Yemek yediğim yer küçük ve rağbet gören bir yer olunca, ben de tek kişi olarak her daim tanımadığım insanlarla masamı paylaşıyorum :) İlk başlarda yadırgasam da bu durumu – çünkü yalnız yemek yemek kimi insanlar için kabustur – artık o kadar alıştım ki yalnız yemek yemeye, cafe’de oturmaya, vs… Zaten yalnız olmuyorum :) Benim içsesim var, artık onu tanıyorsunuz :)) O da bloguma katılmaya başladı son zamanlarda, hehe :D
Bugün yine yemeğimi yiyip havanın soğukluğuna aldırmadan dolaşasım vardı ki; masadaki tanımadığım bayanın dertlerini dinlemeye maruz kaldım :)) Benden birkaç yaş büyük bu abla, beni önce 22 yaşında zannedip 29’umda olduğumu duyunca şoklara girip başladı gönül defterini bana okumaya :D Ben tanımadığım insanlara içimi, dışımı bu kadar kolay anlatamam, biraz görmem lazım, tanımam lazım… Hoş tanıdıktan sonra FOS çıkan deneyimlerim de oldu ama neyse…
Bayan yeni başlamış çalışmaya, bir ay filan olmuş; işte ben de ondan bir ay kıdemliyim :) Kendisine arkadaş bulamamanın hüznü ile bir başladı ki konuşmaya; asıl derdi farklıymış, sonradan anladım.
Hikayemizde başrolü oynayan arkadaşımız sürpriz bir şekilde hamile kaldığını anlamış ve ne yazık ki şirketle yaptığı görüşmelerde kendisine bu konu açıldığında hamile kalmayı düşünmediğine dair birtakım konuşmalar da geçtiğinden dolayı şirketin bu duruma bakış açısı malum… Henüz yönetime bu olağanüstü durumu açıklayamamış ve kıvranıyor… Bana fikrimi sordu. Hatta üzerinde nasıl bir izlenim bıraktıysam artık “Sen bu tarz konuşmaları yapacak birine benziyorsun” diye gaz da verdi :))) Hoşş, yıllar yıllar önce çalıştığım şirketten istifa ettiğimde sevgilimin bir dönem o firmanın İstanbul şubesinde çalıştığını ve bu vesile ile tanıştığımızı çatır çatır söylemiştim, de karıştırmayalım şimdi onları :))
“Ben hiç hamile kalmadım ki” diye üzerimden bu sorumluluğu atmaya kalksam da; çünkü karşımdaki insanın bakışları o denli çaresiz, ne yapacağını bilemezdi ki sanki ben ne dersem onu yapacak gibi duruyordu. Olur ya, insan olayın içinde kendi derdine çözüm bulamaz, ama başkalarına gelince Güzin Abla gibi olur maşallah :))
“Karnın büyüyene kadar söylemesen olmaz mı?” desem de ben hayatta böyle birşey yapamam. Sonucu ne olursa olsun gider doğruyu söylerim; bu yüzden başım çok ağrımıştır… O da zaten dürüst olmaktan yana ama doğru kelimeleri arıyordu kendince… Elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışsam da umarım çalıştığı şirketin yönetimi durumu anlayışla karşılar diye dilemekten başka da birşey gelmiyor elimden…
Hayat işte… Ne zaman insanın karşısına neyi çıkaracağı belli olmuyor ama eminim böylesi onun için en hayırlısı olduğu için bu sürprizi yaşadı, yaşaması gerekiyordu… İş görüşmesinde hamile olduğunu bilmiyormuş… Bilse belki görüşmeye gitmeyecekti. Belki de kariyeri açısından çok parlak olacak bir firmayı elinden kaçıracaktı. Belki de çok kötü bir firmada çalışıyor ve bebeği yüzünden ayrılacak yakında ama çok daha mutlu olacak. Nerden bilebilir ki…
Yalnız kendime de öyle hayret ediyorum ki iki gün önce rüyamda kendimi sürpriz bir şekilde hamile kalmış gördüm, ne yapacağımı düşünüyordum kara kara, bir yandan da mutlu oluyordum, kızım olsun diye dua bile ettim :D Bugünse yemek yemek için girdiğim yerde 3 ila 4 boş masanın içinde birine oturuyorum; karşımdaki kadın bana böyle bir soru yöneltiyor.
Bu rastlantı mı? Çekim gücü mü? Yoksa bir işaret mi? Yoksa ben de mi hamileyim? :p
Aslını astarını bilmiyorum ama arka arkaya benzer olaylar yaşayınca evrenin formülünü çözmeye takılıyorum :)) Biliyorsunuz, evren ve işleyişi ilgi alanım arasında :)
Kimileri kalbin temiz, altıncı hissin kuvvetli dese de yok, yoook arkadaşım, var bunda bir iş :))
O zaman, sanırım şu söz de bugünümü özetler, değil mi? :)
“Ne zaman bir kalp güzellikler düşünür, hayat kişiye bunları verir çünkü yaşam bir ekodur.”
3 yorumlar
Bunların bir anlamı var ama ne:) Evre daha açık konuş:D
tek başına yemek yemek , güzel fikir, devam edin en azından sağlıklı yemekler. :)
inanırsakolurbence – Açık konuşmuyor bu evren, hep böyle şifreli :))
Swotpisces – Evet, Burger'dan, pizzacılardan iyidir :) Yalnız ama fit :D