Kasım 2011

3 Yazılar Ana sayfaya dön
Aylık yazılar gösteriliyor Kasım 2011

Yün Sepet

Örgü ile aramın pek iyi olmadığını biliyorsunuz sanıyorum artık :) Şişlerle örebileceğim şey, bir atkı ile sınırlıdır *-* Örgü örmeye karşı soğuk olmamı ise çocukluk yıllarıma dayandırıyorum – tam psikolojik bir açıklama oldu bu da :) Küçüktüm, ilkokul-ortaokul yılları… Annemi birşeyler örerken görür, heveslenirdim ama… Annem ne yazık ki örgü örmeyi bana öğretme konusunda pek sabırlı değildi, ne zaman “Şunun şurasını nasıl yapıyordum?” diye sordum, o zaman şişleri elimden alır, “Bırak, bırak, sen yapamazsın” derdi… Hâl böyleyken, benim örgü aşkım zaman zaman alevlenip zaman zaman yerlerde gezerken anneanne-babaanneden öğrenebildiğim birkaç şeyle idare etmek zorunda kaldım… Gerçi, hoş kendim de pek öğrenmek istediğimi söyleyemeyeceğim, çünkü örgü örmek söylenenin aksine beni rahatlatmıyor, ben ördükçe ve o kadar uğraşın karşılığı katettiğim yolu gördükçe strese giriyorum. Belki zamanımın azlığından… Belki benim çabuk biten işleri daha çok sevmemden… Belki örgü örmek rutin bir işleyiş gerektirdiğinden benim içimdeki tasarımcı çocuğu dışa vuramamamdan… Belki de bunların tümünden…

Süslü Babetler

Ne zamandır babet süslemiyordum… Görümcemin nişanında oynarken giymek için aldığı ama benim stoktaki babetlerden kendisine daha uygun olanını bulması üzerine giyemediği babetlerine el attım :) Bu babet nişan elbisesine uygun renkte idi, ama süet olduğu için mi bilmiyorum; uyduramadık. Ben de kırmızı biberli, mısırlı hem göze hem mideye hitap edebilecek bir görünüme kavuşturdum onları :) Yapraklarıyla, çiçekleriyle pek bir doğal ortam ayakkabısı oldular zaten *-* Görümcem de benim gibi birle yetinmez. Eli değmişken bir de beyaz babet almış, ne olur ne olmaz diye :) Bu babetin üzerini de siyah gipürlü çiçeklerle süsledim. Her birini fistonun üzerinden teker teker kestim; tıpkı daha önce yaptığım yaka çalışmasında olduğu gibi… Biraz uğraştırdı ama değdi sanırsam :)

Runner Örtü Diktim

Geçtiğimiz Cuma bayram sebebi ile yarım gün mesai olunca, çıkışta soluğu Kadıköy Pazarı’ nda aldım – hobi manyağının klâsik Cuma fantezisi :) Yalnız ay sonu olmasından dolayı paralar suyunu çektiğinden pazar için çok fazla bütçe ayıramamış olsam da alışverişimin beni yine de tatmin ettiğini söyleyebilirim *-* Hani laf olsun diye değil, o kadar kısıtlı bir harcama limitim vardı ki; avcumdaki bir liraları sayarak alışveriş yapıyordum, yani o kadar :)) Lâkin ben pazardan eve yine iki poşet taşıdım; düşünün siz ne kadar ucuz olduğunu :) Bu kumaş da yine o yığınların arasında Cuma günü bulduğum, görür görmez onunla runner örtü yapma hayallerim depreşerek poşete tıkıştırdığım bir parça. Farklı renklerini de bulsam aslında hiç fena olmazdı :) Basit bir dikiş projesi olmakla beraber yine de ilk kez diktiğim bir parça olması itibari ile dikerken ilk başta biraz endişelensem de korkularım yersiz çıktı neyse ki… Dört köşesini de başarı ile katlayıp runner örtümü…

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Gezinme