Sadece Objektif Olarak Kullanılamayan "Objektif"
Nasıl mı?İşte böylee :)Fotoğrafçı arkadaşlarımıza alınabilecek güzel bir hediye ;)Burada buldum.
Nasıl mı?İşte böylee :)Fotoğrafçı arkadaşlarımıza alınabilecek güzel bir hediye ;)Burada buldum.
Sizce bu rafta gördükleriniz nedir?”E, kitap işte” cevabını mı verdiniz :)O zaman sizi bir aşağı resime taşıyalım :)Kitap kurtları için güzel bir hediye :)Burada buldum.
Yoook, bu kadar kar şimdi yağmadı :)Demiştim ya öğlen karlı fotoğrafların devamı gelecek diye *_*Bu fotoğraflar iki sene önce çekildi. Ben İstanbul’ a yeni geldiğim dönemler de diyebiliriz. Karı görünce, İzmir’ de yıllarca kar hasreti çekmenin etkisi olsa gerek kendimi sokağa attım, tabii sadece kendimi değil; o zaman sevgilim olan eşim :) ve müstakbel görümcemi de taktım peşime :)Çok eğlenceli bir akşamdı; bol bol gülmüş ve saçmalamıştık :) Bugün kar yağarken çekmecedeki bu fotoğrafları sizinle paylaşmak geldi aklıma… O zamanlar blog yazmadığım için sıcak sıcak sunamadım size, üzerinden birazcık iki yıl geçti :)Bir önceki yazımdaki fotoğrafın orjinali ile başlasın karlar yağmaya – aslında biz o gün 3 kişiydik- ve ben köşeye çekileyim; fotoğraflar konuşsun…
Kar yağıyor; pamuk gibi… Bazen ince ince bazen dolu dolu… Kendimi küçük cam fanusun içinde kardan adamla dans ediyor gibi hissediyorum :)Dışarısı ne kadar soğuk olursa olsun, seviyorum ben karı, hele de camın önünde izlemesi, ne keyifli… Huzur veriyor insanın içine beyaz renk ve o kar tanelerinin usul usul gökten indiğini görmek… Aslında bu zamana kadar çok fazla kar gördüğümü söyleyemeyeceğim. İzmir malum karın yüzüne hasret… İnanın, şu İstanbul’a geldim geleli daha yeni yeni karla kaynaşabilme fırsatım oldu, her ne kadar üzerinde yürüyemesem de :) Mümkün değil yani, elimden biri tutmazsa – ki bu çoğunlukla eşim olur; anında totomun üzerindeyim :))) Neyse ki henüz elim boş kalmadı, heheh :DHazır yılbaşı da gelirken her yer beyaza bürünse ne güzel olur, değil mi :) Küçükken yılbaşında kar yağsın diye dua ederdim *_* Ama hiç yağmazdı, nerden bileyim tabii ben İzmir gibi yere kar yağmaz. Daha Coğrafya dersi bile almamışım :D Haberlerde kar…
Ne kadar gerçekçi, değil mi?Üstelik sadece 5,95 TL :)Burada buldum…Seviyorum ben bu Çinlileri; neler neler icat ediyorlar. Böyle farklı fikirlerle yoğrulan ürünler de bu kadar ucuz olunca insan almadan edemiyor :) İçeride bir sürü ucuz şey var; hepsi de farklı farklı ürünler… Gündelik hayatımızı kolaylaştırma amacı güdülmüş, fiyatları da genelde 3-10 TL arası değişiyor.İlginizi çekerse bir kurcalayın derim; belki siz de yakalarsınız :)Resim kaynak
Tek taşımı kendim al-ma-dım, evet ama ben evlilik teklifi de almadım… Acı ama gerçek >_
Hatırlarsanız en son benim ayaklarımdan cıp cıp sesleri geliyordu çizmelerimin içinde… O günden sonra çok fazla yağmur yağmayınca ben de çizme/bot/su geçirmez ayakkabı arayışımı bir sonraki bardaktan boşanırcasına yağmur deneyimine ötelemiştim, taa ki geçen haftaya kadar…Evrenin geçtiğimiz Cuma doğum günü hediyesi olmalıydı ıslak ayaklar. Sabah servise yetişememem, ardından köprüde şemsiyemin rüzgara dayanamayıp beni terk etmesi, şemsiyesiz kalmam bir yana giydiğim süslü çorabımın kurdelesinin yağmurun altında açılması, vs. derken benim ayaklar yine o meşhur çizmelerin içinde yüzmeye başladı :) Her zamanki gibi sağ ayak yarıya kadar :))O gün öğleni zor ettim ve ilk işim yemek bile yemeden kendimi ayakkabıcıdan ayakkabıcıya atmak oldu. “Yeter bee!” dedim, “Bugün benim doğum günüm; kendimi hediyelendiriyorum” :)) Bahaneye bak, hehe :D Ama gerçekten ayaklarım çok ıslaktı, hasta olacaktım :( ki üşütmüşüm biraz…Bir yağmur botu edinmeliydi. Ama çok pahalı birşey değil, ayağım su geçirmesin içinde, yeterli… Derken Flo’nun ayakkabıları dikkatimi çekti ve 49,90 TL’ ye -yuvarlak 50…
Ne zamandır aklımda, yazacağım, atlıyorum…Önce navbar nedir, kısaca onu belirteyim;Hani şu blog sayfanızda header’ın üzerinde paylaş, kötüye kullanım bildir, vs yazan bir satır var ya; renk seçeneği çok sınırlı ve dolayısı ile sayfanızla uyum sağlamıyor…Uzun zamandır gözümü rahatsız ediyordu; aradım, taradım, “Ben bunu yok etmek istiyorum” dedim Google amcama ve o da her soruma olduğu gibi buna da cevabını verdi, sağolsun :)Eğer blogumun tema rengi ile uygun bir renk sağlasaydı blogger, onu kaldırmayacaktım ama gerçekten dört renk seçeneğinden hiçbirini uyduramadım ben bloguma… Çok üzgünüm…Aranızda benim gibi bu görsellikten rahatsız olan ve “Ben de navbarımı kaldırmak istiyorum” diyen varsa burada nasıl yapıldığı çok güzel anlatılmış. Bir bakın derim ;)