Perşembe imiş… Perişan imiş…
Şu Perşembe gününe neden “Perişan” demişler, bilmem ama kendi adıma Perşembe’ ler Cuma’ ların habercisi olduğundan, bir nevi tatil arefesi kıvamında güle oynaya geçer… Perişan olması gereken bir gün varsa o da Pazar’ dır kanımca; Pazartesi’ yi görmeye ramak kaldığımız o Pazar yok mu o Pazaaarrr… İnsan tatilde olduğunu bile anlamıyor bazen sırf bu psikoloji yüzünden… Hele bir de o vücudun uyumaya, dinlenmeye ihtiyacı varsa… Yatakta azıcık fazla zaman geçirin, o koltuğa yayılıverin birkaç saat fazladan, bir de bakıyorsunuz, işbaşı yapma zamanı yine gelmiş… Zaten bu hafta biraz zor geçti benim için. Pazar gecesi 01.00 civarı gidince yatağa, sanki haftanın her günü 01.00’ den önce uyuyamazmışım gibi akşamları gözlerim bir türlü kapanmak bilmedi. Hele dün gece en geç 23.30’ da bilgisayarı kapatıp uyuyabilme imkânım varken 01.30’ da uyumuş olmam pek bir traji-komikti. Bazen nasıl da kaşınıyorum gecenin bir yarısı, ah bir bilseniz… Yok, kafama birşey takıldı ya, uyuyamam yoksa. İşin…