Kadın Yöneticiler

Siz de benim gibi kadın yöneticilerden muzdarip olan topluluk içinde misiniz yoksa? Hemcinsimiz diye koruyup kolladığımız, bağrımıza bastığımız, arkasında durduğumuz türünün son örneği bu canavarlar sizin de mi baş belanız? Egosundan geçilmeyen, kendini dağları yaratmış yücelikte görüp burnundan kıl aldırmayan, her ne şekilde olursa olsun yaptığı yanlışları doğru olarak görüp, bunu çöplüğünde kural olarak kabul ettirmeye çalışan, çevresinde şak-şakçılar arayan, pekala çoğunlukla da bulan bu ukala dümbeleklerinden biri de sizin başınızda mı?

O zaman ben ne haldeyim, çok iyi anlarsınız beni…

Şu kocaaaa İstanbul’ da iki sene içinde çalıştığım beşinci firmamdayım (öyle çok da iş değiştirmem ama mahvettiler beni, anlayın işte); yaa arkadaşım tüm yöneticiler mi kadın çıkar karşıma? Peki hepsi mi sorunlu, çirkef, mahalle kavgasına hazır edada, yüzünde gülümseme, arkasında sopası dolaşır? Ben anlamadım ki!

Yalnız ne anladım, biliyor musunuz?

Bu tarz tiplerin bazı ortak özellikleri var, hangi bilimin ilgi alanına giriyorsa mutlaka incelesin!! İki senelik ömrü hayatımda ben bunu gördüm, bunu gözlemledim, bunu söylerim :)

Siz siz olun; eğer iş yaşamında karşınıza kartviziti şişirilmiş şu yapıda bayanlar çıkarsa onlardan kaçın!!

– Daima çok dürüst, çok açıksözlü, çok anlayışlı olduklarını iddaa ederler, yerinize kendisini koyuyor, olayları sizin bakış açınızdan değerlendiriyor gibi yorumlar yaparlar. Vah canııımmm, onlar duygusal zeka küpüdür zaten!!

– Özel hayatları karışıktır. Genelde ya kocalarından ayrılmışlardır, ya da kocaları şehir, belki de ülke dışındadır (bu tarz bir kadına uzun süre dayanılmaz çünkü)

– İşleri tek hobileridir; 24 saat uyumadan bilgisayar başında geçirilen zamanı başarının tek anahtarı görürler. Kör baltayla çalış, çalış, nereye kadar!!

– Çok çalıştıklarını sanırlar, halbuki laf kalabalığından başka birşey değildir yaptıkları; ellerinde sigara-kahve ile geçen mesai saatlerini çalışma hanelerine yıldızlı pekiyi ile not düşerler.

– Vücut dilleri anlamsızlıklarla doludur; ofis içinde hızlı yürüme (gerginliklerini gösterir, kendi içlerinde huzurlu değillerdir ki sizde huzur bıraksınlar) ya da çok yüksek sesle konuşma (neyi bastırmaya çalışıyorlarsa) bunun en belirgin örneği…

– Kendilerini dünyanın en önemli işini yapar gibi görürler, hayran kalmazsanız ve bu hayranlığınızı yalakalık tepsisinde sunmazsanız, kendinize başka çöplük arayın; dikkat alarm sesleri!!

– Genelde kafaları karışıktır, söylediklerini unuturlar, unuttukları gibi yap dediklerini yaparsanız yandınız, yapma dediklerini iddaa ederler beş dakika sonra, üstüne sizi kulağı duymayan, yetersiz, kapasitesi düşük mongolmuşsunuz gibi iyiden iyiye salağa çevirirler. Sorun bunlar, tamamen soruuuunnn!

– İşlerin yetişmemesini dağınıklıklarına ya da kendi geliştiremediği noktalardaki eksikliklere kesinlikle bağlamazlar, haaşaaaa!! İşleri çok yoğundur, dedik ya!

– Genelde teknoloji özürlüdürler; yaa bu bilgisayar nereden kapanıyordu :))

– Biraz hakkınızı aramaya kalkın ya da yanlış olduğu bir noktayı gösterin, sizi iki laflarıyla döver, yerin dibine girmekten beter ederler.

– Siz işinin ehli, herşeyi layıkı ile yapan elemanı olun; yine yaranamazsınız; bu kez de siz sorun çıkarmadığınız için sorunlu olursunuz :))

Ne istiyor bu kadınlar!! Yoksa onların adet sancılarına göre mi yönetiliyoruz??

Gidin bi’ arkadaşım, çıkın hayatımdan!!

Neydi o Facebook da dolanan grubun adı?

Mutluluk vermeyeceksen meşgul de etmeyeceksin!

Ha şöyyleee…
Hadi, herkes kendi yoluna!!