım bir süreç başlıyor kendiliğinden… Deneyimler öngörüleri beraberinde getiriyor tabii; bir teras katının ışıkları, tereddütsüz yanıma aldığım fotoğraf makinemle buluşuyor – her ne kadar gün ışığında fotoğraf çekmek genel tercihim olsa da – bu kareler de “benim gece hayatı anlayışım” olarak kayıtlara geçiyor :)

Kes – Dik – Yapıştır «Önizleme»

Yine bir Pazartesi yoğunluğunun göbeğindeyim, öğleden sonra işlere gömülmeden bir ses vereyim dedim. Geçtiğimiz haftasonu hobi odamda geçirecek vakit bulamadım çok fazla; ancak daha önce yaptığım, fotoğraflarını çekemediğim birkaç parça imdadıma yetişti. Şimdilik önizleme ile eşlik etsinler sayfama; fırsatını bulur bulmaz da sırayla boy göstersinler *-*

Yeni Bir Fotoğrafçılık Oyunu: Teni ile…

Dün sabah işe giderken havanın açık olduğunu görünce fotoğraf makinemi yanıma almıştım; çok da iyi oldu. Objektifime gülümsemeye hevesli ve yapmasını istediğim tüm abukluklara (!) “Hayır” demeyen bir iş arkadaşı, yakınlarda var olan bir parkla birleşince o bir saatlik öğle arası ikimize de şölen oldu resmen. Ben fotoğraf çekmekten hiç usanmam, karşımdaki de rahat olunca değmeyin keyfime :) Öyle ki zamanın nasıl geçtiğini anlamazken o bir saatlik süre içerisinde 250 adet kare çekmişim *-* Birkaç tanesi de burda boy göstersin istedim :) Not-1: Teni’ yi daha önce fotoğraflarını çekmiş olduğum kurabiyelerinden tanıyor olmalısınız :) Not-2: Daha önceki fotoğrafçılık oyunlarım için buraya, buraya ve buraya bakabilirsiniz ;)

Gezinme